İstanbul, İzmir nefes kesiyor

Kamuoyundaki algı bu yönde. İstanbul kadar belirleyici olan yer, İzmir. İstanbul yine de daha farklı.
İstanbul’da yeniden AKP kazanırsa, önce Cumhurbaşkanlığı, sonra genel seçimler için önemli avantaj elde etmiş olacak. Yeniden moral depolayacak.
İstanbul’u CHP kazanırsa, AKP için inişin başlangıcı olacak. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde zarlar yeniden atılacak. AKP moral yitirecek, CHP genel seçimlerde daha iddialı hale gelecek.

TOPBAŞ-SARIGÜL

Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında dün bazı kent ve büyükşehir belediye başkan adaylarını açıklıyor. İstanbul ve İzmir yok. O iki büyükşehir adayını muhtemelen cuma günü açıklayacak.
Kulislerde dolaşan iddiaya göre, her iki kentin adayı da belli. AKP’nin İstanbul adayı büyük olasılıkla Kadir Topbaş. Gezi ile birlikte AKP’de fatura önce Topbaş’a çıkarılıyor, bununla birlikte anketlerde Topbaş’ın adı öne geçiyor.
Topbaş, AKP yönetiminde daha ılımlı bir portre çiziyor. Siyasal kutuplaşmanın dışında görülüyor. Gerçi, İstanbul Topbaş döneminde en yoğun betonlaşmayı, en az yeşilliği, en yüksek rantı görüyor. Topbaş’la İstanbul kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Hele de, trafik yandım Allah, günün her saatinde. Bu büyük tehlikeye rağmen, Topbaş’ın yönetimi değil ama, siyasal kimliği onun yeniden aday olabileceğini gösteriyor.
Tıpkı Topbaş gibi, adaylığı henüz açıklanmasa da, anketlerde Topbaş’la yarışabilecek CHP adayı Mustafa Sarıgül görünüyor. Geçen yıl AKP ile CHP arasındaki fark on puana kadar çıkmışken, Sarıgül bu makası kapatmış görünüyor. Sarıgül de, siyasal kutuplaşmanın dışında. Avantajı, Türkiye’nin her yerinden İstanbul’a
göç eden insanlara göç ettikleri yerden başlayarak diyalog kurmuş olması, her türlü yardımda bulunması. Şu anda seçim ortada görünüyor.

CHP’NİN KALESİ

Yine açıklanmamakla birlikte, İzmir adaylığında AKP’de Binali Yıldırım, CHP’de Aziz Kocaoğlu şanslı.
Binali Yıldırım İzmirli seçmene sempatik geliyor, ancak İzmir CHP’nin kalesi. Yıldırım dezavantajlı, çünkü özel yaşama müdahaleyi, gâvur İzmir gibi çirkin lafları ya da AKP iktidarının İzmir’e her güçlüğü çıkarmış olmasını İzmirliler unutmuyor. Kaldı ki, İzmir’de seçmen belediye hizmetlerine değil, parti aidiyetiyle oy kullanıyor.
İzmir’de yarış çetin geçecek olsa da ibre CHP’den yana.

VE CEMAAT

Yerel seçimlerde AKP aleyhine, CHP lehine çalışacak bir başka etken var: Cemaat.
Kaderin garip cilvesi, tarihin ironisi, artık ne derseniz deyin, yerel seçimlerde cemaat ağırlığını CHP’den yana koymak eğiliminde. Cemaat kaç puana sahip olursa olsun, o puanların CHP’ye yazılması büyük olasılık.
İstanbul ve İzmir adayları iki partide de açıklanmış değil. Buna rağmen, kulislerde isimleri en çok geçen adaylar üzerinden yapılan analiz yukarıdaki tabloyu sergiliyor. Belki erken bir analiz ancak, hayli muhtemel.

AKP ve CHP’de anketlerin gücü

AKP’de belediye başkan adaylarını Üst Kurul belirliyor, kurul on bir kişiden oluşuyor.
CHP’de belediye başkan adaylarını önce beş kişilik
bir kurul belirliyor. Kurul, adayları Parti Meclisi’ne götürüyor, adaylar Parti Meclisi kararıyla kesinleşiyor.
AKP’de adayları belirleme sürecinde “temayül yoklaması” ile halkın nabzı tutuluyor, halka soruluyor, aday adayları ayrıca “teşkilata” soruluyor.
CHP’de adayları belirleme sürecinde “eğilim yoklaması” ile halkın
nabzı tutuluyor, halka soruluyor, aday adayları ayrıca“örgüte” soruluyor.
Her iki parti de bugüne kadar olmadığı biçimde ayrıntılı ve günün olanaklarını kullanarak adaylarını
beliriyor. Her iki parti de bazı yerlerde birden fazla anket yaptırıyor.
Her iki parti de halk artı örgüt bileşeninden geçiyor. Sağlam basmak istiyor. AKP ve CHP’yi anketler yönlendiriyor, bu yöntem parti içi işleyişe daha demokratik nitelik kazandırıyor.