Irak yeni bir yola doğru

DÜN Hamas füzelerine karşı, İsrail tehdit dolu sesini yükseltirken Irak’tan insanın içini ferahlatan haberler geldi.

Irak yeni bir yolun ilk adımlarını başarıyla attı.

Genel seçimlerin provası olan yerel seçimler öncesinde, doğruyu söylemek gerekirse endişeliydim. Ama iki hafta önce Türkiye’den Stuttgart’a uçarken yanımda oturan Iraklı iş kadınından, Bağdat’ta durumun artık eskisi gibi olmadığını dinledim. Güvenliğin büyük ölçüde sağlandığını, hayatın normale dönmekte olduğunu anlattı. Zaten o yüzden iş adamları ve kadınları heyeti olarak yeni iş imkanları bulmak için Avrupa’ya geliyorlardı.

Irak’tan gelen son açıklamalara göre de, güvenlikle ilgili olaylarda geçen yıllara göre bariz düşüş vardı.

Son yapılan resmi açıklama, bir buçuk yıl içinde, geçen döneme göre güvenlikle ilgili olaylarda yüzde 80 azalma olduğunu duyuruyordu.

Tabii ki bu hiçbir şeyin garantisi değil.

Irak’ın kırılganlığı sürüyor. Ama geleceğe iyimserlikle bakmak için nedenler artıyor.

Seçimlere katılım oranının yüzde 51 olduğu açıklandı. 2005 Parlamento seçimlerinin gerisinde kalsa da, o zaman seçimleri boykot eden Sunni bölgelerinin en yüksek katılımı sağlamış olmalarını, olumlular hanesine not etmekte yarar var.

Güvenlik açısından en kritik olan birkaç küçük bölgenin dışında, en kanlı çatışmaların yaşandığı Diyala gibi bir yerde bile seçimlerin sakin geçmesi de önemli bir işaret.

***

SEÇİMLERLE
ilgili haberleri izlerken, Irak Ulusal Listesi’nin Başkanı Mithat El Alusi’nin bir açıklaması dikkatimi çekti.

Alusi, partisinin Basra’daki gözlemcilerine dayandırdığı iddiasında, İran Başkonsolosunun silahlı korumaları arasında Basra’da seçim sandıklarını dolaştığını söylüyor. "Bu bir baskıdır. Eski alışkanlıkların hálá ortadan kalkmadığını gösteriyor" diyor.

Bugün Amerika ne kadar Irak’ta varsa, İran’ın da ülkede ona yakın bir seviyede etkili olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Bu durum, Türkiye açısından da önemli. Türkiye, Irak’ta grupla arasındaki uzlaşmanın sağlanmasında olumlu rol oynarken, hiç kimsenin dışlanmadığı demokratik bağımsız Irak’ın kurulması hedefi ile bu çabayı harcadı. Çünkü bu,Türkiye’nin ulusal çıkarları ile örtüşüyor.

İran’ın, Irak’ta etki alanını genişletmek için harcadığı çaba ise, bölge istikrarı açısından ciddi riskler taşıyor.

İran’ın bölgeye bakışı Irak halkının demokratikleşme hevesini güçlendiren bir yaklaşım değil.

Ayrıca, komşular üzerinde bu denli büyük hak iddiaları, Irak- Türkiye ilişkilerinin geleceği açısından da riskli.

***

BU
seçimler, Kerkük konusunda anlaşma sağlanamadığı için Kürtlerin yoğun olduğu üç eyalette yapılmadı.

Seçim sonucunda, Irak’ta yeni oluşacak siyasi dengeler Kerkük’ün geleceği konusunda etkili olacak. Önümüzdeki günlerde Kerkük tartışmaları yeniden hızlanacak.

Ama eğer Irak’ta yeni koalisyonlar kurulabilir ve değişim süreci gerçekten start alabilirse Kerkük’te karar da gecikmeyecek.

Bu kararın, Kürtlerin istekleri ile çelişeceğini düşünmüyorum. Türkmenler, Araplar ve Kerkük’ün diğer etnik gruplarının ikna edilmesi bu seçimlerden sonra daha kolaylaşabilir.

Irak halkı, yeni bir geleceğe adım atıyor. Bu insanlık açısından da ileri bir adım olabilirdi, eğer Irak halkı bu adımı yıkılmadan, ölmeden, çatışmadan, savaşsız atabilseydi.

Bana kimse, Saddam’dan başka türlü kurtulmanın imkanı yoktu demesin.
Yazarın Tüm Yazıları