IPI’ın gözyaşları

SORUYA tam bir şaşkınlık içinde soruyla karşılık veriyor:

“Bu bir şaka mı?”
Şaşkınlığını gizleyemeyen kişi Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Direktörü McKenzie. Onu şaşkınlığa iten soru ise, seçim nedeniyle görevinden çekilen İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın basın ve mizah tarihine geçen görüşü.
Basın özgürlüğüne dönük çeşitli engellerin yoğunlaştığı bir sırada Beşir Atalay, “Türkiye’de basın Amerika’dan daha özgürdür” diyor.
Önceki gün İstanbul’a gelen IPI Heyetine basın toplantısında Atalay’ın bu sözü hatırlatılınca, IPI Direktörü, “bu şaka mı” demekten kendini alamıyor ve devam ediyor:
“Ben Amerika’da gazetecilik yaparken hiçbir zaman cezaevine girme korkusu yaşamadım.”
Beşir Atalay’ın sözü yabancılara şaka gibi geliyor.
Türkiye’de basın özgürlüğüne dönük tehdit ve uygulamaların hızlandığı bir dönemde IPI Heyeti Türkiye’ye geliyor. Gerekçe çok yalın:
“Türkiye’nin görüntüsü bozuldu ve biz bundan kaygı duyuyoruz.”
NEDEN GAZETECİLER
McKenzie ayakları yere basan biçimde devam ediyor:
“Biz siyasi örgüt değiliz. Sadece bütün dünyada basın özgürlüğü ile ilgili gelişmeleri izliyoruz. Hükümetlerle de sürekli diyalog halindeyiz. Hükümetler bizimle olduğu gibi, kendi gazeteci örgütleriyle de diyalog kursalar, daha iyi sonuç alınır.”
Bu bakış açısının herkese yararı olduğu ve olacağı ortada. Bu tavrı ilke edinen IPI Heyetinin Ankara’da hükümet yetkilileriyle görüşmeleri bekleniyor.
IPI Heyeti Türkiye’de olup biten her şeyden haberdar.
Gazetecilerin arka arkaya hapse atılması karşısında, hükümetin geliştirdiği bir söylem var:
“Onlar gazetecilik faaliyeti nedeniyle değil, terörist eylemler nedeniyle gözaltına alınıyor.”
IPI dikkatini bu gerekçeye çeviriyor. Soruları şu:
“Gözaltılar neden bir meslek gurubu, neden gazeteciler üzerinde yoğunlaşıyor?”
Aynı mantığı sürdürüyor IPI:
“Kaç sanatçı, kaç iktisatçı, kaç hukukçu tutuklu, hükümete bunu sormak isterim.”
DESTEK YAĞIYOR
Türkiye’nin yaşadığı özgürlük kıskacı dünya alemin malumu.
Pek çok ülkenin basın örgütleri Türkiye’deki örgütlerle dayanışma halinde. Hiç olmadığı kadar.
IPI Heyeti önceki gün Nedim Şener’in eşini ziyaret ediyor. Tam ziyaret anında Nedim’in tutukluluk haline itirazın bir üst mahkemece ret edildiği haberi geliyor. Nedim’in eşi Vecide:
“Eşim tutuklanmadan bir gün önce Altın Kalem Ödülü aldı. Eminim ki, hapisten pırlanta kalemle çıkacak.”
IPI Direktörü Mckenzie Vecide Şener’in sözlerinden etkileniyor ve gözyaşlarını tutamıyor. Evet, açıkça ağlıyor.
Dışarıdan gelen desteklere bakıyorum, çığ gibi. Aklıma 12 Eylül dönemi geliyor. 12 Eylül’de basın bıçak sırtında. Her gün her olayla karşılaşmak mümkün. O dönemde temel uygulama gazeteci tutuklamalarından çok, gazete kapatmaktan geçiyor.
O yıllarda da, uluslararası basın kuruluşları desteklerini ihmal etmiyor, sık sık Türkiye’ye geliyor. Askeri yönetimle görüşüyor. 1983’te seçime gidiliyor, sıkıyönetim bir süre daha devam ediyor, sonra büyük ferahlık.

Ceyhan afet merkezini AKUT işletecek

ENERJİ hatlarının birleştiği merkez. Doğalgazdan petrol boru hatlarına, enerji santrallarından çeşitli fabrikalara kadar tam bir sanayi-enerji ortamı.
Burası Ceyhan.
Bu kadar yoğun sanayi kompleksinin bulunduğu bir ortamda, o kuruluşların tamamını korumak gerek. Depreme, yangına, doğal afetlere karşı korumak gerek.
Bu amaçla bir proje hazırlanıyor. Geçen hafta bu projeyi ayrıntılarıyla yazıyorum. Kısa adı Ceydem olan Ceyhan Yangın ve Doğal Afet Eğitim Merkezi. BTC Şirketi ile Çukurova Üniversitesi tarafından hazırlanan projenin bu yıl sonunda faaliyete geçmesi öngörülüyor.
Her türlü afete karşı Ceyhan ve çevresindeki sanayi kuruluşlarını koruyacak bu merkezi AKUT işletecek.
Koruma elemanlarının yetiştirilmesi, eğitimi ve koruma sisteminin fiilen çalışmasını, bu olaylarda çok deneyim kazanmış AKUT’un üstlenmiş olması, Türkiye’de ilk kez kurulan böyle bir merkezin başarısı açısından bir şans.

Gazetecilik özgürlük platformu

BİR yanlış anlama var.
Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan için Göztepe Parkı’nda etkinlik düzenlenecek. Önümüzdeki günlerde oraya iki tane temsili hücre ve Balbay ile Özkan’ın maketleri konulacak.
Bu etkinliği düzenleyen Tuncay Özkan taraftarları. Onlar kendilerince, bu etkinliğe Gazetecilik Özgürlük Platformu adını veriyor. Var olan ve seksene yakın örgütün oluşturduğu platformla ilgisi yok. İkisi karışmasın diye, Özkan taraftarları belki başka bir ana başlık bulur.

Milliyet’e helal olsun

NEDİM Şener tutuklandığından bu yana, Milliyet müthiş sahip çıkıyor. Bravo Milliyet’e.
Dün yine çok iyi bir karşılaştırma yayınlıyor. Bir yanda büyük yolsuzluk iddialarıyla yıllardır kaçak yaşayan Orhan Aslıtürk’ün yurda dönmesinden sonra serbest bırakılması, hemen aynı saatlerde Nedim’in tahliye isteminin “ya kaçarsa” diye, geri çevrilmesi.
Milliyet bu iki haberi ibretlik biçimde yan yana yayınlıyor. Kamu vicdanı işte bu. Bu karşılaştırma unutulmaz.
Aslıtürk şimdi İstanbul’un en gözde lokantalarında ağırlanır, en iyi mekanlarda oturur, izzet ikram görür. Hiç şaşmam. Sahtecilik, kaçakçılık iddialarının yanı sıra, devlete 150 milyon lira vergi borcu var. Eh, artık onu da devlet düşünsün.
Yazarın Tüm Yazıları