Hillary Clinton dönemi

HILLARY Clinton’ın, dışişleri bakanlığı teklifini kabul edeceği anlaşıldı. Bu gelişme, Demokratların sağ ve sol kanat ittifakı olarak yeni dönemi etkileyecek. Hillary Clinton nasıl bir dışişleri bakanı olacak sorusuna yanıt vermeden önce, onun sadece eski bir first lady değil deneyimli bir politikacı olduğunu unutmamak gerekiyor. Hem senatör olarak kazandığı siyasi deneyim, hem de başkan aday adayı olarak verdiği mücadelenin kazandırdıklarıyla geliyor Amerikan dış politikasının başına.

Dünyanın karmaşık sorunlarının yanı sıra gündeminde bir değil iki savaş var. Obama önceliği Afganistan’a vereceğini söylüyor ama Amerikan askerlerinin geri dönüşü sırasında ve sonrasında Irak’ı neyin beklediğini kimse bilmiyor.

Böyle bir belirsizliğin yakın çevresindeki ülkelerden Türkiye.

Türkiye açısından "hassas" iki konudaki karnelerinde altı çizilen iki nokta var.

Bill Clinton’ın kurduğu "Global Initiative Fund" ile ilgili çeşitli iddialar gündeme geldi. Bunlardan biri de PKK’nın bu vakfa bağışta bulunduğu, o yüzden eski Başkan’ın "Kuzey Irak’ta Kürtleri Türkiye’den korumak için Amerikan askerini bulundurduk" demiş olmasıydı. Neocon çevrelerden gelen bu iddiayı bir kenara bıraksak bile, Türkiye’ye karşı tavır konusunda kriter haline getirilmiş olan bir başka mesele daha var. Ermeni soykırımı.

Hillary Clinton, Ermeni karar tasarısını Senato’da destekleyenler arasındaydı. Ermeni lobisinin Demokrat adaylara yüz binlerce dolar seçim yardımı yaptığını açıklayan, Ermeni-Amerikan Siyasi Aksiyon Komitesi eş başkanı Annie Totah, kampanya sırasında Hillary Clinton’ın finans komitesi üyesiydi.

Yine de bunlara bakıp kestirip attırmamak gerektiğine inanıyorum. Bu meseleler çözümlenmedikçe her zaman birileri onların üzerinden para, itibar, çevre kazanacak. Bu noktalara takılıp kalmadan Hillary Clinton’ın ABD’nin dış politikasına nasıl etki yapacağını daha geniş açıdan değerlendirmek gerekiyor.

*

BİR
şahin diyebiliriz, evet Hillary Clinton Demokrat’ların şahinlerinden. Sonradan pişman olsa da Irak savaşını desteklemiş, İran konusunda, Devrim Muhafızlarının terör örgütü olarak ilan edilmesini isteyen 75 senatörün arasında yer almış, Obama’yı İran’a karşı yumuşak davranmakla eleştirmiş, İran ile muhtemel bir çatışmada nükleer silahların kullanılması seçeneğini dışarıda bırakan Obama’ya karşı, "eğer İran yükümlülüklerini yerine getirmezse, bütün seçenekler masada olmalıdır" demişti.

Irak’ta, askerler çekildikten sonra özel güçleri bırakacağını söylemişti.

*

HILLARY Clinton
, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin, özellikle geniş Ortadoğu açısından çok önemli olduğunu düşünüyor. Bunu çeşitli konuşmalarda dile getiriyordu. Örneğin, Türkiye’nin adaylığının kesinleşmesinden önce Tufts Üniversitesi’nde öğrencilerle yaptığı görüşmede, "Avrupalıları Türkiye’nin üyeliği konusunda desteklemeliyiz" demişti; "Eğer Türkiye reddedilirse, dünyanın her yerindeki Müslümanlar bunu bir aşağılama olarak kabul edecekler. Bu da aşırı İslamcıların eline yeni koz verecek."

Hillary Clinton
, Obama’nın seçim bildirgesinde de yer aldığı gibi, ABD’nin bölgedeki politikaları açısından "yüzünü Avrupa’ya dönmüş, demokratik bir Türkiye" beklentisine sahip.

*

ABD
’nin üçüncü kadın dışişleri bakanı olarak farklı bir damga vurabilecek mi? Kadın hakları, insan haklarıdır demiş, Ortadoğu’da kadın haklarının gündemden düşürülmemesi gerektiğini söylemiş olsa bile, Hillary Clinton’ın kadın bakış açısını Amerikan dış politikasına zaman zaman bile yansıtmasını beklemek aşırı iyimserlik olur.

Hırsları buna engel, bir de John Biden gibi, dış politika konusunda güçlü bir başkan danışmanı ile boy ölçüşmek zorunda kalacak olması.
Yazarın Tüm Yazıları