Zeytinliklerin madene açılmasına ilişkin düzenleme bir kez daha Meclis’ten geri döndü. AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Muhalefet ve kamuoyunda bu konuya ilişkin farklı bir ortam oluştu. Komisyon uygun görürse zeytinle ilgili maddenin çıkarılmasını teklif ediyoruz. Önümüzdeki yıllarda enerji krizi ortaya çıkarsa bunun vebali başına zeytin dalından taç yaparak bizi burada etkilemeye çalışan insanların üzerindedir” dedi. Meclis’e gelen köylüler, kararı sevinç gözyaşlarıyla kutladılar.
#ZeytinlikZeytin meyvesi ve o meyveden çıkan yağ bizim için sağlıklı ve lezzetli bir besinken birçok canlı için hayati önem taşıyor. Zeytinliklerin kapladığı alanları kullanan canlılar saymakla bitmiyor. Doğa Derneği’nin ‘Zeytinime Dokunma’ kampanyası için hazırladığı posterden yola çıktık, bu canlılardan bazılarını size daha yakından tanıtalım istedik.
#Zeytinime DokunmaTürkiye’de 750 bin ailenin ve yaklaşık 10 milyon insanın geçimini sağladığı zeytin, 72 yaşındaki Gülseren İdiz için bambaşka bir anlama sahip. O, ‘özengilik’ geleneğinden bir ‘zeytin gelini’. Evlenirken damat tarafının verdiği zeytin ağacına gelin Gülseren’den başkası dokunamıyor. İdiz, “Her şeyimizi zeytine borçluyuz” diyor.
#ZeytinİZMİR Akdeniz Akademisi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 'İzmir Zeytin Sempozyumu' Ahmed Adnan Saygun Kültür Merkezi'nde başladı. Tarım yazarı gazeteci Ali Ekber Yıldırım, Türkiye'nin zeytincilikte hedeflerine ulaşması için ulusal bir politika belirleyerek kişi başı yıllık 2 litre gibi düşük olan iç tüketimi arttırması, markalaşma ve yüksek kaliteyle ihracat yapması gerektiğini söyledi.
AYDIN'ın Germencik İlçesi'nde, jeotermal enerji ile elektrik üretimi yapan kuyulardan çıkartılan, yeraltına geri verilmeyerek Büyük Menderes Nehri'ne ve tarlalara bırakılan termal suların doğa ve çevre kirliliğine neden olduğunu belirten yaklaşık 500 kişi, 'Kanser olmak istemiyoruz' sloganı eşliğinde yürüyüş düzenledi.
“Gülümsedi Servet, gözlerinde denizin öte yakasından kuşlar. Şu Ege, efendi deniz hakikaten. Gözlerden bile belli. Sonra konuştu. Zeytinyağı gibi akıyor sözcükler, zeytin yaprağı gibi yumuşacık. Ağlamaya başladı bizim Ozan. ‘Ağlama topraam!’ dedi gözlerinde kuşlar olan…”