İber Yarımadası'nda kurulmuştu Tartessos uygarlığı. Hem ekonomik hem de sosyal olarak, devrin en ileri topluluklarından biriydi. Ancak ne olduysa oldu, Tartessoslular bir anda tarihin tozlu sayfaları arasına gömüldü. Tarihçiler Tartessos uygarlığının başına ne geldiğini bugün bile tam anlamıyla açıklayamıyor. Dahası yapılan kazılarla ortaya çıkan ayrıntılar da bu çok kültürlü medeniyetle ilgili soru işaretlerinin artmasına neden oluyor.
#TartessosFoça’ya ilk adım attığım günü hatırlıyorum. Günün en güzel saatleriydi. Güneş Foça’daki güne veda etmeye hazırlanırken önümdeki denizi kırmızıya boyamış, üzerine içinden geldiği gibi serpiştirdiği balıkçı teknelerini küçük dalgalarla okşuyordu. Biri küçük diğeri büyük deniz adı verilen koyların önündeki irili ufaklı adacıklar ve girinti çıkıntılar ufuk çizgisini görmemi engelliyor hemen karşıdaki burunda yer alan deniz feneri ise yaklaşan akşam için sabırsızlanıyordu.
#BursaBahar yüzünü gösterdi. Ağaçlar çiçeklerini taktı takıştırdı, toprak yeşil örtülerini üstüne çekti. Kuşlar sevinç çığlıkları atmaya başladı. Şimdi tam yola çıkmanın zamanıdır. Çünkü doğa en güzel görüntülerini bu mevsimde sergilemeye başlar. Her yıl yaptığım gibi bu yıl da bahara doğru yolculuğa çıktım. Önce Bursa’yla hasret giderdim. Daha sonra Ayvalık’a, Cunda’ya, Foça’ya selam sarkıttım. Direksiyonu kırıp Karaburun Yarımadası’nın, Çeşme’nin, Alaçatı’nın güzelliklerinde dolaştım durdum. Bu hafta bu bahar turunu sizlerle paylaşacağım.
Şimdi yola çıkma zamanı. Güneş, deniz, yemyeşil doğa ve leziz yemekler sizi bekliyor. Ege yolculuğumun geçen hafta yayımlanan ilk bölümünde Kaz Dağları’nın yeşillikleri arasına saklanmış cennet benzeri iki küçük mekandan bahsetmiştim. Kuzey Ege’deki yolculuğum bu haftada sürüyor. Uğradığım restoranlarda tadına baktığım yemekleri, geçen gezilerimden aklımda kalan tatları ve yörelerin geçmişini sizlere anlatmaya çalışacağım.
Ege'de bahara doğru yaptığım yolculuğun ikinci durağında Foça vardı. Şimdilerde sessiz, sakin kendi halinde yaşayıp giden Foça'nın, geçmişte delişmen denizcilerin kenti olduğunu öğrenince şaşırıp kaldım. Rumların, Ermenilerin, Yahudilerin ve Türklerin uzun süre yan yana yaşadığı bu şirin kasabanın hayranı oldum.