Son dönemde Güneydoğu Anadolu bölgesine sık gidiyorum. Her şehri başka bir hikaye farklı yaşam, ve tek bir sayfaya sığdırılamayacak kadar özgün yerler. Bence bir şehri ve kültürünü tanımak istiyorsanız o şehre en az üç gününüzü ayırmalı, sokaklarında dolaşmalı, insanıyla tanışmalı, akan hayatı seyretmelisiniz. Bölgede mutfağı ile ün salan şehirlerden biri olan Antakya, herkesin en az bir kez gitmesi gereken bir yer.
#Uğur ÇelikkolGeçenlerde sosyal medyada bir espri konusu ilişti gözüme; euro ve dolardaki yükselişten yakınılarak “Türk gezginler Instagram’da anca Tokat’tan paylaşım yapar” deniyordu. Mevzu espriden ibaret olsa da biz Anadolu kentlerini fazla hafife alıyoruz galiba diye de düşünmeden edemedim. Tamda bu nedenle bu hafta da Tokat’ı yazmak istedim size. Eğer “Bir gün yolum düşerse görürüm” diye düşünüp şimdiye kadar hiç planlarınız arasına almadıysanız, hatanızdan hemen dönün derim. Tokat’ın sakladığı değerler, keşfetmeye değer.
#TokatYeni yılın geleneksel kırmızı-yeşil renk teması, bu sene kar beyazı bir örtüyle kaplandı! Avrupa ve Amerika’daki pek çok ünlü mağazanın yılbaşı vitrinleri beyaz giyindi; yılbaşı ağaçları ve süsleri başrolü beyaza verdi. Işık dizileri, mumlar, kristaller, çam kozalakları ve kuş tüyleri eşliğinde...
Tayyip Erdoğan’ın Kemal Kılıçdaroğlu’nun açtığı foseptik çukurunda vuruşmayı niçin kabul ettiğini bir türlü anlayamıyorum. 12 Eylül’de referanduma sunulacak anayasa değişiklikleri, “askeri darbe anayasası”nın yüreğine saplanan bir “demokratik hançer.” Evet, “ölümcül” değil, o nedenle “yetmez ama evet”.