Kırlaşmış saçları rüzgar nereden esiyorsa oraya dönüyor. Sırtında paltosu, ayaklarında lastik çizme, çift katlı evinin kapısında bir TV muhabiriyle konuşuyor. Pişmanlığı belleğine iyice oturmuş olsa gerek, içini çekerek derdini döküyor: '' Küçük yer burası, herkes birbirini tanır. Aralarında bakkal tezgahtarı, barmen, tahta atölyesi işçileri var. Aylıkları 1,000-1,500 dolar, aldıkları evler yarım milyon dolar. Kriz başlayıp banka, sigorta ipoteğini ödeyemeyince devlet evlerine el koydu. Eyalet polisleri hacize geldiğinde kilitlerini sökerken '' Aklınız nerdeydi ödeyemeyeceğiniz borca girerken?'' dedik. Tanrı'yı gücendirdik, tokadını yedik, cezalanma sırası bizde.''
Ankara’da yaşayan Merve Kırkağaçlı, geçen ay Avusturya’nın Graz şehrine gitti. Bu küçük, tarihi Avrupa kentine hayran kaldı. Kırkağaçlı, “Şehri gezmenin yanı sıra, operaları izledim, şinitzel gibi yöresel yiyeceklerden tattım, partilere katıldım, konserler dinledim. Graz artık en sevdiğim şehirlerden” diyor.
İki yıl önce, soğuk bir ocak günü Bozcaada’ya Amerikalı bir turist geldi. Merkezdeki eski Rum evleri arasında bir pansiyonda kaldı. Yaprakları dökülmüş bağlar, ıssız koylar arasında uzun yürüyüşlere çıktı. Adalılarla sohbet etti. Ayrılırken “Bozcaada’ya aşık oldum” diyordu.
İnsanlık tarihinin gizlerini barındıran çok zengin bir coğrafya Anadolu. Binlerce yıl boyunca her köşesinde farklı kültür yeşermiş, her uygarlık bir sonrakine sayısız miras bırakmış. Anadolu’da yolculuğa çıkmak, yaşadığımız toprakların zenginliğine tanık olmak kadar, bugünümüzü anlamamıza, sorgulamamıza da yardımcı oluyor. İşte size kültür turlarının duayeni Faruk Pekin’den dört alternatif rota.