Newyork Newyork







Doğan ULUÇ
Haberin Devamı

İlk kurşunun 28’inci yılı

Ermeni terörizminin ‘‘Baba’’Gourgen Yanıkyan cinayetleri üzerinden tam 28 yıl geçti. Ermeni diasporası terörüne yeşil ışık yakan Yanıkyan 1973 yılında 27 Ocak günü zenginler kenti Santa Barbara'daki villasına hileyle davet ettiği Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ile yardımcısı Konsolos Bahattin Demir'i kurşunlayarak öldürdü.

Cezaevinde buluştuğumuz Yanıkyan, ‘‘Çok kimsenin röportaj teklifini geri çevirdim. Türk konsoloslarının ölümüyle ilgili yazılarının tercümelerini okudum. Ancak bizden biri böyle tarafsız yazar diye ilk kez seninle görüşme yapıyorum’’ dedi. Kökenimde Ermeni olmadığını, iki cinayetini de tasvip etmediğimi söyledim. Kaliforniya'da San Louis Obispo cezaevinde demir parmaklıklar arkasındaki iki saate yakın görüşmemizde 70'lik Yanıkyan Osmanlı sarayından çalınma bir tabloyu Türkiye'ye hediye edeceğini belirterek Baydar ve Demir'i nasıl villasına getirdiğini, pusuya düşürdüğü iki konsolosu ‘‘Merhaba’’ dedikten sonra tabancayla öldürdüğünü ayrıntılarıyla anlattı. Soğukkanlı Ermeni katille görüşmemizi iki Ermeni filme çekerken, ses kaydı da aldılar. Ayrılmadan önce, ‘‘Yaşantınız muhtemelen cezaevinde noktalanacak. Takvim yapraklarını geri çevirmek mümkün olsa gene de Türk diplomatlarını öldürür müydünüz?’’ şeklindeki soruma hiç beklemeden, ‘‘Bu işi sinirlendiğim bir anda yapmadım ki. Planlaması yıllar sürdü’’ yanıtını verirken gülüyordu.

Yanıkyan cezaevinde 8 yıl yattıktan sonra tedavisi olmayan hastalığı nedeniyle serbest bırakıldı ve kısa süre sonra 1984 yılında öldü. Ama Ermeni diasporasına kanlı bir miras bırakmıştı. Yanıkyan cinayetleri Ermeni terörizmine ‘‘Start’’ verdi. Başta Asala( Gizli Ermeni Ordusu) olmak üzere beş tedhiş grubu 1975'te Viyana ve Paris'ten başlayarak çeşitli Avrupa ülkeleri, Amerika, Ortadoğu ve Avustralya'da 60 kadar diplomat ve resmi temsilcilerimize suikastler düzenleyip öldürdüler. Ermeni tedhişi, kesin bilinmeyen nedenlerle 1980'li yılların ortasında anide sona erdi. Ardından Türkiye'nin karşısına PKK illeti çıkıverdi.

Ermeni toplumları arasında sözde Ermeni soykırımından ötürü Türklere yönelik hınç ve intikam duygularının bitip, tükeneceğini düşünmek safdillik olur. 1965'de Londra'da bir kilisede üzerime yürüyen Ermenileri, 1982'de Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan'a Sasunyan'ın işlediği cinayetini izlerken cadde ortasında üç Asala militanının kameramı alıp götürmeleri, hayattan ümidini kesmiş 50'yi aşkın hastayı ilaçla öldüren ‘‘Ölüm Doktoru' lakaplı Jack Kevorkyan'la röportajımda Türklere beslediği nefreti anlatması gibi pek çok olaya karıştık. New York'ta ofisinde tanıştığım bir Ermeni yayıncı, ‘‘Seni çok sevdim, bir hafta sonu bize yemeğe gel.’’ dedikten sonra, ‘‘Türkler hakkında ne düşünüyorsun?’’ soruma verdiği cevabı ne zaman hatırlasam tüylerim ürperir: ‘‘Mümkün olsa dünyadaki bütün Türkleri buraya toplar, üzerlerine benzin döker yakarım.’’

1915 olaylarını Ermeni kökenlilerin oy nüfuzuna sahip olduğu ülkelerle çatışıp, boykotlara başvurma yerine uluslararası akademisyenlerle yerli ve yabancı arşivlerin araştırılıp gerçeklerin ortaya çıkarılması ve buna paralel olarak Ermenistan'la gerçekçi bir diyalog yürütme yoluyla ele alınmasında yarar var. Batı dünyasında Türkiye'nin en sıcak ilişkiler içinde olduğu ABD'de de Ermenilerin sözde soykırımını kabul ettirme çabaları giderek yaygınlaşıyor. Halen 50 eyaletin 24'ünde meclisler, soykırımının cereyan ettiğini karara bağladılar. Aralarında New York, New Jersey, California ve Massachusetts dahil yedi eyalette ‘‘Soykırımı’’ lise tarih kitaplarında okutuluyor.

Sözde soykırımının resmen yaygınlaşmasından sonra Ermeni diasporasının hedefi Batı ülkelerinin desteğiyle 1915 olayları sorumluluğunu Türkiye'ye kabul ettirmek olacak. Belki de Asala yeniden hortlatılacak. Bu meseleyi Fransa'ya boykot çağrısında bulunarak kapatmaya çalışmak kor ateş üstüne havlu atmaya benzer. Diğer ülkelerin aynı yolu seçmeyeceğini kimse garanti edemez. Ankara'nın ciddi ve tutarlı bir sözde soykırımı politikası çizme zamanı geldi.

Yazarın Tüm Yazıları