Muğla'nın Fethiye İlçesi'nde, dünyaca ünlü Kabak Koyu'ndan arkadaşlarıyla birlikte kamp kuracağı alana yürürken 8 metre yükseklikten kayalık zemine düşen üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Nimet Alımlı, Ulusal Medikal Kurtarma (UKME) ekibi tarafından 8 saat süren çalışmayla kurtarıldı.Tatil için Fethiye'nin Faralya Mahallesi'ndeki dünyaca ünlü Kabak Koyu'na gelen Boğaziçi Üniversitesi'nden 12 öğrenci, kamp kurmak için 3 kilometre mesafedeki Cennet Koyu'na yürüyüşe geçti. Sarp kayalıklarda ilerleyen öğrencilerden Nimet Alımlı, dün saat 18.00 sıralarında dengesini kaybederek 8 metre yükseklikten kayalık zemine düştü. Başını kaya parçasına çarpan, ayrıca belinden ve bacağından yaralanan Alımlı, kanlar içinde yerde hareketsiz kaldı. Arkadaşlarının cep telefonuyla yardım istemesi üzerine bölgeye 6 kişilik UMKE ekibi yönlendirildi.
#MuğlaFETHİYE'de dünyaca ünlü Kabak Koyu'ndan arkadaşları ile birlikte kamp kuracağı alana yürürken 8 metre yükseklikten kayalık zemine düşen üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Nimet Alımlı, Ulusal Medikal Kurtarma (UKME) ekibi tarafından 8 saat süren çalışmayla kurtarıldı.
#Kabak KoyuFETHİYE'de dünyaca ünlü Kabak Koyu'ndan arkadaşları ile birlikte kamp kuracağı alana yürürken 8 metre yükseklikten kayalık zemine düşen üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Nimet Alımlı, Ulusal Medikal Kurtarma (UKME) ekibi tarafından 8 saat süren çalışmayla kurtarıldı.
#Kabak KoyuBaşta Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Paris Seyahati’yle etkin halde hayatımıza giren Fransız kültürel ve sosyal yaşam şekli bir süre sonra İmparatorluğun resmi ‘Batılılaşma’ hamlesinin de temelini oluşturacaktır. İlerleyen yıllarda Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile daha da geniş bir alana yayılacak ve Türk topraklarındaki Fransız rüzgârı, sadece devrimin getirdiği ‘özgürlük’ anlayışıyla değil; siyaset, edebiyat, sanat alanlarında ve sosyal yaşamda da kendini fazlasıyla gösterecektir.
“Aklının başına gelmesi için yamulman mı gerekliydi?” başlıklı yazıma yine pek çok cevap geldi, yayınlamama izin verenlerden bir kısmını aşağıda sizlerle paylaşıyorum. Öyle hikâyeleriniz var ki bazen okurken ağlamamak için kendimi zor tuttum. Kiminiz “yayınlama, sadece sen oku, içimi dökmek için yazdım” dediği için onları paylaşmadım ama hepsini okudum tek tek.
Büyükşehir’in trilyonlar harcayıp "prestij projesi" ilan ettiği Gökkuşağı Rekreasyon Alanı, içindeki güvenlik görevlileri de olmasa tam bir terkedilmiş kasaba görünümünde. Tüm işyerlerinin kapalı beklediği alanda sadece çiçeklere bakan belediye işçileri ve güvenlik görevlileri var.
20’li yaşların başında çocuk sahibi oldular. Yılmaz Erdoğan’ın kızı Berfin’e yazdığı şiirde dediği gibi ömürlerinin en gevrek zamanını yaşıyorlardı. "Hálá zilleri çalıp kaçmak istiyorlardı, iş toplantılarında lolipop zamanlar düşlüyorlardı. Bir avuç gevrek rokaydı hepsi.