Başrollerini ünlü oyuncular Sarp Levendoğlu ve Pelin Akil’in paylaştığı dizi; Birbirlerinden farklı iki insanın, zorunlu iş arkadaşı olmalarıyla başlayan ayakta kalma mücadelelerini ve nihayetinde birbirlerine aşık olmalarını, komedi ve aksiyonla harmanlayarak ekrana getirecek. Ekranların sevilen dizisi “Ne Münasebet” bu akşam 5. yeni bölümüyle saat 20.30’da Show Tv ekranlarında izleyici ile buluşacak.
#Ne Münasebet Yeni Bölüm Ne Zaman90’ların başından itibaren mizaha damgasını vurdu. Tiplemeleri hem hafızalara hem kalplere kazındı. “Her yerde ‘Yasemince’ler vardı. Ben bile çok sıkıldım bu durumdan. O sebeple bizim nadasa girmemiz gerekiyordu” diyor. Bir ara ekrandan uzak kalsa da tiyatro hep hayatında oldu. Şimdi daha önce de sahnelediği ve Yılmaz Erdoğan’ın 31 yıl sonra yeni skeçler ekleyerek yeniden kaleme aldığı ‘Kadınlık Bizde Kalsın-Sevme Beni’ oyununun güncel haliyle tiyatro sahnesinde. Yasemin Yalçın’la buluşuyoruz; dünden bugüne yaşadıklarını, oyunculuğu, ailesini ve mizahı konuşuyoruz.
#Yasemin Yalçın1968 yılının Kasım’a yaklaşan günlerinden birinde, Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, pırıl pırıl bir fikirle gitti Ankara’ya. “İsmet İnönü, bizim gazeteye 10 Kasım için Atatürk’ü anlatacak” dedi. “Çok nefis bir dizi olacağına inanıyorum. Yarın saat 14.00’te randevumuz var. İkimizi de bekliyor.” İkimizi de dediği diğer kişi gazeteci Mete Akyol’du. Mete Akyol, bunun nedenini şöyle anlatıyor: “Taşınabilen türde bir ses alma aygıtına sahip olmak, bir gazeteci için o yıllarda, ‘bulunmaz Hint kumaşı’ değerinde bir ayrıcalık oluşturuyordu. Yayın genel yönetmenim, Ankara’da devletin ve partilerin ileri gelenleriyle görüşmelerini, bu ayrıcalığım nedeniyle bensiz yapmıyordu. İsmet İnönü’ye de yine birlikte gidecektik.”Birinci Dünya Savaşı’nda cephelerde önemli görevlerde bulunmuş, Milli Mücadele’de “Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği’nden Garp Cephesi Kumandanlığına kadar değişen birinci plandaki askeri faaliyetlerini, Mondros Mütarekesi ve Lozan Barış Konferansı başdelegeliği gibi büyük siyasi görevlerle tamamlamış, Cumhuriyet kurulduktan sonra başbakan olarak uzun yıllar olayların içinde yaşamış, başrolü oynamış İsmet İnönü, hatıraları en çok merak edilen devlet adamlarından biriydi. İşte o ikinci adam, Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü Abdi İpekçi’ye anlattı. Ve bu röportaj, bir kitap olarak Ka Kitap tarafından yayımlandı. Atatürk’ün ölümünün 77’nci yılında onu saygıyla anıyor, sizi bu röportajla baş başa bırakıyoruz.
#10 Kasım 2015Mayıs ayında Danıştay töreninde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu kürsüdeyken yaşananlar hafızalarda. Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanlığı yarışını kazandıktan hemen sonra Feyzioğlu’nun konuşmasının programa alınması halinde 1 Eylül’deki adli yıl açılışına katılmayacağını açıklamıştı. Haliyle Feyzioğlu’nun ve Yargıtay’ın izleyeceği tutum merak ediliyor. Bir diğer merak konusu da Feyzioğlu’nun adli yıl açılışından 4 gün sonra yapılacak CHP olağanüstü kurultayında genel başkan adayları arasında olup olmayacağı. Tüm bu sorulara yanıt aramak için buluştuğum Feyzioğlu, iki meselede de kararını vermiş. Kılıçdaroğlu CHP’sine yönelik eleştirileri zaten sır değildi. Ancak 17 Aralık sürecinde CHP’nin Cemaat’in yörüngesine girdiği yönündeki iddialara dönük de söyledikleri epey gürültü koparır. Bu süreçte Feyzioğlu’nu en çok rahatsız eden ise CHP liderinin Zekeriya Öz’ü kahraman ilan eden sözleri olmuş.
#ChpProfesör Tuncay Saydam. Yaşsız, muhteşem bir adam. İçinden hayat fışkırıyor. Geçen gece Bodrum’da bulunduğum yere Hawai gömleğiyle geldi, enerjisiyle hepimizi hayran bıraktı. Hayatının 50 yılı ciddi bilimsel kurumlarda bilimsel araştırmalar yaparak geçmiş. Şimdiye kadar neler yaptığını duyunca hazırolda durmak ihtiyacı hissediyorsunuz. Ve o adam, “Ben hayatım boyunca bütün önemli kararlarımı içgüdülerimle aldım” diyerek şaşırtıyor!
Son bir haftadır, Hürriyet’in yazı işleri toplantısına giriyorum. Ertuğrul Özkök’ten sınırlı bir zaman için geçerli özel izinle. Özel izin gerekiyordu çünkü ben oraya ait değildim. Hürriyet’in birinci sayfasının yapıldığı, kararların alındığı o odaya girdim, Hürriyet genel yayın yönetmeni, yayın ve haber koordinatörlerinin, yazı işleri müdürlerinin yanına oturdum. Çünkü böylelikle Türk basınının amiral gemisi rotasını nasıl buluyor, hakkında en acayip komplo teorilerinin üretildiği, Özkök’ün bir sit-com’a benzettiği bu toplantı odasında kararlar nasıl alınıyor görecektim. Ve tabii size anlatacaktım.