Osmanlı Tarihi son dönemde yapılan dizilerle gündeme geldi. Rağbet edilen bu dizilerle birlikte tarih bilgimizi de test etmek imkanı bulduk. Turnadağ savaşı denildiğinde aklımızda bazı ayrıntılar gelecektir belki ama Turnadağ Savaşı nedir? Turnadağ Savaşı nerede ve hangi tarihte yapılmıştır. Turnadağ Savaşının tarafları kimlerdir? Turnadağ Savaşının sonuçları ve önemi nedir? İşte merak edilen tüm detayları derledik.
Günümüzde saraylar, kasırlar, köşkler ve bazı müzeler uluslararası müzecilik standartlarına uygun olarak Milli Saraylar Başkanlığı idaresi altında. Milli Saraylar tanımı ilk olarak Büyük Önder Atatürk’ün kaldığı saraylar için kullanılmış. Halen Atatürk’ün anısına Dolmabahçe ve Beylerbeyi saraylarında nöbet tutan askerler var. Cumhuriyet’in ilk yıllarında çalışmaya başlayan kurum, geçmişten gelen mirasımızın gelecek nesillere aktarımında çok önemli bir görev üstleniyor. Bu hafta, İstanbulseverlerle yeniden kavuşacak olan ‘İstanbul Hakkında Her Şey’ kitabımda detaylıca bahsettiğim saray, kasır ve müzelerin bazılarını yazdım...
#YAZAR8 bin 500 yıllık tarihi ve doğal güzellikleriyle İstanbul bir cevher. Taşı, toprağı, denizi, martıları, dilsiz sanılan duvarları bile öyle hikâyeler sunar ki bize, hayran kalmamak mümkün değil. O yüzden bu şehirde yaşanan her kayıp hem dünya kültürünün hem de her birimizin kalbinde büyük bir yara açıyor. Maalesef bu kayıplara bir yenisi eklendi; Vaniköy Camisi geçen hafta yandı. Bu vesileyle Boğaz’ın incileri yalıların arasında birer mücevher gibi duran yalı camileri yazdım.
#Boğaz'daki Camilerİstanbul’un Anadolu ve Avrupa Yakası’nda elektrik kesintisi programlarına yer veren BEDAŞ ve AYEDAŞ, 22 Şubat planlı elektrik kesintilerini yayımlandı. Kesintilerin olduğu ilçe ve mahallelerde ikamet eden vatandaşlar, İstanbul'da elektrikler ne zaman gelecek sorusuna İstanbul elektrik kesintisi programından yanıt arıyor. Peki, elektrikler saat kaçta gelir? İşte, AYEDAŞ ve BEDAŞ 22 Şubat elektrik kesintisi bilgileri...
#Elektirik Ne Zaman Gelecek‘En İyi 100 Türk Filmi’, ‘En İyi 100 Albüm’, ‘En İyi 100 Türk Romanı’ derken sıra geldi ‘En İyi 100 Mimari Eser’e... Hürriyet Pazar, ‘soruşturma klasikleri’nde yeni bir kapıyı daha aralıyor. 100 kişilik jürimize geniş bir hareket alanı tanıdık ve tanım aralığını, ilk yerleşmelerden biri olarak kabul edilen “Göbeklitepe’den Günümüze” parantezinde tuttuk. Daha önceki soruşturmalarımızda jüri üyelerinden ‘En iyi 10’larını istemiştik, bu kez tanım aralığının genişliğinden dolayı seçkimiz ‘En iyi 20’lik listelerden oluştu. Ve nihayetinde akademisyenlerden, mimarlardan, kültür sanat insanlarından oluşan bir seçici kurul, ‘Türkiye toprakları üzerindeki en iyi 100 mimari eser’i belirledi. İşte jüri üyelerinin madde madde en iyi 20 seçimleri...
#Mimariİstanbul geçen hafta bahardan çalma birkaç gün yaşadı. Güneşli günler benim de aklımı çeldi. Eski günlerdeki gibi bir Boğaz yolculuğu yapmayı aklıma soktu. Vapura binmek için soluğu Eminönü’nde aldım. Yolcularla birlikte martılar da vapurun etrafında yerlerini almışlardı. Karşımda bildiğim görüntüler duruyordu. Ve vapur hareket etti…
#İstanbulİstanbul tartışmasız dünyanın en başdöndürücü şehirlerinden biri, belki de birincisi. İstanbul’un olağanüstü özelliklerinden biri Allah vergisi doğal konumundan kaynaklanıyor. Dünyanın “içinden deniz geçen” tek şehri o. Boğaziçi, nehir halindeki deniz... Eşsiz güzellikteki Boğaziçi, onun Marmara yönündeki ağzının hemen kenarından kıvrılıp içeri dönen Haliç, Boğaz’ın iki yakası, Marmara’da az ötede doğal tespih taneleri gibi dizilmiş güzel ve özgün Adalar...
Minarelerle taçlandırılmış üç eski başkent, Osmanlı’nın görkeminin yüzlerce yıllık tanıkları. Bursa kuruluşa şahitlik etmiş, Edirne yükseliş döneminde ön plana çıkmış, zirve ve çöküş ise İstanbul’a kalmış. Osmanlı’nın yaklaşık 700 yılında payitaht, yani başkent olan bu üç şehir muhteşem eserlerle süslü. Yeniden keşfetmeye ne dersiniz?
Hürriyet Tarih Dergisi’nin 25 Aralık 2002 tarihli sayısında ‘Baltacı efsanesi meğer masalmış’ başlıklı bir yazı yayınlamış ve çapkınlık tarihimizin en meşhur macerasının, Baltacı Mehmed Paşa ile Rus Çariçesi Katerina’nın Prut’taki kaçamaklarının sadece bir söylentiden ibaret olduğunu yazınca ‘Türk erkeğinin gururu ile oynamakla’ suçlanmıştık ve bazı çevrelerden işitmediğimiz láf kalmamıştı.