St. Petersburg’un ünlü Literaturnaya (edebiyat) adlı kafesinde ellerinde kitaplarıyla toplanmış olan bir grup Türk burada ne arıyordu? Büyük Rus yazarı Aleksandr Puşkin’in 10 Şubat 1837 tarihinde hayata göz yummasına yol açacak o meşum düelloya gitmeden önce kahve içmek üzere uğradığı son mekânda yazarın izini sürüyorlardı. Hepsi St. Petersburg’taki Türk Başkonsolosluğu’nun öncülüğünde kurulmuş olan bir edebiyat kulübünün üyeleriydi.
#Ankara KulisiErzurum’da kadim tarihin merkezidir Nazik Çarşı. Geçmişin efsunlu halini anlatır. Şimdilerde umursamazlığın elinde kaderine terk edilmiş. Tıpkı Gümrük, Hacılar, Kamburoğlu hanları gibi. Bu şehri tüm boyutlarıyla tanımak için arka sokaklarında yürüyüşe çıkmak gerekir.
Dünya siyasetinin güç odaklarından Moskova, şairleriyle de dünya edebiyatında önemli yere sahip. Puşkin, Mayakovski, Lermontov, Yesenin... Kimi caddelerdeki dizeleriyle, kimi de anıtları, müzeleriyle şehre izini bırakmış. Ortak özellikleri hayatlarını dramatik şekilde noktalamaları. Aşk acısıyla intihar edenler, düello kurbanları... Nazım Hikmet de bu isimler arasında. O da memleket aşkı, hasretiyle ölmüş. Eylül kapımızı çaldığında, hüznün mevsimi başlayınca, şairleri hatırlamanın zamanıdır. Nedim GÜRSEL