Erkekler, berber seçerken bile iki kez düşünmelerine sebep olan kıymetli saçlarını kızlara emanet ettiler. Sonuç izleyenler açısından komik, erkekler açısından ise oldukça dramatik oldu! ?#?Birdirbir?'in yeni bölümünde kızlar ilk kez saç kesmeyi deniyor!
#BirdirbirNe zaman yakınlardan yüksek sesli bir kahkaha duysam yüzümde otomatik olarak bir gülümseme belirir. Bayılırım yüksek sesle kahkaha atan insanlara, özellikle de kadınlara! Öyle bazıları gibi “Çüş, amma yüksek sesle gülüyor” tepkisi vermem hiç. “Hep gülsünler böyle” diye geçiririm içimden ve içten içe imrenirim onlara. Çok severim çünkü bir ağız dolusu gülmeyi ve yüksek sesle kahkaha atabilmeyi.
Ne zaman yakınlardan yüksek sesli bir kahkaha duysam yüzümde otomatik olarak bir gülümseme belirir. Bayılırım yüksek sesle kahkaha atan insanlara, özellikle de kadınlara! Öyle bazıları gibi “Çüş, amma yüksek sesle gülüyor” tepkisi vermem hiç. “Hep gülsünler böyle” diye geçiririm içimden ve içten içe imrenirim onlara. Çok severim çünkü bir ağız dolusu gülmeyi ve yüksek sesle kahkaha atabilmeyi.
Göz boyama, kılık değiştirme ve en sonunda da adeta buhar olup havaya uçma... Bunların bir sihir gösterisinde yaşandığını düşünüyor olabilirsiniz. Haksız da sayılmazsınız. Ancak bu aynı zamanda genç bir kadının gerçek hikâyesi...
#İngiltereGösteri dünyasında kelimenin tam anlamıyla "aşkın yaşı yok".... Gün geliyor bir erkek ünlü, torunu olabilecek yaşta bir kadınla gönül ilişkisi yaşıyor. Ya da gün geliyor tam tersi oluyor. Artık yaşını başını almış bir kadın ünlüyü çocuklarından bile daha genç biriyle el ele görmek sıradan bir hale dönüşüyor.
#CherUzun zamandır yüzümüzü en çok güldüren isimlerden biri. Onun güldürmeyi seçme sebebi sevilmek ve kabul görme isteği. Her rolün altından kalkacak yeteneğe sahip. “Her şeyi oynayabilirim ama bana komedyen denmesinde de bir sakınca görmüyorum” diyor. Bu hafta vizyona giren ‘Gelin Takımı’ filminin başrollerinden Ecem Erkek’le buluştuk; hayatını, mizahı ve aşkı konuştuk: “Birinin benden hoşlandığını anlamam 100 yıl sürüyor.”
#Ecem ErkekGenelde erkeklerin basit bir hastalığı bile aşırı abarttıkları ile ilgili şakalar yaparız. Çoğu insanın ayakta geçirdiği gribi bile bazı erkekler yatak döşek geçirir, sanki ölüm döşeğindeymiş gibi acı çekerler. Biz de ‘Bir Sorudan Fazlası’ serimizde partnerlerinin ufacık sağlık sorunlarını abartmalarından şikayetçi olan kadınlarla konuştuk
#Bir Sorudan FazlasıHem sözleri hem şarkılarıyla o hep gündemde. “Kiminle aşık atayım ki! Rakip mi kaldı? Birileri yürüyor, birileri koşuyor” diyor. “Mahalle birbirine girsin hoşuma gider ama bu tip şeylerin içine girmeye artık eskisi gibi cesaretim yok” dese de hâlâ çok dobra olmaya devam ediyor. Yeni şarkısı ‘Gidelim mi Buralardan’ı çıkaran İrem Derici’yle buluştuk; müzikten aşka ve hayatına uzandık: “Benim ipimle kuyuya inilmez.”
#İrem DericiParis 2024 Olimpiyat Oyunları; sadece sporun coşkusuyla değil, tarihi, tartışmalı ve görkemli açılışı, siyasi ve sosyal mesajları, epik, bazen de lirik hikayeleri, teknik aksaklıkları, olmazsa olmaz skandalları, fenomenleri ve ikonlarıyla hafızalarda derin izler bıraktı. Bu yazıda; Paris 2024'te çok konuşulan, tartışmalara neden olan, akıllardan çıkmayacak türde, açılıştan kapanışa kadar biraz da magazinsel olayları bulabilirsiniz.
#Paris2024Yeni şarkısı ‘Nanik’ geçen günlerde çıktı. Şarkıyla birlikte rasta saçları, zenne oynattığı klibiyle magazin gündemine oturdu, “Styling’i, konsepti, şarkının gücü içimdeki ‘Unutmayın ki bana hiçbir şey olmaz’ kadınını ayaklandırdı sanırım” diyor. Şarkısı her yerde çalarken bikinili pozları da bir o kadar konuşuluyor: “Aynı muhabir 2024’te cillop gibi çekince kıyamet koptu. Niye? Çünkü selülitler yok, çünkü bikinili Gülben şahane, hem de 12 yıl sonra...” Gülben Ergen’e soracak çok soru var; müzikten aşka, çocuklarından hayatına uzanıyoruz: “Yerdeki taşın içinden fışkıran çiçeğe benzerim...”
#Gülben Ergen"Hayatta hiç değilse bir kez kendinizden daha genç bir erkekle flört edin..." Bu sözler, geçen yıldan bu yana kendi dünyaya getirdiği çocuklarından daha genç sevgilisiyle yaşadığı aşkla konuşulan bir ünlüye ait.
#CherEltisi ile çok iyi anlaşan insanlar olsa da genellikle gelin-kaynanaların kavgalarını aratmayacak derecede çekişmeler eltiler arasında da yaşanıyor. İzlenme rekorları kıran filmlerde, dizilerde yaşanan komik elti atışmaları bizi kahkahalara boğuyor. Elti kavgaları kültürümüze öyle bir yerleşmiş ki ‘elti boğan, elti çatlatan’ diye tatlı isimlerimiz bile var. Peki nedir bu eltilerin birbirinden alıp veremediği? Neden savaş halindeler? Eltisi ile iyi anlaşanlar bunu nasıl başarıyor?
#EltiO yıllardır hepimizi güldürürken düşündürüyor. Çok seviliyor, merak ediliyor... Ama yeni bir projesi olmadıkça pek karşımıza çıkmıyor: “Bana soran olursa cevap veriyorum, durduk yere de konuşulmaz, deli derler” diyor. Engin Günaydın şimdi kendi yazdığı ‘Hücreler’ adlı tiyatro oyunuyla sahnede. Bir araya geliyoruz. Neden lüksü sevmediğini, asosyal olup olmadığını, gece kulüplerinde duvarlara bakma sebebini, kusurlarını, para, akıl ve güçle ilişkisini konuşuyoruz... İnsanları, ailesini sevdiğini söyleyen Günaydın “Güçlü olmak hiç istemedim. Çünkü güç yalnızlık demek. Ben yalnız olmamak için çok uğraştım” diyor.
#Engin GünaydınGupse Özay, Hazal Türesan ve Esra Ruşan... Bu üç yetenekli başarılı kadını bir araya getiren, bu hafta vizyona giren ‘Lohusa’ filmi oldu. Senaryosu Gupse Özay imzalı film bir anne-babanın doğumdan sonraki 40 gününü merkezine alıyor. Üç isimle buluştuk; güldürme garantili filmlerini, kadın olmayı, anneliği ve aşkı konuştuk.
#Gupse ÖzayOnlar Türkiye’nin güldürme garantili iki ismi, Yasemin Sakallıoğlu ve İbrahim Büyükak... Bu hafta vizyona giren ‘Mutluyuz’ filminde birlikte rol olan ikiliyle buluştuk; dostluklarını, hayatlarını ve komedyenliği konuştuk: “Güldürmek hayata karşı öfkeyle başlayan ve hayatı çok tespit yaparak yaşamakla ilgili bir şey.”.
#İbrahim Büyükak6 Şubat depremleri nedeniyle bu yıl ülkece yastaydık. Yaza doğru canlanmaya başlayan kültür-sanat ve spor etkinliklerinde bir arada olmak bir nebze de olsa iyi geldi. Sinemaya gittik; ‘Hayat’, ‘Tanrının Unuttuğu Yer’ gibi başyapıtları izledik. Konserlere, festivallere katıldık; Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı için özel bir şov hazırlayan Edis’le coştuk. Tiyatroyu da ihmal etmedik, Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay’ın 20 yıl sonra ‘Kel Diva’da buluşmasına tanık olduk. Brieflyart’taki sergisini gezerken değerli sanatçı Şenol Yorozlu’nun kısa bir süre sonra aramızdan ayrılacağı aklımıza bile gelmedi. Canımız evde oturmak istedi, açtık Murathan Mungan’ın ‘995 km’sini okuduk, Mert Demir’in ‘Ateşe Düştüm’ şarkısıyla hüzünlendik. Akşam olunca Gallada’da güzel bir yemek yiyip arkasından Frankie’de müzik dinledik. İstanbul Modern’in önünden geçerken Renzo Piano imzalı binasını hayranlıkla inceledik. Bu arada spordaki başarılarımız bizi mutluluktan ağlattı. Antalya yine tatil için ilk tercihimiz oldu. Barbie çılgınlığı modayı esir alırken herkesin dilinde iklim değişikliği vardı… Ve elbette bir de şu soru: “Yapay zekâ dost musun, düşman mısın?”
#Melis Yılmaz13 yıldır öyle karakterleri öyle ustalıkla canlandırdı ki; hafızamıza kazıdı. Adını Türkiye’nin en iyi kadın oyuncuları arasına yazdırdı. Sosyal medyada yaptığı paylaşımlar ve açıklamalarla gündemden hiç düşmemesi konusunda “Sosyal medyada biraz kafama göre takılmak istiyorum, öyle de takılacağım. Altı üstü uygulama bunlar ya” diyor. Şimdi ‘Bihter’ filmiyle karşımızda Farah Zeynep Abdullah. Onunla zorla botoks yaptırmasını isteyen yönetmenden Hande Ataizi ile yaşadıklarına, “Sadece ben değil, ailem de dahil olmak üzere, tehdit edildim, hakarete uğradım” dediği Yılmaz Güney olayından Nur Sürer’e ve galada gündem yaratan kıyafetine uzanıyoruz: “Anasına küfretmişimcesine giydiklerimden nefret eden insanlar bana komik geliyor.”
#Farah Zeynep Abdullah