‘Bedenleri birbirine değmiş insanlardan dost olmaz’

Güncelleme Tarihi:

‘Bedenleri birbirine değmiş insanlardan dost olmaz’
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18, 2024 07:00

Hem sözleri hem şarkılarıyla o hep gündemde. “Kiminle aşık atayım ki! Rakip mi kaldı? Birileri yürüyor, birileri koşuyor” diyor. “Mahalle birbirine girsin hoşuma gider ama bu tip şeylerin içine girmeye artık eskisi gibi cesaretim yok” dese de hâlâ çok dobra olmaya devam ediyor. Yeni şarkısı ‘Gidelim mi Buralardan’ı çıkaran İrem Derici’yle buluştuk; müzikten aşka ve hayatına uzandık: “Benim ipimle kuyuya inilmez.”

Haberin Devamı

İrem Derici’yle Cihangir Kaktüs’te buluşmak için sözleşiyoruz. Kapıda karşılaşıyoruz. Son zamanlarda ona fiziğinden dolayı ‘Beton’ diyorlar. Gerçekten öyle, zaten sohbet sonrası spora gidecekmiş. Birbirimizi yıllardır tanıyoruz ama her defasında lügatına beni şaşırtacak yeni argo laflar katmayı başarıyor ve buna çok gülüyor. Her zamanki gibi aşırı komik... İnsana sohbet ederken yaşam enerjisi veriyor. Birer soğuk kahve söylüyor, başlıyoruz sohbete.

Son söyleşimizde eski sevgilin de bizimleydi. Hatta o zamanki bakışmalarınızdan ‘Bu kız evlenir’ diye düşünmüştüm...

Bu kız evlenmez -çok büyük konuşuyorum- kim olursa olsun
bu kız evlenmez. Ne evimi, ne
hayatımı ne paramı paylaşacak halim kalmadı. O imzayı atınca onun malı, benim malım, hepimizin ortak oluyor, ne münasebet! Ben köpek gibi çalışıyorum. Bak, antidepresanlarımın sayısı 10 gündür üçe çıktı.

Neden?

Haberin Devamı

Çünkü bayılana kadar günlerce uykusuz kalıyorum. Yıllardır gittiğim bir hocam var; profesör, nöropsikiyatr. Kimseye anlatamadıklarımı ona anlatırım. Baktık ki benim bütün olayım takıntıymış. Ve takıntı genetik bir şey.

Neyle ilgili takıntı yapıyorsun bu derece?

Her şeyi takıyorum. Yıllardır kiloma taktım. İşle alakalı her şeyi kafama takıyorum. 15 senedir profesyonel anlamda sahneye çıkıyorum ama hâlâ konserlerde kaç bilet sattık diye takılıyorum. Bu takıntılar beni tamamen uykusuz biri haline getirdi. Hocam da bana “Senin terapilik bir olayın yok. Takıntılar genetiktir, aileden geçer. Bunları terapiyle değiştiremezsin” dedi. İlaçlarımı verdi. Kafam da o kadar hızlı çalışıyormuş ki kafamın hızına vücudumun yetişmesi gerekiyormuş. Bu sebeple ölene kadar spor yapmamı söyledi. Alkole ve ilişkilere ara vermem gerekliymiş. O konuda da söz verdim. Bir haftadır rahat uyuyorum.

“Gönül ferman dinlemez” derler, ilişkiler konusunda nasıl söz verdin? Bir de sen şarkılarında hep aşktan bahsediyorsun...

O 2010’ların başlarındaki İrem’di canım. Şimdiki İrem’in sözlerine bak; “Yırtarım ağzınızı” diyor yeni İrem. Bir de gönül ferman dinliyor. Sor bana “İlişkilerinde âşık oldun mu” diye.

Haberin Devamı

Tamam, sorayım hemen: İlişkilerinde âşık oldun mu?

Ben çok güzel kendimi evcilik oyununa sokarım. Aşk dediğin kendini unuttuğun bir şeydir, ben kendimi yıllardır hiç unutmadım. Hoşlanıyorum, partnerliği hoşuma gidiyor, birinin omzuna kafayı yaslama klişesi ama yani çok âşık olsam, gebersem bir günde bitirmem ilişkilerimi.

Hayatındaki erkeklere “Sana âşığım” derken kandırıyor musun?

Küründen (yalandan) diyorum. Aslında “Sana âşığım” da demiyorum. “Seni seviyorum” diyorum. E, ben seni de seviyorum Hakan. “Âşığım, sensiz yaşayamam, nefes alamam” lafları eskide kaldı. Son
beş seneden bahsediyorum, benim ipimle kuyuya inilmez.

Neden bitiyor peki ilişkiler?

Haberin Devamı

Başta İrem’in argosu, İrem’in belaltı konuşmaları; bunların hepsine ‘okey’ diyorlar, ama bir süre sonra bakıyorum, benim sahibim gibi hissettikleri için, konuşmalarım batıyor onlara. Benim hayatıma müdahale başlıyor, orada “Görüşürüz beyefendi” diyorum.

Sizi bir tokatlarım, genel kültürümle manyak ederim

Kariyerin boyunca en çok maruz kaldığın şey ne oldu müzik dünyasında?

Şunlar önümü kesti falan gibi şeyler yok. Başarının önünü kimse tutamaz, eğer sen bir şelaleysen bariyer durmaz orada. Ben ne yaptıysam kendime yaptım, 2017’deki durum, çalkantılı ilişkilerim, bazen ağzımdan çıkan gaflar... Hep kendime yaptım.

Bugüne kadar en yanlış anlaşıldığın şey neydi?

Haberin Devamı

“Avam, ilkokul terk, bu da parayı sonradan gördü” gibi şeyler söyleyenler oldu. Bu pandemi döneminde yıkıldı, beni daha iyi tanıdılar. Ama yok öyle bir şey. Varlık tartışılır bir şey, küfretmek avamlık sayılabilir. Benim annemle babam 5 yaşındayken ayrıldı, sonra annemin eline gelen nafakayla yetişen bir çocuktum ama eğitim anlamında hiçbir şeyden eksik bırakılmadım, yüksek lisansımı bitirdim. O ilk zamanlar avam, eğitimsiz lafları çok koyuyordu bana. Sizi bir tokatlarım eğitimimle, genel kültürümle manyak ederim.

Şimdi mutlu musun?

Yüzde 30 kaygılıyım. Yüzde 70 mutluyum. Klişe olacak ama 13 senedir aynı insanlarla çalışıyorum, birbirimizi anlıyoruz, dinliyoruz. Onlarla mutluyum. Annem her sabah mesaj atıyor, mutluyum. Babamla uzaklaştık bu dönem, çünkü ne zaman hal hatır sormaya arasam “Benim dediğim şarkıları çıkarmıyorsun” diye beni müzik terörüne itiyor. Mutluyum, güzel arkadaşlarım var, konserlerim ful çekiyor. Mutsuzum, çünkü ilişki konusunda kendimi bugüne kadar çok yıprattım; mutsuzum, çünkü bir tık daha başarıya acıktığım bir dönemdeyim. 

Haberin Devamı

BİR DE İLİŞKİ OLUNCA ÇİRKİNLEŞİYORUM, GÖZÜMÜN FERİ SÖNÜYOR

Evlilikle ilgili mal mülk paylaşımı konusundan dert yandın. Evliliğe mesafenin sebebi gerçekten bu mu?

Onun çözümü var; ilk evliliğimde babamın zoruyla bir mal ayrılığı anlaşması yapmıştık, yine yaparım. Çünkü biri g.tünü devirip yatıyorsa, ben çalışıp kazanıyorsam o para benimdir, ailemindir. Yani sebep o değil. Ben kimseyle yaşayamayacak kadar bencilleştim. Biri evimde saksının yerini değiştirsin, bana geliyorlar. Ya da bir erkek arkadaşım konserlerime gelmeye başlayınca deliriyorum. Stresli olabiliyorum, konser öncesi ses açıyorum, refleks olarak bir anda gaz çıkarabiliyorum. Onun yanında neden geğireyim? Zaten bir ilişkimde gaz sıkışmasından hastanelik hale geldim; kendi evimde beş gün tutacağım diye. Bir de istediğim diziyi izlemek, müziği dinlemek istiyorum. Beyefendinin turşulaşmış müziklerini dinlemek istemiyorum. Ortak hayat istemiyorum; bu konuda netim. Flörtlerim tabii olacak. Kururum yoksa.

“Kimseyle yaşayamayacak kadar bencilleştim” dedin. Ünlü olmaktan mı yoksa insanların alanına girmesinden ya da saygısızlıklardan mı sıkıldın?

Benim alanıma artık kimse giremez. Saygıyla karışık bir korku oluştu bana karşı. Saf saygı diye bir şey yok zaten, birinden ufaktan bir tırsarsın da saygı onunla aynı doğrultudadır. O yüzden hayatıma müdahale etmeleri değil mesele. İnsan eğlendirmek zor ve ben bütün enerjimi sahnede bırakıyorum, bitince uyuyamıyorum o adrenalinle, meslektaşlarım da aynı. Onun haricindeki zamanda kendi hobilerime eğilmek istiyorum. Bir arkadaş grubumuz var, onlarla buluşup enerjimizi atıyoruz ama bunun üzerine ilişki eklenince çirkinleşiyorum. Kilo alıyorum, gözümün feri sönüyor... Ayrılınca kilo vermeye başlıyorum; yüzüme, cildime bir renk, tekrar flört enerjisi geliyor. 

MESAJ KUTUM KARATE SALONUNA DÖNDÜ

Sen eski sevgililerinle dost kalamayanlardan mısın?

Ne dost olacağım, bin tane dostum var. Bir de sevişen insandan dost
olur mu?

Olmaz mı?

Çok net söylüyorum; bedenleri birbirine değmiş insanlardan dost olmaz. Alkollü bir ortama girersin, eski hisler coşar...

Senin “Genç sevgili severim” gibi bir açıklaman vardı...

Genç enerjisi seviyorum. Çünkü yaşıtlarımın yüzde 90’ının ya uzun ilişkisi var, ya evliler, ya da benim gibi ilk evliliği bitmiş, ikinciye dönüyorlar. Gerçekten benim enerjim bana da fazla, dört kişilik yaşıyorum, genç biri beni daha iyi idare edebiliyor. Bir de gençler çok güzel. Geçen bir happy hour’da “Ben genç enerjisi seviyorum, biriyle flörtleşiyoruz, ‘Kaçlısın’ dedim. ‘2003’lüyüm’ dedi. Şok oldum” dedim. Bu her yerde haber oldu. Bu açıklamanın üzerine bir günde 50 bin takipçi geldi. Sosyal medyadan nüfus kâğıdını atanlar, “Duydum ki gençlerden hoşlanıyorsun” diye yazanlar. Bir günde karate salonuna döndü mesaj kutum, hepsi 25 yaş altı, 18 üstü. Kendimi bir kötü hissettim. Her açıklamam da dikkate alınmasın yani, kendimden 10 yaş büyük birine de, 10 yaş küçük birine de âşık olabilirim, bunun garantisi yok. 

MERT DEMİR’İ BİR SALIN, ÇOK BAŞARILI

◊ Son dönemde müzik dünyasında nelere takıksın?

Ortada sinirlenecek bir şey yok, herkes barış içinde. Demet (Akalın), Hande’nin (Yener) sahnesine çıkıyor, sarılarak düet yapıyorlar; küsler barışıyor. Sadece başarılı insanların başarısını algılayamayan ve onları sürekli b.klamaya çalışanlara sinir olurum. Mesela Mert Demir’i bir salın, çok başarılı.

Müzik dünyasını nasıl buluyorsun?

Aşure gibi karman çorman. Hep ikişer senelik tipler çıkıyor, son kullanma tarihi var çoğunun. Tabii bunların yanı sıra kalıcı yeri olanlar da var, onlardan biri olduğumu zannediyorum. Müzik sektörüyle alakalı başka bir şey söylemek de istemiyorum. Kendim daha uzağa nasıl işerim, ona bakıyorum. Yoksa kiminle aşık atayım ki! Rakip mi kaldı? Birileri yürüyor, birileri koşuyor.

‘Bedenleri birbirine değmiş insanlardan dost olmaz’

 

KİLOLU MUTLU DEĞİLİM, O YÜZDEN 2017’DE GEBERİP GİDİYORDUM

Bir röportajında “Dış görünüşümle ölene kadar barışmayacağım” demişsin. Ama Instagram profilinde kendiyle çok barışık bir kadın var...

Sen şu an karşındaki kadında ne görüyorsun?

Fotoğraflarındaki gibi güzel bir kadınsın...

Bu bir çaba gerçekten. Benim gidip botoksumu zamanında yaptırmam lazım. 10 saat suratımı inceliyorum. “Elmacıklarım çökmüş, biraz doldurayım” diyorum. Çaba içerisindeyim sürekli, barışmayacağım dediğim bu. Tabii herkesin kendi tercihi, kimisi kilolu mutludur. Ben kilolu hiç mutlu değilim, bu yüzden 2017’de geberip gidiyordum zaten. O yüzden kendimle barışırsam sıkıntı ya da kendimi müzik konusunda herhangi bir konuda başarılı bulur, oldum dersem, bittiğim yerdir. O yüzden son dakikaya kadar savaşım devam edecek.

Genelde kalçalarını beğeniyorlar. Poponu yaptırdın mı?

Yaptırmadım. Bıçak altına yatma konularında eski cesaretim yok. Genel olarak hastalık korkusu başladı. Botoksa, dolguya okey’im. Popo da yaptırmayıvereyim. Ben memeden alayım alkışı, popo da olmayıversin.

Eskilerin hepsini ‘stalk’larım

Son dönemde aynaya bakınca nasıl bir kadın görüyorsun?

Yorgun ama çabalı, hevesli, yine kendi kendini iyileştireceğine inanan, başarılı olmak isteyen... Bugüne kadar yaptıklarım asla yeterli değil. Başarıya susuyor insan, averaj hiç benlik değil.

Neşeli halinin yanında depresif tarafların var mı?

Hep depresifim, alt dişlerimin hepsi kırıldı. O yüzden benim takıntılar depresyona kapı açıyor. Mesela aynı döngüye kızıyorum; “Duş al, giyin, makyaj yap, spora git”. O aynılık depresif hale getiriyor. Kendime vakit ayırmak istiyorum, kafamda İspanyolca öğrenmek var. Bisiklete binmeyi öğrenmek istiyorum, yenilik yaratmam lazım hayatımda. Yoksa Ahmet’le flört et, Mehmet’le ilişkiye başla... Lanet gelsin, istemiyorum.

Erkekler sana neden illallah ettirdi bu kadar?

Belki ben onlara ettirdim. En son bir flört deneyimim oldu, yakın zamanda yemeğe çıktık. Güzel gidiyordu, şöyle sordu: “Geride kalanlar ne halde”. “Hepsini stalk’lıyorum (gizlice takip etmek), bir süre hiçbirinin akli dengesi yerinde olmuyor. Çünkü ben insanların altı senede yaşadığı şeyi altı ayda yaşıyor, yaşatıyorum. O yüzden sudan çıkmış balığa dönüyor ama toparlıyorlar” dedim. O yemekten sonra çocuk bir daha telefonlarıma çıkmadı.

Eskileri stalk’lar mısın?

Hepsini.

Fake hesaplarından herhalde...

Çoğu beni engellediği için normal hesabımdan bakamıyorum.

Neden engelliyorlar?

Bu iki kişide oldu, birinde atlatmam
üç senemi aldı. Bir sene sessiz kaldım, sonra sessiz kalamamaya başladım. Çocuğa önce mesaj attım, sonra sosyal medyasına, mail’ine mesaj atmaya kadar düştüm. E-mail’inden bile engelledi. ‘You’ dizisindeki Joe karakteri gibi (gülüyor).

Neden stalk’lıyorsun?

Aynı ortamda olmak istemiyorum. Ayrıldığım kimseyle bugüne kadar karşılaşmadım. Eski eşimle ayrılalı 10 seneyi geçti, hiç karşılaşmadık.

Onlar seni stalk’lıyorlar mıdır?

Köpek gibi... Ama beni stalk’lamasalar ne olacak, herhangi bir kanalı aç, ben varım, benden kaçamazsın, benim ünlü olma sebebim bu.

Çok büyük açıklarımı bekliyorlar şu an

Yeni şarkın ‘Gidelim mi Buralardan’ çıktı. Hikâyesi nedir?

Bu şarkıyı dinlediğimde nakarata kadar beni çok üzüyor, sonra nakaratta aslında böyle hafifmeşrep bir kadından bahsediliyor. “Sen bu kadehten içtin mi” derkenki o kadeh iki anlamlı, anlayana. Söz ve müzik Tüzün’e ait. Bana çok tatlı bir yaz şarkısı gibi geliyor, biraz 70’ler disko ruhunu anımsatıyor. Bir de tutmayan bazı şarkılara küsüyorum, sahnede söylemiyorum. Buna hiç küsmeyeceğim çünkü çok seviyorum.

Şarkında ‘skandal’ lafı geçiyor. Geçenlerde de Instagram’da “Basitlik, skandal, polemik, bunlara ihtiyacımız var. İlla ben mi yapayım” demişsin.
Sever misin skandalı?

Eskiden bu işlerin çok içindeydim ama farkındaysan sakinledim, bir de birçok magazinci küstü bana.

Neden?

Üzerlerine alındılar bazı şeyleri, küstüler ya da korkar oldular çünkü benim de en az onlar kadar artık çevrem ve dedikodu ağım var. Birinin sırrını ölene kadar tutarım ama benim damarıma basınca bak bakalım, nelerini dökerim onun. Kinci biriyim, öldürene kadar devam ederim. O yüzden birçok kısım korktu benden. Benim çok büyük açıklarımı bekliyorlar şu an. Bir skandal yaratsa da biz bunu bitirsek diye bekleyenler var. Umarım ekmeklerine yağ sürmem, sakin yaşıyorum çünkü.

Kaostan beslenen biri misin?

Severim, yalan yok. Mahalle birbirine girsin hoşuma gider ama bu tip şeylerin içine girmeye artık eskisi gibi cesaretim yok çünkü aileme karşı maddi olarak sorumluluklarım arttı. Ağzımdan çıkan bir şey bütün işlerime mal olabilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!