Tarihteki gezginlerin bazıları ünlerini uzak ülkelerden getirdikleri öykülere ve mitlere, bazıları ise daha önce kimsenin gitmeye cesaret etmediği yerlere adımlarını atmalarına borçlu. Üstelik bu gezginlerin büyük kısmı yolculuklarını zamanın çok ağır şartlarında gerçekleştirmeyi başardı. Gezmeye tutkun olan tarihte iz bırakmış gezginleri sizler için sıraladık. İşte detaylar…
#Tarihte İz Bırakmış GezginlerKahire Kalesi’nin eteklerinde dünyada bir benzeri olmayan, ölülerin ve yaşayanların bir araya geldiği farklı bir bölge uzanıyor: Ölüler Kenti… Kırsal kesimden gelip de büyük kentte iş bulamayanların ya da geçici işlerde çalışanların sığınıp barındıkları, sıradan bir yaşam sürdürdükleri mezarlıklar bir bakıma şimdiler gecekondu işlevini görüyor. Bu mezarlıklara gitmek için bir taksi çevirdim ve ilginç bir dünyada buldum kendimi…
#Ölüler Kentiİnsanların yerleşik hayata geçip, yaşamlarını evcilleştirdikleri hayvanların ürünlerine bağlı olarak sürdürmesine paralel olarak dokumacılık da doğmuş ve gelişmeye başlamış. İlk olarak hasır dokuma daha sonra düz dokuma yapılmış. En sonunda ise düğümlü halı dokumacılığı… İşte yolculuk böyle başlıyor…
#Düğümlerle Yola ÇıkanlarMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabı üzerinden açıklamalar yaparak “Millilik edebiyatı yapan yurtsuzlar Oslo-Kandil-İmralı arasında mekik dokuyorlar, yeni ihanet seferleri için gece gündüz mil topluyorlar” dedi. “Bıktırırcasına konuşanlar, garezle dolup taşanlar, harıl harıl dolaşanlar, dolandıranlar ve dolaşıklar Türkiye’nin baharını çoktan kışa çevirdiler” diyen Bahçeli, isim vermeden sert eleştirilerde bulundu.
#BahçeliTire, bir zamanların en önemli yerleşim merkezlerinden biriydi. Bizans tarihçisi Pachmeres buraya “Keşişler Yöresi” demişti. Evliya Çelebi “Şehr-i Muazzam”ı uygun görmüştü. Kâtip Çelebi ise “Eski Taht Şehri”ni yakıştırmıştı. Aydın Vilayeti Salnamesi’nde Tire için “Ulemalar Yatağı” başlığı açılmıştı. Bu abartılmış bir başlık değildi. Çünkü 15’inci yüzyılda ünlü Osmanlı yönetici ve âlimlerinin çoğu bu topraklardan yetişmişti. İşte Hayrettin Paşa, işte Rum Mehmet Paşa, Sadrazam Lütfü Paşa, Lala Sinan Paşa...
2011, seyahatname türünün anıtsal örneğini yazan Evliya Çelebi’nin doğumunun 400’üncü yılı. Bu nedenle Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nce (UNESCO) Evliya Çelebi Yılı ilan edildi. Ne yazık ki Evliya Çelebi’den sonra, bu alanda onun kadar kapsamlı eser yazan Türk çıkmadı. Siz siz olun, bir gezi defteri edinin. Ve bıkmadan usanmadan yazıp, gezilerinizi ölümsüzleştirin...