Şeker Bayramı’nın son günü bugün. Gittiğiniz her bayram ziyaretinde birbirinden lezzetli tatlılar yiyip kendinizi şeker küpü gibi hissediyor olmanız ya da "Şu son iki günde yediğim tatlı miktarı beni altı ay idare eder" demeniz çok doğal.
Çünkü adı üzerinde şeker bu bayramın ana yiyeceği. Ham maddesi şeker pancarı ve şeker kamışı şekerin. Peki nasıl bu kadar yaygın ve vazgeçilmez bir besin kaynağı haline geldi? Şimdi ona bir bakalım mı?
İlk kez Hintliler tarafından işlenen şeker kamışı, İ.Ö. 3000 yıllarında yine Hindistan’da bir tatlandırıcı olarak kullanılmış. Büyük İskender’in fetihleri sayesinde Hindistan’a ulaşan Yunanlılar ve Romalılar, belki de bu yüzden şekere "Hint Tuzu" ya da "Asya Balı" gibi isimler koymuşlardır. İlk kez şeker ticareti yapan ve şeker üretimi için rafineri kuranlar ise Araplarmış.
Haçlı seferleri sayesinde şekerle tanışan Avrupa ülkelerinin şeker kamışından şeker üretmesi ise çok sonralara, sekizinci yüzyıla rastlar. Önce İspanya’da, sonra Güney Fransa’da gerçekleşir şeker üretimi. Üretimin ciddi boyutlara ulaşması ise 19’uncu yüzyıla kadar gerçekleşmez ve bu yüzyıldan sonra, ilk çağlarda yalnızca ilaç yapımında kullanılan şeker, insanlar için vazgeçilmez bir enerji kaynağı halini alır.
Çinli yazar Su-Kung’a göre ise Çinliler, çok eski tarihlerde şeker yapmayı öğrenmişler. Yazar, "Doğa Tarihi" adlı eserinde bir Çin imparatorunun, adamlarını sırf bu işi öğrenmeleri için Bengal bölgesine gönderdiğini söylüyor.
İbn-i Batuta seyahatnamesinde, kendi yaptığı helvayı Kırım Türklerine ikram ettiğini ve Sultan hariç kimsenin helvayı tatmadığını anlatır. Ancak, Anadolu’ya geldikten sonra, Türklerin tatlıyla barıştıklarını görüyoruz. Çünkü burada yaşayan Romalılar yemek tariflerinde, şekeri olmasa bile balı çok kullanıyorlarmış.
Artık şekerin vücut için ne kadar gerekli olduğu da biliniyor, vücuttaki şeker fazlasının nelere yol açabileceği de. Şekerin Türk mutfağındaki yerine gelince, tatlı yapmaktaki ustalığımız gözönüne alınırsa bizim için şeker yeri doldurulamayacak bir öneme sahip.
Lahana bohçalı pilav
6 kişilik
Hazırlama süresi 20 dakika
Pişirme süresi
40 dakika
Malzeme listesi
á 6-7 adet büyük boy dolmalık lahana yaprağı
á 2 su bardağı pirinç
á 1 çay bardağı sarı kuru üzüm (çekirdeksiz)
á 1 yemek kaşığı tereyağı
á 2 adet orta boy havuç
á 1 çay kaşığı tuz, karabiber
á 1 demet dereotu
á 2 su bardağı sıcak su
á 4 yemek kaşığı zeytinyağı
Pirinci ılık tuzlu suda yarım saat kadar bekletin. Üzümleri de ılık suya koyun. Diğer taraftan, büyük boy lahana yapraklarını kaynayan tuzlu suda 7-8 dakika, yumuşayıncaya kadar haşlayıp süzün. Tereyağını orta boy bir tencerede eritip suyunu süzdüğünüz pirinci ilave edip karıştırarak 5 dakika kadar kavurun.
Üzerine rendelediğiniz havucu da ekleyip orta ısılı ateşte sürekli karıştırarak 5 dakika daha kavurun. 2 su bardağı sıcak su, tuz, karabiber, ince kıyılmış dereotu ve süzdüğünüz üzümü ilave edin. Orta ısılı ateşte pilav suyunu iyice çekinceye kadar pişirip ocağın altını kapatın ve pilavı 15 dakika kadar dinlendirin.
Fırına dayanıklı çukur bir kabı 2 yemek kaşığı zeytinyağıyla yağlayın. Lahana yapraklarını bu kaba, boşluk kalmayacak şekilde yerleştirin. Hazırladığınız pilavı lahana yapraklarının üzerine aktarın. Kalan yaprakları da pilavın üzerine kapatıp üzerlerine fırçayla zeytinyağı sürün. Yemeği 175 dereceye ayarladığınız fırında 20 dakika kadar pişirdikten sonra servis tabağına ters çevirin ve sıcak sıcak servise sunun.
Nöbetçi işkembe çorbası
8 kişilik
Hazırlama süresi 25 dakika
Pişirme süresi
30 dakika
Malzeme listesi
á 1 adet büyük boy tavuk budu
(veya iki adet tavuk göğsü)
á 2 tatlı kaşığı bitkisel margarin
á 2 yemek kaşığı un
á 4 su bardağı tavuk suyu
á 1 su bardağı süt
á 2 adet yumurtanın sarısı
á 1 adet limon suyu
á 1 çay kaşığı tuz, karabiber
á 6 su bardağı su
Üzeri için;
á 2 yemek kaşığı sirke
á 2 diş sarmısak
á 1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
Öncelikle, tavuk budu ya da tavuk göğüs etlerini yıkayıp süzün ve 6 bardak suyla, iyice yumuşayıncaya kadar haşlayın. Sonra eti suyun içinden çıkarıp elinizle küçük parçalar halinde didikleyin ve bir kenarda bekletin.
Şimdi, orta boy bir tencerede yağı eritin ve unu hemen ekleyerek tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak sararıncaya dek kavurun. Hiç beklemeden üzerine ılık tavuk suyunu, karıştırmaya devam ederek ekleyin. Didiklenmiş tavuk etlerini de katarak çorba kaynayıncaya kadar pişirin.
Diğer taraftan, çukur bir kapta yumurta sarılarını çırpıp üzerine süt, limon suyu, tuz ve karabiberi ekleyerek çırpmaya devam edin. Kaynamaya başlayan çorbanın altını kısın.
Kaynayan çorba suyundan bir kepçe alarak sütlü limonlu terbiye sosunun içine ekleyin. Sonra ılıklaşan bu sosu azar azar ocaktaki tencerenin içine ilave edin. Ocağı orta ateşe ayarlayıp sürekli karıştırarak 5-8 dakika pişirin. Ocaktan aldığınız çorbanın üzerine dövülmüş sarmısaklı, sirkeli pul biberi gezdirin ve sıcak olarak servise sunun.