Mimar Selim Yuhay’ınsunduğu sevilen dekorasyon programı Evim Şahane, Hoşgör Ailesi için salonuyenilemenin yanı sıra mutfak ve holde de büyük değişikliklere imza attı.11 yıl önce babasınıkaybeden Ali Bey üzüntüden felç geçirene dek gayet sağlıklı ve çalışkanbiriyken artık tekerlekli sandalyeye mahkum… Eskiden gündüzleri çay ocağıişleten geceleri ise taksicilik yaparak ailesini geçindiren Ali Bey, bir gecedehayatı değiştikten sonra eşi Sevim Hanım sayesinde hayata tutundu. Tüm vücudu felç olan Ali Bey’den doktorlar yüzde20 yaşama şansı var diye bahsederken mücadeleyi bırakmayan Sevim Hanımsayesinde Ali Bey artık konuşabiliyor, yemeğini yiyor ve televizyon kumandasınıkullanacak kadar parmaklarını oynatabiliyor.HoşgörAilesine destek olmak isteyen Evim Şahane ekibi salonu baştan sona yenilediktensonra evin diğer mekanlarında da Ali Bey’in tekerlekli sandalyeyle rahatgeçişini sağlayacak birçok önlem aldı. Finalde en büüyk sürpriz Ali Bey’e akülütekerlekli sandalye alan Mimar Selim Bey’den geldi. Yeni sandalyesine verahatça gezebileceği bir eve kavuşan Ali Bey duygu dolu anlar yaşadı.
#Evim ŞahaneGaziantep’te, Suriye uyruklu 60 yaşlarında ismi açıklanmayan kişinin parkta Down sendromlu 5 yaşlarındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiası, mahalleyi ayağa kaldırdı. Suriyeli’nin evinin önünde toplanıp taş atarak linç girişiminde bulunan kalabalığa, polis biber gazıyla müdahale etti. Suriyeli aile, güçlükle mahalleden tahliye edildi. Valilik taciz edildiği ileri sürülen çocuğun tespiti için çalışmaların sürdüğünü duyurdu. Öte yandan sosyal medya yoluyla provakasyon yaptığı belirlenen 16 kişi için işlem başlatıldı.
#GaziantepGaziantep'te altını kirleten Alzheimer hastası 83 yaşındaki Memet Keleş, yakını olan kadın tarafından bahçede hortumla soğuk su tutularak yıkandı. Sosyal medyada yayılan görüntülerin tepki çekmesinin ardından Mehmet Keleş, huzurevine yerleştirildi.
#GaziantepTakvimlerin 28 Nisan’ı göstermesine en az kırk defa şahit olmuş yaş grubundaki biz İstanbullu Rumların, babalarımızdan miras aldığımız, ancak sanırım çocuklarımıza miras bırakamayacağımız özelliklerimizden birisi de Türk Sanat Müziği’ne olan sevdamız, tutkumuzdur. Bu sevdanın, bu tutkunun kanıtı da Osmanlı dönemindeki bestekar dedelerimizdir.