Ayşe Nur Canoğlu, 1984’ten beri 88 ülkeyi, 500’den fazla şehri görmüş gezgin bir doktor. Gezi notlarından ve hatıralarından iki kitap çıkaran Canoğlu, gezgin olmayı ‘hastalık’ diye tanımlıyor: “Gezi hastalığının ilacı da yeni yerler, yapılar, tarihi eserler görmek, yeni insanlar tanımak. Ülkemizde ve dünyada o kadar çok gezmeye değer yer, tanımaya değer insan var ki… Hiç ilaçsız kalmıyorum.
#SeyahatTekrar söyleyelim. Bugün 16. veya 19. Yüzyıldaki ile bire bir aynı Türkçe'yi konuşmuyoruz. Özellikle bazı devlet yazışmalarını, hukuk ve "yüksek" edebiyat metinlerini sözlükle bile zor anlıyoruz. Ancak tüm bunlar, Osmanlı'da konuşma ve hatta yazı dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmiyor. İşte size bazı örnekler...
Gülten Dayıoğlu, son 40 yılda 11’i gezi türünde toplam 79 kitap yazdı, iki evlat yetiştirdi, bu arada beş kıtada 107 ülke gezdi. Türkiye Gezginler Derneği’nin kurucuları arasında. Son yılların en unutulmaz gezisini sorduğumda “Antarktika turu” diyor. Dayıoğlu, ocak ayında Güney Kutbu’nda geçirdiği 5 günü anlattı.
TAM 187 kitap yazan tarihçi büyüğümüz, üstadımız Cemal Kutay aramızdan ayrıldı. 97 yaşında idi. Çok ilginç, bazıları ’tartışılan’ eserler, belgeseller, anılar, tarih kitapları yazmıştı. Birkaç gün önce bir kitabını bitirmiştim: "Sultan Abdülaziz’in Avrupa Seyahati". Okurken bazen düşündüm, bazen kahkahalarla güldüm.
Venedikli Marco Polo’nun İstanbul üzerinden Asya ve uzak Çin’e kadar uzanan gezileri kuşaklar boyu büyük bir hayranlıkla okundu. Peki ünlü gezgin bu bölgelere gerçekten gitti mi? Marco Polo’nun gezileri bilim dünyasında hálá tartışılan bir konu. Kimisi onu büyük bir palavracı olarak görüyor ve yazılarını oturduğu yerden yazdığını belirtiyor.