Ankara'da asistan Dr. Ertan İskender'i bıçaklayarak yaralayan hastası Bayram Nargüner'e 'kasten öldürmeye teşebbüs' ve 'hakaret' suçlarından verilen 16 yıl 2 ay hapis cezasının gerekçesi açıklandı. Gerekçede Nargüner'in, İskender'i arkadan takip ettikten sonra bel omur bölgesini hedef alarak bıçakladığı belirtilerek, "Sanık Bayram Nargüner’in Dr. Ertan İskender’e yönelik eyleminin öldürmeye yönelik olduğu kanaatine varılmıştır" denildi.
#AnkaraSağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde asistan Dr. Ertan İskender’i elinden ve belinden bıçaklayarak yaralayan hastası Bayram Nargüner’in 16 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldığı dava hakkında açıklama yaptı.
#Fahrettin KocaHastası Bayram Nargüler’in bıçaklı saldırısına uğrayan Dr. Ertan İskender, psikolojisi altüst olduğu gerekçesiyle göreve dönemedi. Dr. İskender yaşadıklarını, “Elim iyi ama psikolojim kötü. Psikiyatrik tedavi alıyorum. Doktorumun ‘hastaneye gitmeyi dene’ tavsiyesine uyup gittim ama içeri giremedim. Bu psikolojiyle hasta bakmam da doğru olmaz” diye anlattı.
#Doktora SaldırıAnkara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Dr. Ertan İskender, poliklinikte hastası Bayram Nargüner tarafından bıçaklı saldırıya uğramıştı. Doktoru bıçaklayan Bayram Nargüler savcılık ifadesinde, "Yanlış tedavi sonrası ayağımı da keseceklerdi. Kendimi kaybettim. Önce doktorların bulunduğu odada, sonra koridorda beni dövdüler" şeklinde konuştu. İddia sonrası güvenlik kamerası görüntülerinde yapılan incelemede Nurgülen'in iddia ettiği gibi bir olay yaşanmadığı belirlendi.
#AnkaraAnkara’da hastası Bayram Nargüner’in bıçaklı saldırısına uğrayan Dr. Ertan İskender, hastane odasında Hürriyet’e konuştu: “Ayağı kesilecekti, üç parmağını feda edip ayağını kurtardık. Hastanede psikolojik kriz geçirdi, pencereden atlamaya kalkıştı, engelledik. Ben onun hayatını kurtardım, o beni öldürmek istedi.”
#CerrahAnkara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Dr. Ertan İskender, poliklinikte hastası Bayram Nargüner tarafından bıçaklı saldırıya uğramıştı. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Rahmi Kılıç, ortopedi asistanı doktor Ertan İskender'in, kendisini bıçaklayarak ağır yaralayan hastası Bayram Nargüner'in daha önce intiharını önlediğini söyledi. Şüpheli Bayram Nargüner, çıkarıldığı mahkemece 'kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
#Bayram NargünerAnkara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Dr. Ertan İskender, poliklinikte hastası Bayram N. tarafından uğradığı bıçaklı saldırıda yaralandı. Yaralanan doktorun durumunu yakından takip ettiğini belirten Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Şifa veren eli kesmeye çalışmanın affı mümkün değil." ifadelerini kullandı.
#AnkaraArtık yaz mevsiminin sonuna geldiğimiz şu günlerde deniz, kum ve güneş tatilini bir kenara bırakıp kültür, sanat ve tarihin izinde yola koyulmaya ne dersiniz? Uzmanlarımıza ‘Mutlaka görülmesi gereken müze ve eserler hangileri?’ diye sorduk. 8 şehirden birbirinden güzel 15 müzeyi önerdiler.
#RotaAsistan doktor Ertan İskender’in, hastası tarafından bıçaklı saldırıya uğrayarak ağır yaralanması Türkiye gündemine oturmuştu. Ancak sağlık çalışanlarına şiddet hem Türkiye'de hem dünyada adeta bir salgın gibi yayılıyor. Bu saldırılar pandemi döneminde daha da arttı. Sağlık çalışanları maruz kaldıkları şiddet olaylarını Hürriyet'e anlattı: "Hala serviste o odaya girerken çarpıntım oluyor."
#Sağlıkta ŞiddetDEVLET işlerinde ‘danışmanlık’ kavramı hiç son dönemdeki kadar öne çıkmamıştı. Siyasetçiler, artık danışmanlarıyla birlikte konuşulur oldu. Bir devlet adamının danışmanları ile başka bir devlet adamının danışmanları arasındaki atışmalar, kavgalar da hiç bu kadar gündem olmamıştı.
#Başbakan Ahmet DavutoğluKamuda 17 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonunun ardından başlayan görevden alma ve atama rüzgarı bugün de devam etti. Bugünkü görevden almaların kamu kurumlarının beyni niteliğindeki Bilgi İşlem Dairelerinde olması dikkat çekti.
#Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas KuruluHANİ klasik olarak, "İnsanın memleketi doğduğu değil, doyduğu yerdir" denir ya. Nitekim öyledir de. Örneğin İzmir’de çevremize bir bakalım. Kimimiz Tokat’tan gelmiştir, kimimizin kökeni de Kütahya, Denizli, Sivas, Mardin, Diyarbakır, Trabzon’dur. Liste uzar, gider. Tabii ki İzmir’de doğan, büyüyen, okuyan ve çalışan da vardır. Sonuç olarak, nerede yaşanıyorsa, oralı olunur. Bağlar giderek güçlenince de sevdalanılır o yere. O yeri koruma içgüdüsü gelişir, "Yaşadığım yer için ne yaptım, yapayım" gibi sorular yankılanır.
“Evde yok yiyecek, içine giyecek, kömür yok aşağıda, bir zeytin kursağında, borç gırtlağında ama vizon kürk sırtında. Baştan aşağı, belden kuşağa, beyden uşağa, konaktan odaya, ne varsa tabidir modaya...” Toplumları 19. yüzyıldan itibaren etkilemeye başlayan, Türkiye'de 1960'lı yıllarla birlikte orta sınıfı kapsayan moda fırtınası, ülkenin sesli-sözlü tarihinde bu sözlerle hicvedildi.