Yazar Musa Anter'in 1992'de öldürülmesi ve eski AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu'nun yaralanmasına ilişkin bazı eylemlerden sorumlu tutulan "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da arasında olduğu 18 sanık hakkındaki davanın görülmesine devam edildi.
#Musa AnterHaberleri nedeniyle hakkında çok sayıda soruşturma başlatılan Özgür Gündem gazetesine destek amacıyla ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği’ kampanyasına katılarak birer günlüğüne gazetenin genel yayın yönetmenliğini yapan Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur, ünlü yazar Aziz Nesin’in oğlu gazeteci Ahmet Nesin ile Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi gazeteci Erol Önderoğlu, tutuklandı. Gerekçe ise ‘terör örgütü propagandası yapmak’.
#Özgür Gündem- Diyarbakır'da 22 yıl önce yazar Musa Anter'in öldürülmesi ve yazar Orhan Miroğlu'nun yaralanması olayıyla ilgili davada sanık avukatları, dosyanın güvenlik gerekçesiyle başka ile naklini istedi - Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık avukatlarının talebinin iletildiği Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne 9 klasörden oluşan dava dosyasının örneğini gönderdi
Diyarbakır'da 1992 yılında Kürt yazar Musa Anter'in öldürülmesi, Orhan Miroğlu'nun yaralanmasıyla ilgili 4 sanığın yargılandığı davada sanıklardan emekli Albay Savaş Gevrekçi, güvenlik gerekçesiyle dosyanın başka ile naklini talep etti. Gevrekçi'nin talebinin, Adalet Bakanlığı'na gönderildiği belirtildi.
DİYARBAKIR’da öldürülen Kürt yazar Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, kızına vermek istediği ’Asiwa’ adının Batman Vatandaşlık ve Nüfus Müdürlüğü tarafından reddilmesinin ardından ’Demokratikleşme Paketi’nin açıklanmasından sonra yeniden aynı isim için başvuracağını söyledi.
İZMİR’de Musa Anter’in kızı Rahşan Anter, cezaevlerinde 41’inci gününe giren açlık grevlerine destek amacıyla bir günlük eyleme başladı. Açlık grevlerine bir insan duyarlılığıyla yaklaştıklarını söyleyen Anter, "Başbakanın ’düşünmezseniz yoktur’ açıklamasına cevabımız şudur, İnsanız düşünüyoruz, siz düşünmüyorsanız sorun sizdedir" dedi.
Öldürülen Yazar Musa Anter'in oğlu Anter Anter, yarın belgeleri doldurup İçişleri Bakanlığına teslim edeceğini bildirdi.Hakkında 21 yıl önce verilen “Türkiye'ye giriş yasağı” nedeniyle yurda gelemeyen Anter, babasının 1992 yılında öldürüldüğü yerdeki “Musa Anter Anıtı”nı ziyaret etti.
DİYARBAKIR’da 20 Eylül 1992 tarihinde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Kürt yazar Musa Anter’in yurt dışında bulunan ve 1991 yılından beri Türkiye’ye girişi yasaklanan oğlu Anter Anter, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği bir aylık özel izinle Türkiye’ye gelerek babasının Mardin’in Nusaybin İlçesi’ne bağlı Akarsu Beldesi’nde bulunan mezarı başında gözyaşları arasında dua etti.
24 Ocak 1993’te otomobiline konulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybeden araştırmacı gazeteciliğin öncüsü Uğur Mumcu, ölümünün 18’inci yılında anılıyor. Mumcu için Ankara'da evinin düzenlenen törene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eski genel başkan Deniz Baykal birlikte gitti. Bu arada Özgür Mumcu, öldürülmesinin 18. yıldönümünde babası Uğur Mumcu'yu yazdı.
DİYARBAKIR’da, 1992 yılında uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Kürt yazar Musa Anter’in Batman’da yaşayan 4 aylık torununa verilen Kürtçe ‘Asiwa’ (Ufuk) adı, ‘w’nin Türkçe alfabede yer almaması nedeniyle nüfus müdürlüğünce kabul edilmedi.
DİYARBAKIR'da 1992 yılında uğradığı silahlı saldırıda öldürülen gazeteci-yazar Musa Anter'in oğlu Dicle Anter, kızına verdiği Türkçe ‘Ufuk’ anlamına gelen Kürtçe ‘Asiwa' ismini Batman Nüfus Müdürlüğü'nde verdiremeyince aynı zamanda vatandaşı olduğu İsveç'in İstanbul Başkonsolosluğu'na başvurup, kızına bu ismin verilmesini sağladı.
Diyarbakır'da 20 Eylül 1992 tarihinde uğradığı silahlı saldırıda ölen Kürt siyasetçi ve yazar Musa Anter'in oğlu Dicle Anter'in kızına vermek istediği Türkçe'de ‘Ufuk' anlamına gelen Kürtçe ‘Asiwa' ismine Batman Nüfus Müdürlüğü, Türkçe'de ‘W' harfi bulunmadığı gerekçesiyle izin verilmedi. Dicle Anter, “TRT Şeş kanalında bile ‘w' ve diğer harfler telaffuz ediliyor, yazılıyor. Nüfus cüzdanına bu harfi yazdırmamak çelişki değil mi?” dedi.
Ergenekon davasının ilk duruşması yaşanan karmaşa ve izdiham nedeniyle sık sık kesintiye uğradı. Mahkeme heyeti sabah saatlerinde salonda yaşanan sıkıntı nedeniyle 4.5 saat duruşmaya ara verdi. Fiili koşullar yeterli olmadığı için tutuklu ve tutuksuz sanıkların ayrı celselerde yargılanmasına karar verildi. Mahkeme yeni talepleri değerlendirmek üzere 16.25'te bir ara daha verdi. Son olarak 17.15 sularında duruşma perşembe gününe ertelendi. Oysa davanın açılması kararlaştırıldığında duruşmalara aralıksız devam edileceği açıklanmıştı. Şimdi mahkeme heyetinin perşembe gününe kadar reddi hakim ve diğer talepleri karar bağlayacak.