Mahkeme Ergenekon şemasını istedi

Güncelleme Tarihi:

Mahkeme Ergenekon şemasını istedi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2008 21:21

“Ergenekon” davasının bugünkü duruşmasında, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Köksal Şengün, taleplerin alınması sırasında tutuklu sanıklar arasında, cezaevinde suların akıp akmadığı konusunda tartışma çıkınca salonu boşalttı.

Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesindeki salonda bugün 14'üncüsü görülen duruşmada, tutuklu sanıklardan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin'in savunma yapmasının ardından, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Şengün, mahkemeye gönderilen bazı evrakı açıkladı.

Başkan Şengün, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince, “Ergenekon” davası ile birleştirilmesi için mahkemelerine gönderilen ve kamuoyunda “Dost Tarikatı” davası olarak bilinen dosyanın birleştirilmesi talebinin kabul edilmediğini belirterek, söz konusu dosyanın geri gönderildiğini anımsattı.

9 No'lu gizli tanığın ifadelerinin tümünün de mahkemeye ulaştırıldığını bildiren Şengün, tutuklu sanık Sami Hoştan'ın adli sicil kaydının da dosyaya geldiğini belirtti.

Hoştan'ın, “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçunu düzenleyen eski TCK'nın 313'üncü maddesinden sabıkası bulunduğunun bildirildiğini ifade eden Başkan Şengün, Almanya'da öldürüldüğü bildirilen Ertuğrul Yılmaz'ın cenaze törenine ilişkin fotoğrafların da dosyaya gönderildiğini kaydetti.

Başkan Şengün, bir soru üzerine, Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) gönderdiği cevabi yazıda da “aloihbar.org” adlı bir internet sitesinde, 12 Temmuz 2006'dan itibaren “Ergenekon Lobi” belgesinin de yayımlandığının bildirildiğini ifade etti.

Daha sonra söz alan başka suçtan tutuklu, bu davanın tutuksuz sanığı Semih Tufan Gülaltay, Tekirdağ F Tipi Cezaevinde bulunduğunu ve Silivri Cezaevine naklinin henüz gerçekleşmediğini belirterek, duruşmanın başladığı 20 Ekim'den itibaren banyo ihtiyacını gideremediğini, ziyaretçileriyle de görüşemediğini savundu.

Tutuklu sanıklardan Behiç Gürcihan, Danıştay saldırısı sanıklarından Osman Yıldırım'ın cezaevine girişi ile ifadesinin alındığı saat arasında dikkat çekici bir fark olup olmadığının tespiti için jandarmaya yazı yazılmasını talep etti.
Gürcihan, bu talebinin cevabını savcı Zekeriya Öz'e açacağı tazminat davasına dayanak yapacağını belirterek, ifadesi sırasında savcı Öz'ün de duruşmada bulunmasını istedi.

Tutuklu Sanık Kemal Kerinçsiz, soruşturma sırasında yaptırılan bilirkişi incelemelerinde, bilirkişilerin “adli komisyon listesi” dışından seçildiğini ve bir kısımının da yeminlerinin yaptırılmadığını savundu.

Emniyet ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün bu davada taraf olduğunu ileri süren Kerinçsiz, dosyada yaptırılan bilirkişi incelemelerinin yüzde 90'ına yakının bu şube elemanlarınca yapıldığını savunarak, bu durumun da yasaya aykırı olduğunu kaydetti.

Bu bilirkişi incelemelerinin geçersiz sayılması gerektiğini öne süren Kerinçsiz, yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini savundu.

Söz alan tutuklu sanık Hayrettin Ertekin, cezaevinde bilgisayarda çalışmak için kendisine yaklaşık 24 dakikalık bir süre düştüğünü belirterek, bu nedenle davaya ilişkin CD'leri inceleyemediğini ve savunmasını hazırlayamadığını anlattı.

“CEZAEVİNDE SU AKIYOR MU AKMIYOR MU?” TARTIŞMASI

Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün'ün, bilgisayarla, cezaevi yönetiminin tanıdığı süre içerisinde çalışabileceğini, mahkemenin bu konuda yapabileceği bir şey olmadığını ifade etmesi üzerine de Ertekin, “Başkanım, cezaevi şartları çok kötü, bu şekilde savunmamı hazırlayamıyorum. Bırakın bilgisayarı, sular kesik olduğu için banyo bile yapamıyoruz” diye konuştu.

Bu sözler üzerine, tutuklu sanık Hüseyin Görüm, oturduğu yerden, “Yalan, doğru söylemiyor” diye bağırdı.
Ertekin'in, “Bu arkadaşın suyu akıyor olabilir. Biz aynı yerde kalmıyoruz” sözlerine karşılık Görüm de “Nasıl kalmıyoruz, 5'inci bloktayız işte, yalan söylüyorsunuz. Propaganda yapıyorsunuz. Sular akıyor, banyomuzu yapıyoruz” dedi.

Başkan Şengün, bağırmaması konusunda uyardığı Görüm'ü, sözlerine devam etmesi üzerine jandarmalarca salondan dışarı çıkarttı.

Ertekin'in, Görüm dışarı çıkartılırken, “Böyle insanlarla yargılanmak zorunda kaldığım için de ayrıca utanıyorum” demesi, diğer sanıklarca tepkiyle karşılandı.

Başkan Şengün de bu sözlere, “Getirtirim, buna cevap vermek zorunda kalırsın. O da sana bir şeyler söyler. Biz gereğini yaptık” diye karşılık verdi.

“GÜLLÜK GÜLİSTANLIK DİYEN VARSA BUYURSUN YATSIN”

Ertekin, daha sonra “Savunma yapabilmem için bir kağıt ve kalemden başka bir şeyim yok, bilgisayarımın getirtilmesini istiyorum. Ayrıca, cezaevi şartları çok zor. 'Güllük gülistanlık' diyen varsa buyursun yatsın. Ben yatmak istemiyorum” şeklinde konuştu.

Mahkeme Heyetinin diğer sanıkların taleplerini dinlediği sırada Hayrettin Ertekin ile Hüseyin Görüm'ün yakını olan tutuklu sanık Rasim Görüm tartışmaya devam etti. Ertekin'in, Görüm'e “Akrabaysa akrabasınız. Gelirsem oraya bir tarafını kırarım” dediği duyuldu.

Diğer bazı sanıkların da katıldığı tartışmanın büyümesi, araya giren jandarmalarca engellendi.

Daha sonra söz alan sanık Gazi Güder'in avukatı Özbay Demirer, tutuksuz sanık Ali Yiğit'in kaçabileceğini iddia ederek tutuklanmasını istedi.

Tutuklu sanık Emin Gürses'in avukatı Mehmet Taşdelen, Osman Yıldırım'ın Danıştay davası boyunca çeşitli mahkemelere gönderdiği dilekçelerin tümünün dosyaya getirtilmesini talep etti.

Avukat Taşdelen'in, “basın tarafından bir yargılama yapıldığı” yönündeki beyanları üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün, “Olur mu öyle şey avukat bey? Yargılamayı birlikte yapıyoruz. Gazetelerin yaptıkları onlara ait” diye konuştu.
Taşdelen'in, “Binlerce haberin altında eziliyoruz” şeklindeki sözlerine de Başkan Şengün, “Ezilmeyiz efendim” karşılığını verdi.

Tutuksuz sanık Atilla Aksu'nun avukatı Hasan Özay da Hüseyin Görüm'ün, mahkemedeki davranışları göz önüne alınarak Adli Tıp Kurumuna gönderilmesini talep etti.

“ERGENEKON ŞEMASI” GETİRİLSİN İSTEMİ

Tutuklu sanık Doğu Perinçek'in avukatı Hüseyin Gökçeaslan, Başbakanlık Müsteşarlığınca dava dosyasına gönderilen “Ergenekon Şeması”ndaki bazı isimlerin sansürlendiğini savunarak, savunma hazırlayabilmeleri için bu isimlerin açıklanması yönünde müvekkilinin geçen celse talepte bulunduğunu anımsattı.

Savcının da geçen celse bu konudaki mütalaasında devam eden soruşturmadaki gizlilik nedeniyle talebin reddini istediğini kaydeden Gökçeaslan, savcının bu talebine katılmadıklarını, kovuşturma aşamasında bulunulduğunu ve bu şemanın sansürsüz olarak mahkemeye getirtilmesini istediklerini söyledi.

Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz'in avukatı Necip Yenişen, Ali Yiğit'in mahkemedeki bir saatlik ifadesinde bile çelişkili beyanlarda bulunduğunu söyleyerek, tutuklanmasını talep etti.

“HAKİMLERİ KISKANIYORUM”

Avukat Yenişen, “Açıkçası ben hakimleri kıskanıyorum. Bu davanın savcısı 'yüzyılın savcısı' oldu. Bu davanın hakimleri de 'yüzyılın hakimi' olabilir” dedi.

Bu sözler üzerine Başkan Şengün, “Siz de öyle olacaksınız avukat bey. Aramızda bir fark yok. Bir şey olacaksak hep birlikte olacağız” diye konuştu.

Yenişen, Yiğit'in arkasındakilerin bulunması halinde birçok olayın aydınlanabileceğini söyledi.

Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Ali Yiğit'in tutuklanması ve “Ergenekon Şeması” hakkındaki taleplere ilişkin, bir önceki celse verdiği mütalaasını tekrarladığını belirtti.

Pekgüzel, tutuklu sanıkların da bu hallerinin sürdürülmesini istedi.

VERİLEN ARADA TARTIŞMA ÇIKINCA SALON BOŞALTILDI

Pekgüzel'in görüşlerini bildirmesinin ardından Mahkeme Heyeti, duruşmaya bir süre ara verdi.

Bu sırada Hayrettin Ertekin, Rasim Görüm ve diğer bazı sanıklar arasındaki tartışmanın yeniden başlaması nedeniyle, daha önce duruşmalarda verilen kısa aralarda salonu boşaltmayan Başkan Şengün, salonun boşaltılmasını istedi.

Bunun üzerine tutuklu sanıklar jandarmalarca nezarethaneye götürüldü. Tutuklu sanıklar, daha sonra mahkemenin ara kararlarını açıklayacağı sırada salona getirildi.

ARA KARARLAR

Tutuklu sanıkların getirilmesi sonrası ara kararlarını açıklayan Mahkeme Heyeti, MİT Müsteşarlığı tarafından 2 Temmuz 2008'de gönderilen yazıya ek olan “Ergenekon Şeması”nın açık halinin, soruşturmanın gizlilik kuralları da dikkate alınarak İstanbul Cumhuriyet Savcılığından istenmesine karar verdi.

Heyet, sanıkların dosyada yer alan ses kayıtlarının DVD ortamına aktarılarak kendilerine verilmesine hükmetti. Bunlar arasında özel hayatın gizliliğini gerektirir görüşmeler ve sanık olmayan kişilerle telefon görüşmeleri olabileceğini dikkate alan heyet, bu kapsama giren görüşmeler hakkında yayın yasağı koydu.

9 No'lu gizli tanığın, soruşturmanın gizliliği kapsamında gönderilen ifade örneğinin, Kemal Kerinçsiz'e verilmesini karara bağlayan Mahkeme Heyeti, Dicle Anter'in de aralarında bulunduğu 21 kişinin “müdahil” olarak davaya katılma taleplerini de reddetti.

Heyet, “aloihbar.org” ve “ulusalihanet.org” adlı internet sitelerinin herhangi bir teknik takibe alınıp alınmadığının MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığından ayrı ayrı sorulmasını istedi.

Sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesine karar veren Mahkeme Heyeti, duruşmayı 18 Kasım Salı günü saat 09.30'a erteledi.

Bu arada, 9 No'lu gizli tanığın Sincan Cezaevinde 12 Mart 2008'de alınan ve tutuklu sanık Kerinçsiz'e verilen bir sayfalık ifade metninin altındaki “gizli tanık 9” ibaresinin üstünde parmak basma izi bulunması dikkati çekti.

Öte yandan, tutuklu sanıklardan Sevgi Erenerol'un yarın doğum günü olduğu öğrenildi. Erenerol'un bir yakınının bu nedenle kendisine çiçek getirdiği görüldü.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!