Güncelleme Tarihi:
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün, sanık avukatlarının karıştığı tartışmalar sonrası ara karar vermek üzere sanıkları, ziyaretçileri ve vekillerini duruşma salonunun dışına çıkarttı. Yaklaşık 4.5 saatlik aradan sonra Mahkeme Başkanı Şengün, duruşmayı ertelemedi ve Silivri Cezaevi'nde devam etmesine karar verdi.
Ancak fiili koşulların iyileştirilmesi için tutuklu ve tutuksuz sanıkların ayrı celselerde yargılanması öngörüldü.
Ayrıca duruşma tutuklu sanıklarla başlayacak, her sanığın en fazla 3 avukatı olacak.
|
“Ergenekon” davasında, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Cumhuriyet Vakfı ile Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayın A.Ş'nin davaya müdahil olarak katılma taleplerinin kabul edilmesini istedi.
Cumhuriyet Vakfı ile Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayın A.Ş avukatı Bülent Utku da Cumhuriyet Gazetesi'nin bazı sanıklar tarafından 3 kez bombalanması eyleminin iddianamede yer aldığını hatırlatarak, bu saldırılardan zarar gördükleri için davaya müdahil olmak istediklerini kaydetti.
İP MÜDAHİL TALEBİNİ GERİ ÇEKTİ
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki adliye görülen davada söz alan avukat Zerrin Öztürk, daha önce İşçi Partisi (İP) adına davaya müdahil olma talebinde bulunduklarını hatırlatarak, bu taleplerini geri çektiklerini bildirdi.
KERİNÇSİZ'DEN HAKİM VE SAVCILARA İTHAM
Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz'in avukatı Kadir Kartal ise mahkeme heyeti üye hakimlerinden Sedat Sami Haşıloğlu'na güvenleri olmadığını belirterek, davadan çekilmesini istediklerini söyledi.
Bu hakimin soruşturma sırasında tutuklamaların yüzde 40'ını yaptığını öne süren Kartal, Haşıloğlu'nun yerine başka birinin görevlendirilmesini, ayrıca davaya giren 2 cumhuriyet savcısının da değiştirilmesini ve reddi hakim istedi.
Cumhuriyet Savcılarından Mehmet Ali Pekgüzel, Mahkeme üyesi Sedat Sami Haşıloğlu’nun redd-i hakim yönündeki taleplerinin geri çevrilmesini istedi. Pekgüzel mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi yönündeki talebe ilişkin olarak da, “Danıştay saldırısı örgütün eylemlerinden sadece bir tanesidir. Pek çok eylemde İstanbul Adliyesi gösterildiği, yetkisizlik talebinin reddine karar verilmesine, dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesine ilişkin talebe dosyanın bir kısmının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiğini belirterek, bu talebin de reddi yönünde görüş bildirdi.
FİNCANCI'DAN MÜDAHİL İSTEMİ
Avukat Ali Koç da Şebnem Korur Fincancı adına müdahillik talebinde bulunduğunu ifade ederek, iddianameye göre bazı sanıkların, müvekkiliyle ilgili kişisel verileri kaydettiğini, bunun da bir suç olduğunu ileri sürerek, bu nedenle davaya müdahil olmak istediklerini bildirdi.
HUKUKÇULAR DERNEĞİ'NİN TALEBİ
Hukukçular Derneği adına söz alan Başkan Yardımcısı Reşat Petek de hukuk devleti için çalışmalar yaptıklarını belirterek, suçtan zarar gördükleri gerekçesiyle müdahillik talebinde bulundu.
DTP'LİLERİN SUİKAST HATIRLATMASI
DTP milletvekilleri Ahmet Türk, Sebahat Tuncel ve Akın Birdal ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir adına müdahillik dilekçesi veren avukat Siracettin Irmak, iddianamede müvekkillere yönelik suikast hazırlığından söz edildiğini belirterek, bu gerekçeyle müdahil olmak istediklerini bildirdi.
DERNEKLERDEN FİŞLEME VURGUSU
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi adına söz alan avukat Özlem Gümüştaş da davaya müdahil olmak istediklerini belirtti.
Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi adına söz alan avukat Ercan Demir de, “Ergenekon” örgütünün çalışmaları içerisinde ÇHD'nin de fişlendiğinin görüldüğünü öne sürerek, müdahillik talebinde bulundu.
Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu da 6 kişi hakkında davaya müdahil olma talebinde bulunarak, bu kişilerden Dicle Anter'in öldürülen Musa Anter'in oğlu, Şükran Aydın'ın öldürülen Vedat Aydın'ın eşi, Pervin Buldan'ın öldürülen Savaş Buldan'ın eşi, Cihan Sincar'ın öldürülen Mehmet Sincar'ın eşi olduğunu bildirdi.
SADECE CUMHURİYETE KABUL
Mahkeme heyeti, taleplere ilişkin Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in görüşünü aldıktan sonra Cumhuriyet Vakfı ile Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayın A.Ş.'nin müdahilliğinin kabulüne, diğer taleplerin ise gerekli incelemeler yapıldıktan sonra karara bağlanmasına hükmetti.
PERŞEMBEYE KADAR ARA
Mahkeme heyeti, öğleden sonra 16.25 civarında bir ara daha verdi ve reddi hakim istemlerini görüştü. Aranın ardından mahkeme, reddi hakim talebine ilişkin değerlendirme yapılmadığı için diğer taleplerle birleştirme yapılarak karar verileceğini açıkladı. 46 sanığı tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Bir sonraki duruşma perşembe günü yapılacak.
İLK GÜNDEM SALON
Duruşma saat 10.30 civarında başladı. Ancak salonda uğultunun kesilmemesi ve avukatların konuşmalarının duyulmaması üzerine Ergenekon Davası'nın ilk gündemi duruşmanın yapıldığı salon oldu. Sanık avukatları, duruşma salonunun kendilerine ayrılan bölümünün adaletin yerine getirilebilmesi için yeterli olmadığı itirazında bulundu.
HAKİM: ŞARTLARDAN MEMNUN DEĞİLİZ
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün, "Bu şekilde, hengame içinde duruşma yapmak yerine salonu rahatlatmak gerekir. Aklın yolu bir" dedi. Şengün’ün bu sözlerine sanık vekilleri "İstanbul içinde bir spor salonu ayarlansın" yanıtını verdi. Sanık vekilleri duruşma salonunda ayakta kaldıklarını, adil yargılama koşullarının sağlanamadığını belirterek, yargılamanın başka bir yerde yapılması için davanın ertelenmesini talep ettiler. Sanık vekilleri aynı zamanda Türkiye’de ilk kez bir ceza infaz kurumunda duruşma yapıldığını ve bunun adil yargılama hakkına aykırı olduğunu belirttiler. Mahkeme Başkanı Şengün, yargılamanın yapılıp yapılamayacağının mahkemenin takdirinde olduğunu belirterek, "Hiçbirimiz bu şartlardan memnun değiliz. Fiili şartlar farklı olabilir ama yargılamayı etkilemez" yanıtını verdi.
Bir başka sanık vekili de, sanık vekillerinin ayakta durduğunu ve belgeleri inceleyip mahkemeye sunma şartlarının bulunmadığını belirtti. Sanık vekillerinden ünlü ceza hukukçusu Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, “Bu koşullarda sağlıklı duruşma yapmak imkansız. Ne sanıklar ne de avukatlar miting havasında duruşma yapamazlar. Hem sorgulama hem savunmanın layıkıyla yapılacağı bir duruşma ortamının sağlanmasını talep ediyoruz” dedi.
Mahkeme Başkanı Şengün de, “Mahkeme belli olmadan, her nasılsa, nereye hizmetse burası mahkeme salonu olarak yapılmış. İstanbul’da bu şartlara uygun bir yer bulunamadı. Bu şartlardan her ne kadar siz şikayetçiyseniz ben de şikayetçiyim. İstanbul şartlarında ancak böyle bir yer temin edildi. Yeni bir salon yapmak en az üç ay sürer” diye konuştu.
SANIK AVUKATI AZARLADI
Alacakaptan, sanıkların bir gün dahi fazladan tutuklu kalmasının düşünülemediğini ve iddianamenin çok özensiz ve düzensiz hazırlandığının belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı Şengün, “Onları daha sonra konuşacağız” yanıtını verdi. Bir başka sanık vekili de, avukatlara duruşma salonuna alınırken yapılan kötü muameleye dikkat çekti. Avukatların cep telefonlarının, laptoplarının ve her türlü elektronik cihazlarına el konulmasının ardından., avukatlık kimliklerine de el konulduğunu belirtmesi üzerine bir sanık, “Şimdi senin sorunun önemli değil, kes sesini” diye tepki gösterdi.