Danimarkalı ikizler Alicia Nicolajsen ve Melissa Petersen, suçlamalarda bulundukları kliniğin açıklamalarına tepki gösterdi. Tedavileri sırasında çekilen fotoğrafları gösteren ikizler, tedavileriyle ilgi bilgi veren doktoru tanımadıklarını belirtiler.
#DişKuzey cazının en melodik çalan kontrbasçılarından Lars Danielsson. Son 20 yılda John Scofield’dan Dave Liebman’a ve John Abercrombie’ye kadar pek çok Amerikalı cazcıyla çalışsa da üslubunu değiştirmedi. Virtüözite gösterisinden uzak duruyor, halk müziğinden yararlanıyor, klasikteki oda müziğini çağrıştıran ve enstrümanların ton zenginliğini ön plana çıkaran çalışmalar yapıyor. İki yıl önce Ermenistanlı genç piyanist Tigran Hamasyan’la tanışması, Danielsson’ın önünde yeni bir ufuk açtı. Birlikte kaydettikleri ‘Liberetto’, bu yıl başında yayımlandı. Dörtlüsüyle Arkeoloji Müzesi’nde vereceği konserin repertuvarı da bu albümden oluşacak. Danielsson “Sanıyorum bundan sonra İstanbul’a yolum daha sık düşecek, Türk cazcılarla da çalacağım” diyor.
En iyi yaptığı iş araba kullanmak olan ve başını soktuğu belalardan gaza basarak kurtulmaya çalışan bir sürücünün şiddet, duygu ve aksiyon dolu hikâyesi. Sürücü, şu sıralar moda olan 80’lerin aksiyon filmlerine göz kırpan bir roman uyarlaması. Yönetmen koltuğunda kültleşmiş Pusher serisiyle tanınan Danimarkalı Nicolas Winding Refn oturuyor. Refn, stilize çekimleri, diyaloglardan çok görüntüyle anlattıklarıyla Sürücü’yü ayrıcalıklı kılıyor. Cannes’dan aldığı En İyi Yönetmen Ödülü boşuna değil.
Danimarka'da vizon yetiştirilmesine karşı olan hayvansever ikiz kardeşler, Kopenhag'ın en işlek alışveriş caddesi Stroget'te çırılçıplak soyunarak, ellerinde pankartlarla vizonların kötü şartlar altında yetiştirildiğine dikkat çekmeye çalıştılar. Vibeke ve Susanne Schmidt adındaki iki kardeş, yaklaşık 1 saat 0 derece soğukta soyunuk kalarak meraklı gözlerle kendilerini seyreden Danimarkalı ve turistlere vizonların nasıl kötüye kullanıldığını anlatmaya çalıştılar. Ünsal TURAN / DHA
#HtvhaberWall Street'te başladı, dünyanın tüm sokaklarını sardı. Artık hiçbir şey bir ay önceki gibi değil. Küresel mali kriz, 11 Eylül olayı gibi dünyayı etkiledi. Ve bakınız insanların hayatını nasıl değiştirdi. Birçok insan vitrinlere bakmakla yetiniyor, birçokları daha az yiyor. İnşaatlar duruyor, çiçek tarlaları küçülüyor...
Bir Fransız biyoteknoloji firması tarafından klonlanan yarış atı geçen ay bir yaşını doldurdu. Bu yıl içinde üç kopya atın daha dünyaya gelmesi bekleniyor. Bugüne kadar başarıyla kopyalanan memelilerin listesi kopya koyun Dolly’den, fareye, sığıra, keçiye, tavşana ve kediden, domuza kadar uzadı. Hatta 2003 yılında ilk kez at kopyalandı. Ancak ilk kopya at diğer klonlardan biraz farklıydı.
Bu hafta (Okullarımız Yıkılmasın Kampanyası beni fena yıktı) doğru dürüst gazete bile okuyamadım. Ama sağda solda gözüme takılanları veya sizin bana gönderdiğiniz alıntıları yine "ortaya karışık” derledim sizin için. Abuk sabuk başlıklar ve muhtefil alıntılar, ayırmadan hepsi birarada.