Coşkun Sabah'ın hayatı, katıldığı televizyon programları ve magazinde yer alan haberlerin ardından gündeme geliyor. 1990 yılında piyasaya çıkan Beni Unutma-Aşığım Sana adlı albümü ile döneme damga vuran Coşkun Sabah, canlı performansları ve konserleri ile adından söz ettirmeye devam ediyor. Son yılların önemli ud virtüözlerinden olan sanatçı, en iyi bestesinin Anılar olduğunu ifade ediyor. İşte, Coşkun Sabah'ın biyografisi ve hayatıyla ilgili merak edilen bazı bilgiler.
#Coşkun Sabah KimdirKoskoca bir yılı daha geride bırakıyoruz. Yaşam koşturmacası içinde bazen zor ve yorucu zamanların üstesinden dizilerle, filmlerle, kitaplarla, sergilerle, şarkılarla ve yeni açılan mekânlarla geldik. Yıl boyu, bu alanlardaki yenilikleri sizlerle paylaşmıştık. 2018’i uğurlamaya hazırlanırken sıra geldi, en iyileri seçmeye...
#İlhan ŞenBinlerce ortaokul 8’inci sınıf öğrencisinin girdiği birinci dönem TEOG ortak sınavlarının ikinci ve son günü tamamlandı. TEOG’a Ataköy Gazi Ortaokulu’nda katılan öğrencilerin çoğu günün ilk oturumu olan fen ve teknoloji sınavını kolay buldu. Öğrenciler ‘kaldırma kuvveti’ ile ilgili soruda zorlandıklarını söyledi.
Bu ülkede en çok dinlenen ama en çok da eleştirilen popçuların başında gelir Serdar Ortaç. “Serdar Ortaç’sız Türkçe pop, üç notası eksik kalmış müziğe benzer” diyenler mi istersiniz; “Sekiz notadan bu kadar şarkı nasıl çıkar?” diye kıllananlar mı? Buna rağmen şarkılarını milyonlar dinler, konserleri tıka basa dolar. Peki nedir bu elitist tavır? Marjinal ve cool görünmek isteyenler yıllarca Orhan Baba’nın şarkılarına da aynı muameleyi çekmemişler miydi? Eninde sonunda adam Beethoven değil ya. Yaptığı işin adı “Sevilecek, sevişilecek ama asla evlenilmeyecek bir kadın”a benzeyen pop müzik... Her neyse efendim, bu sosyolojik ahkamları bir kenara bırakalım da Serdar’ın fantastik dünyasının kapılarını aralayalım. İrlandalı manken sevgilisi Chloe Loughnan, onun hayatına tam bir dinginlik getirmiş. Üçümüz birlikte tatlı bir sohbete daldık. Kuşkusuz “Yeter artık sıkıldık bu Serdar Ortaç röportajlarından” diyenler olacaktır. Ee tabi Serdar Ortaç ile oturup da ekonomik konjonktürlerden konuşacak
İKİ hafta önceki köşe yazımda Ankara eğlence ve sosyal hayatının 1923 yılıyla başlayan yolculuğuna değinmiş, daha sonraki hafta 1950’li yılları ele almıştım. 1970’lere gelirken de Başkentin yeni bir bakış açısı ve hayat tarzıyla buluştuğunu vurgulamıştım. Kaldığımız yerden devam edelim.
1 Nisan’da yeni av yılı başlıyor. Milli Parklar ve özel kuruluşlara ait 58 kontrollü avlanma alanıyla Türkiye, dünya av turizminde yükselen ülkeler arasında. Almanya, Amerika, Belçika, Danimarka, Fransa’nın yanı sıra bu alandaki en büyük rakibimiz İspanya’dan da avcılar rotasını Türkiye’ye çevirdi. Sıradan turist ortalama 600 Euro civarında harcarken, avcıların harcaması 3 bin Euro’dan başlayıp, vurulan hayvanın türüne göre 10 bin Euro’ya ulaşabiliyor.