Güncelleme Tarihi:
TELEVİZYON
JÜRİ
◊Ceren Şehirlioğlu Hürriyet TV yazarı
◊ Elçin Yahşi Hürriyet TV yazarı, Ekranella.com kurucusu
◊ Hakan Gence Hürriyet muhabiri
◊ Dr. Janet Barış Nişantaşı Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü, sinema yazarı
◊ Dr. Elif Akçalı Kadir Has Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü
◊ Doç. Dr. Gürsel Yaktıl Oğuz Anadolu Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü
◊ Tomris Giritlioğlu Yönetmen, senaryo yazarı, yapımcı
◊ Zeynep Ekin Bal İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Araş. Gör.
Yılın en iyi kadın dizi oyuncusu Özge Özpirinçci (‘Kadın’)
Sadece ve sadece oyunculuğuyla var olmayı seçti
Yılın en iyi erkek dizi oyuncusu Kıvanç Tatlıtuğ (‘Çarpışma’)
Ustalık döneminin başlangıcı
2018’i sonundan yakaladı ama güçlü kadınların parladığı sezona erkek oyuncu dalında ağırlığını koydu Kıvanç Tatlıtuğ. ‘Çarpışma’ (Show TV), onun ustalık döneminin habercisi. Dizinin kurgusu, öykünün zaman zaman dağınıklaşması bile müthiş performansını gölgeleyemiyor. Hatta ‘Kadir’ karakterini yeterince izleyememek, dizinin ciddi sorunlarından birine dönüşüyor. Tatlıtuğ son rolünden sonra nereye koyulsa iyi iş yapacağını kanıtladı. Şimdi mesele, yanındakileri iyi seçmekte. (Ceren Şehirlioğlu)
Yılın en iyi dizisi ‘Kadın’
Son zamanların en sahicisi
Yılın dizisi kesinlikle ‘Kadın’ (Fox TV). Öncelikle senaryosu çok iyi yazılıyor, son derece inandırıcı. Sadece Özge Özpirinçci (Bahar) değil, Feyyaz Duman (Arif), Şerif Erol (Enver), Bennu Yıldırımlar (Hatice), Ceyda (Gökçe Eyüboğlu); topluca bütün oyunculara da oy vermek istiyorum. Son zamanlarda bana en sahici gelen dizi. (Tomris Giritlioğlu)
Elçin Yahşi yazdı...
Yılın en iyi yardımcı oyuncuları
◊ Selin Yeninci-Bülent Polat (Saniye ve Gaffur): ‘Bir Zamanlar Çukurova’nın (Atv) Saniye ve Gaffur’u, bence şu anda ekranın tartışmasız en iyi çifti. Hayatın bütün dinamiklerini barındıran, inandırıcı bir ilişkileri var.
Alanında uzman isimler, altı kategoride yılın en iyilerini seçti. Televizyon dizilerinde ipi ‘Kadın’ dizisi göğüsledi. Kurgu kategorisinde yılın en iyi kitabı Latife Tekin’in ‘Sürüklenme’si oldu. En iyi film, açık ara ‘Ahlat Ağacı’ çıktı. Şarkılarda, Ezhel’in ‘Kazıdık Tırnaklarla’sı seçildi. Restoranların zirvesinde Galvin, gece kulüplerinin bir numarasında Klein var.
JÜRİ
◊Uğur Vardan (Hürriyet sinema yazarı)
◊ Atillâ Dorsay (T24)
◊ Ömür Gedik (Hürriyet)
◊ Mehmet Açar (haberturk.com)
◊ Cumhur Canbazoğlu (sinemamuzik.com)
◊ Murat Özer (Se7en Mecmua)
◊ Nil Kural (Milliyet)
◊ Tunca Arslan (Aydınlık)
◊ Olkan Özyurt (Sabah)
◊ Burak Göral (Se7en Mecmua)
◊ Şenay Aydemir (gazeteduvar.com)
◊ Evrim Kaya (Altyazı)
◊ Cüneyt Cebenoyan (Birgün)
◊ Murat Erşahin (sinemamuzik.com)
◊ Seray Genç (Yeni Film)
◊ Kaya Özkaracalar (İleri Haber)
◊ Berke Göl (Altyazı)
◊ Selin Gürel (Milliyet Sanat)
◊ Abbas Bozkurt (Fanatik)
◊ Ali Deniz Şensöz (Altyazı)
Jürinin seçkisi
1. Ahlat Ağacı (Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan)
2. Kelebekler (Tolga Karaçelik)
3. Kar (Emre Erdoğdu)
4. Anons (Mahmut Fazıl Coşkun)
5. Daha (Onur Saylak)
6. Arif v 216 (Kıvanç Baruönü)
7. Sofra Sırları (Ümit Ünal)
8. Güvercin (Banu Sıvacı)
9. Yol Kenarı (Tayfun Pirselimoğlu)
10. Taksim Hold’em (Michael Önder)
1 - Yılın filmi
Ahlat Ağacı
Nuri Bilge Ceylan’ın en iyi yapıtı
Taşrada, öğretmen bir babayla baba mesleğine sahip olmak için atanmayı beklerken hayatta ne yapacağına dair varoluşsal sorunlar yaşayan oğlu arasındaki ilişki. Nuri Bilge Ceylan’ın enfes anlatımı, memleket meselelerine değen senaryosu ve heyecan verici oyunculuk (başta genç Sinan’da Doğu Demirkol, babada da Murat Cemcir olmak üzere) performanslarıyla dikkat çeken yapım, ilk kez seyirci önüne çıktığı Cannes Film Festivali’ndeki gösteriminde dakikalarca ayakta alkışlanmıştı. ‘Ahlat Ağacı’, upuzun süresi boyunca (188 dakika) çok geniş bir alanda dolaşıyor ve temel olarak ‘Genç Sinan’ın acıları’na odaklanıyor. Uğradığı limanlar ve memleket meseleleri açısından muhteşem bir hesaplaşmanın ifadesi ve bence yönetmeni Nuri Bilge Ceylan’ın da en iyi yapıtı...
Ve belki de onun en komik filmi. Şu aralar DVD’sinin piyasaya çıktığını da belirtelim.
(Uğur Vardan)
Uğur Vardan yazdı...
Bağımsızların kalesini fethetti
Kelebekler
Yıllar sonra buluşan, hasret gideren, birbirlerini ‘yakından’ tanıma fırsatı bulan üç kardeş... Babalarının çağrısı üzerine doğup büyüdükleri köye gidiyorlar ve burada bambaşka bir sürecin parçası oluyorlar. Tolga Karaçelik’in absürt bir anlatıma sahip filmi ‘Kelebekler’, ‘bağımsızların kalesi’ Sundance Film Festivali’nde ‘Dünya Sineması Büyük Jüri Ödülü’ne uzandı. Tolga Tekin, Tuğçe Altuğ ve Bartu Küçükçağlayan’ın aile sıcaklığını hatırlayan üç kardeşi canlandırdığı yapımda varoluşsal sorunlar yaşayan imam rolünde Hakan Karsak da çok başarılıydı.
Son derece gerçekçi gözlemler
Kar
Antalya’da bir grup lise öğrencisi... Kendi içinde bir işleyişe ve dengelere sahip olan ekipte, sonradan katılan burjuva kökenli bir gençle birlikte gelgitler yaşanır. Kuşak meselelerini sınıfsal düzlemde ele alan, son derece gerçekçi gözlemler içeren ve ikiyüzlü ahlakı sorgulayan Emre Erdoğdu imzalı, dinamik bir film. Grubun aykırı karakteri Müzeyyen’de, son dönemin öne çıkan ismi Hazar Ergüçlü’nün (ki performansıyla geçen yıl Adana Film Festivali’nde ‘Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü’nü almıştı) dikkat çektiği yapımın kadrosunda yer alan diğer oyuncular da Ozan Uygun, Halil Babür, Doğaç Yıldız ve Nazlı Bulum’du.
Temiz reji, etkileyici kadrajlar...
Anons
Mahmut Fazıl Coşkun’un kariyerindeki üçüncü film ‘Anons’, vakti zamanında Talat Aydemir’in
gerçekleştirmeye çalıştığı başarısız darbe girişiminin İstanbul cephesinden absürt bir hikâye anlatıyor. Coşkun’un temiz rejisi, Ercan Kesal’ın dönem ruhunu ve Türkçesini perdeye taşıyan diyaloglardaki ustalığı, görüntü yönetmeni Krum Rodriguez’in etkileyici kadrajları filmin artıları...
YILIN EN ÇOK İZLENEN FİLMLERİ
Film Seyirci sayısı
2. 2. Arif v 216 4.968.462
3. Ailecek Şaşkınız 4.034.858
4. Yol Arkadaşım 2 2.335.061
5. Deliha 2 2.106.154
6. Avengers: Sonsuzluk Savaşı 1.909.967
7. Aile Arasında (İkinci vizyon) 1.904.942
8. Rafadan Tayfa Dehliz Macerası 1.519.866
9. Enes Batur Hayal mi Gerçek mi? 1.483.848
10. Çakallarla Dans 5 1.400.693
KİTAP - Kurgu
JÜRİ
◊Doğan Hızlan Hürriyet Yayın Danışmanı
◊ Haydar Ergülen Şair-Eleştirmen
◊ Ömer Türkeş Eleştirmen
◊ İhsan Yılmaz Hürriyet Kitap Sanat Yayın Yönetmeni
◊ Erkan Aktuğ Hürriyet Kitap Sanat editörü
◊ Burcu Aktaş Hürriyet Cumartesi kitap editörü
Jürinin seçkisi
1. Sürüklenme - Latife Tekin
2. Dünyadan Aşağı - Gaye Boralıoğlu
3. Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura
Ayfer Tunç
4. Misafir - Nermin Yıldırım
5. Dua Çiçeği-Kâmuran Şipal
Biz Latife Tekin’e inanıyoruz
Latife Tekin, baştan beri ‘yüklenmiş’ bir yazar. Aklına, kalbine yük olan şeyleri yazıyor. Bu yük yoksulluk, doğa, kadınlar ve gençler olunca da, yani dünyanın çoğu olunca da bitmek, azalmak bilmiyor; tersine, giderek artıyor, eşitsizliğin giderek o sınıfların, cinslerin kendi içlerinde de yaşanmaya başlaması yazarda karamsarlığa yol açıyor. Ama yine en çok onlara güvenerek, kadınlarla ve gençlerle, şu yolda olmaktan çok sürüklenme halinde olan dünyanın ışığının yeniden yakınlaşacağına da inanıyor. Şaire inanılmaz ama romancıya inanılır diyelim, biz de Latife Tekin’e inanıyoruz. (Haydar Ergülen)
YILIN EN İYİ KİTAPLARI...
JÜRİ
◊Doğan Hızlan Hürriyet Yayın Danışmanı
◊ İhsan Yılmaz Hürriyet Kitap Sanat Yayın Yönetmeni
◊ Erkan Aktuğ Hürriyet Kitap Sanat editörü
◊ Burcu Aktaş Hürriyet Cumartesi kitap editörü
JÜRİNİN SEÇKİSİ
1. 68’li ve Gazeteci: Tuğrul Eryılmaz - Asu Maro
2. Mustafa Kemal - Yılmaz Özdil
3. Osmanlı Vampirleri - Salim Fikret Kırgi
4. Meraklısı İçin Casuslar Kitabı - Murat Yetkin
5. Bıçkın ve Ağlak - Can Kozanoğlu ve Mirgün Cabas 60’lı Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük - Derya Bengi (iki eser eşit oy aldı)
KÜLTÜR - SANAT
Kente nefes aldıran 10 olay
Hasan Bülent Kahraman (Sanat eleştirmeni)
1 - Görsel sanatlar alanında çok önemli sergiler açıldı. İki önemli sergiyi Sakıp Sabancı Müzesi gerçekleştirdi: Evvelki sene başlasa bile 2018 Mart’ına kadar uzanan Ai Weiwei ve bu yıl başlayan nefis Rus Avangardı sergisi. Canan’ın Arter’deki sergisi de çok önemli ve etkileyiciydi.
2 - İnternetin getirdiği tüm olumsuzluklara rağmen çok canlı, verimli, üretken bir yayın hayatı var. Bazı yayınevleri ayrıca çok önemli işler yapıyor. Vakıfbank Yayınları çok başarılı bir hamlede bulundu. Can Yayınları klasiklerin kapaklarında önemli sanatçıların çektiği fotoğrafları kullandı. Harikaydı.
3 - Bir tek film söyleyemem. Sinemanın o tür seçimi olamaz. Çünkü bir endüstri. Bir işaret fişeği yakayım. Western’ler, Yunan tragedyalarının yerini almış durumda. İzleyin. Müthiş insan derinlikleriyle, insan sorunsallarıyla yüklü, eşsiz filmler. Biliyorum Alfonso Cuaron’nun ‘Roma’sı çok beğenildi ama ben hiç sevmedim. Coen Biraderlerin son filmi ‘The Ballad of Buster Scruggs’ da çok iyi bölümleri olsa bile sınıfı ancak geçer.
4 - Yılın sanat girişimi diye bir konudan söz etmek gerek. İstanbul’un işlev dışı kalmış mekânlarının sanatsal verimle buluşturulması büyük değer taşıyor. Sanat galerilerinin her şeye rağmen direnmesini ve yeni galerilerin açılmasını çok önemsiyorum. Murat Pilevneli’nin Mecidiyeköy Tekel Likör Fabrikası’nda açtığı galeri bu bakımdan vurgulanmalı.
6 - Tiyatrolar çok canlı. Ne kadar kayda değer iş çıktı ayrı bir konu. Gene de geçen yıl izlediğim Fiziksel Tiyatro Araştırmaları’nın düzenlediği ‘Şato’nun Altında’ çok etkileyiciydi. Bütün zorluklarına rağmen Kumbaracı50’nin ‘III: Richard’ı önemliydi. Pürtelaş Tiyatro’nun sahnelediği ‘Martı’ çok güzeldi. O Ecem Uzun’un unutulmaz performansı neydi öyle!
7 - Yılın kitabını seçmek zor iş ama Robert Musil’in ‘Niteliksiz Adam’ın dört cilt halindeki tam metin çevirisi bir ‘olay’. Selim İleri’nin ‘Kumkuma’sı, Adalet Ağaoğlu’nun 90 yaşında yayımladığı ‘Düşme Korkusu’ önemli kitaplardı. Mark Z. Danielewski’nin ‘Yapraklar Evi’nin çeviri ve baskısı da öyle. Genç tarihçi Emrah Safa Gürkan’ın yazdığı ‘Sultanın Korsanları’ çok önemliydi. Nergis Ertürk’ün kaleme aldığı ‘Türkiye’de Gramatoloji ve Edebi Modernlik’, adının ürkütücülüğüne rağmen çok çekici ve ufuk açıcı bir kitap. Orhan Koçak çok ‘sıkı’ yazılar ve kitaplar yayımladı.
8 - Yılın sanat etkinliği bütün olumsuz koşullara rağmen direnen ve çok başarılı olan Contemporary Istanbul sanat fuarıydı.
9 - Yılın kültür olayını biraz geniş düşünmek gerek. Bence son birkaç yıldır devam eden müze açma, kültür merkezleri oluşturma girişimleri çok önemli. Koç grubunun, Yapı Kredi Bankası’nın ve Akbank’ın kültür sanata sağladığı katkılar çok önemli. Aynı şekilde Eczacıbaşı grubunun da İstanbul Modern’le dayanışması, ona yeni bir yer bulması kayda değer.
10 - Aslında en büyük olay; artık sanat ve kültürün hayatımızdan çekilmesi. Bu büyük bir karanlık. O nedenle T24-K24 gibi sitelerin üflediği hayat soluğunun ve her şeye rağmen kitap eklerinin kıymetini bilelim.
YEME - İÇME
JÜRİ
◊ Mehmet Yaşin Gurme, gezgin
◊ Onur Baştürk Hürriyet kent yazarı
◊ Müge Akgün İncili Gastronomi Rehberi Editörü
◊ Çağdaş Ertuna Milliyet kent yazarı
◊ İbrahim Onar Time Out Dergisi Direktörü
◊ Ebru Erke Food & Travel Yayın Yönetmeni
◊ Ferit Özkaşıkçı Beef & Fish Yayın Yönetmeni
◊ Savaş Özbey Hürriyet kent yazarı
YILIN EN İYİ RESTORANLARI
1 - Galvin - Nişantaşı / İstanbul
Kentin yeni İtalyanı Galvin, yeme-içme dünyasına hızlı girdi. Yüksek tavanı, zeytin ağaçlı dekorasyonu ve görkemli avizeleriyle alışılmışın dışında bir lüks sergiliyor. Mutfağın başında Asım Yıldız var. Yıldız, çok uzun yıllar İtalyan restoranlarında çalıştığı için bu mutfağın bütün inceliklerini biliyor. Pizza ve taze makarnaları çok başarılı. Tiramisuyu mutlaka deneyin. (Müge Akgün )
2 - Mikla Beyoğlu / İstanbul
Ünlü şef Mehmet Gürs’ün Şişhane’deki harika manzaralı restoranı. Hürriyet İncili Gastronomi Rehberi’nde ‘5 İnci’ aldı. Mutfağında yerel ve sürdürülebilir ürünler kullanılıyor.
6. Steeve by İsmet Esentepe / İstanbul
Türkiye’de Ulus29, Panini, Alavya ve Londra’da Gordon Ramsey gibi restoranlarda çalışmış İsmet Saz’ın restoranı. Açık mutfak sistemiyle Türk ve dünya mutfağı sunuyorlar.
7. Pandeli - Sirkeci / İstanbul
İstanbul’un bu köklü restoranı, Mısır Çarşısı’ndaki yerinde yeniden faaliyete geçti. Ünlü konukları arasında Audrey Hepburn bile var. Karışık ızgara gibi birçok yemek burada icat edildi.
8. 7 Mehmet - Muratpaşa / Antalya
Antalya’nın en ünlü restoranı. Akdeniz’e bakan kocaman bir salonda hizmet veriyor. Türk yemekleri sunan mekânın kokoreç gibi marka tabakları var.
9. Kıyı - Tarabya / İstanbul
Birçok gurmeye göre 1966’dan beri İstanbul’un en iyi balık lokantası. Ahşap duvarlarını ünlü ressamların tabloları süslüyor. Lakerda, kalamar, karides güveç, ahtapot salata mutlaka denenmeli.
10. Beyti - Bakırköy / İstanbul
Florya’daki 450 kişilik bu dev restoran Jacques Chirac’tan Jimmy Carter’a kadar pek çok lideri ağırladı.
YILIN EN İYİ KULÜPLERİ
JÜRİ
◊ Onur Baştürk Hürriyet kent yazarı
◊ İbrahim Onar Time Out Dergisi Direktörü
◊ Çağdaş Ertuna Milliyet kent yazarı
◊ Esin Övet Kent ve magazin yazarı
◊ Savaş Özbey Hürriyet kent yazarı
1 - Klein - Harbiye / İstanbul
Her hafta, uluslararası alanda yükselişte olan, iyi elektronik müzik yapan DJ’lerin yanı sıra deneysel konseptleri de getirmesi nedeniyle Klein, İstanbul gece hayatında yeniliklerin öncüsü. Mekânın dokusu, ferahlığı ve enerjisi kalabalıkta eğlenmeye çok müsait. Şehrin merkezinde olması ve açıldığı günden beri istikrarlı duruşunu koruması en önemli etken. Üst kattaki kardeş mekân Flamme ile eğlenceyi ikiye katlamak da garanti. (İbrahim Onar)
2 - Mini Müzikhol - Cihangir / İstanbul
Tarihi Cihangir Palas Apartmanı’nda, giriş katta, üç bölümlü bir kulüp. Yerli ve yabancı ünlü DJ’leri ağırlayarak konsept partiler yapıyorlar. Cihangir sakinlerinin yanı sıra şehrin dört bir yanından müdavimlerini de ağırlıyor.
3 - Fırın - Esentepe / İstanbul
Google Maps’te yok. Online yol tarifi yok. Yolda levhası yok. Sadece bilenlerin gittiği bu ‘gizli mekân’ın dans şovları meşhur. 23.30’da açılıyor, eğlence sabahın ilk ışıklarına kadar devam ediyor.
4 - RX - Taksim / İstanbul
Beyoğlu’nun en eski kulüplerinden Roxy, bu yıl konseptini yenileyerek RX adını aldı. Elektronik müzik yapıyorlar. İddiaları; piyasadaki diğer elektronik mekânlarından daha ucuz olmaları...
5 - Angie - Bebek / İstanbul
Bebek Kitchenette’in üst katında. Boğaz hattının en havalı eğlence noktalarından biri. Yemek yok ama atıştırmalık mönüsü sunuyorlar. Cumartesi akşamları canlı müzik var.
YILIN EN İYİ BARLARI
JÜRİ
◊ Onur Baştürk Hürriyet kent yazarı
◊ İbrahim Onar Time Out Dergisi Direktörü
◊ Çağdaş Ertuna Milliyet kent yazarı
◊ Ebru Erberdi Sözcü kent yazarı
◊ Esin Övet Kent ve magazin yazarı
◊ Savaş Özbey Hürriyet kent yazarı
1 - Chicki Boom - Etiler / İstanbul
La Boom, La Boucherie ve Gizli Kalsın’ın sahibi Umut Evirgen’in yeni mekânı. Gizli bar konseptinde. Dekorasyonu; sevgilisi, oyuncu Tuba Büyüküstün yaptı. Kokteylleriyle iddialı. En sevilenlerden biri; viskiyle yapılan Piyona. 80’ler, 90’lar yabancı pop çalıyor. Oyuncuların favori
mekânları arasında. (Savaş Özbey)
3 - Must - Nişantaşı / İstanbul
Girişteki botanik bahçesi, lounge barı ve fine dining bölümlerinden oluşan Must, Nişantaşı’nın mahalle kültürüne hitap eden bir mekân. Cadılar Bayramı gibi özel günlerde partiler de düzenliyorlar.
4 - Any - Arnavutköy / İstanbul
Sabah kahvaltısından gece eğlencesine kadar devam eden bir konsepti var. Arnavutköy’ün semt mekânı olarak açıldı ama şehrin dört bir yanından müşterisi var.
MÜZİK
JÜRİ
◊ Naim Dilmener Hürriyet müzik yazarı
◊ Tolga Akyıldız Hürriyet müzik yazarı
◊ Sinem Vural Hürriyet müzik yazarı
◊ Barış Akpolat Müzik eleştirmeni
◊ Eray Aytimur Müzik eleştirmeni
JÜRİNİN SEÇKİSİ
YILIN EN İYİ ŞARKILARI
Çiçekten, böcekten mi söz edecekti?
“Sizle paylaşacak ünüm münüm yok / Yap istediğini, pusulam şaşmaz / Çok emek verdim, kusura bakma... / Davam aklımda, vicdanım rahat... / Peşindeyim rap’in, peşimde polis...” diyor Ezhel; tutukluluğunun 21’inci gününde yayımladığı teklisi ‘Kazıdık Tırnaklarla’nın sözlerinde. Ezhel, arka sokakların hikâyesini samimiyetle ve olması gereken sertlikte anlattı. Otosansür yapmadı. Ankara’nın fakir mahallelerinde olan biteni anlatırken çiçekten, böcekten mi söz edecekti? Başarısı ve gördüğü takdir hem Altın Kelebek Ödülü hem Spotify şampiyonluğu hem dolup taşan konserleriyle tescillendi. ‘Müptezhel’ albümü sonrası gelen 2018 teklisi, yolunu tırnaklarıyla kazıyan samimi müzisyenler için bir umut oldu. (Tolga Akyıldız)
Kurt Cobain ile Selda Bağcan arasında tek bir çizgiyle yetinmiyor
Dünyanın en prestijli festivallerinde sahneye çıkan, Guardian, Financial Times gibi önemli yayınlarda hakkında övgüyle söz edilen, ‘Anadolu’nun Wonder Woman’ı’ (‘Harika Kadın’) olarak anılan Gaye Su Akyol’un son albümünde, albümle aynı adı taşıyan şarkı öne çıkıyor. ‘İstikrarlı Hayal Hakikattir’in söz ve müziğinde kendi imzası var. Milliyet müzik yazarı Mehmet Tez, bu albüm hakkında şöyle diyor: “Doğu-Batı arasında kaybolmamış, yolunu bulmuş bir albüm. Kendi deyişiyle Kurt Cobain ve Selda Bağcan’dan eşit derecede etkilenen bir müzisyenin bu iki uç arasında gelgitler yaşadıktan sonra bulduğu kendine has yeri ifade ediyor. Kurt Cobain ile Selda Bağcan arasında tek bir çizgiyle yetinmiyor Akyol. Tavernadan punk’a, herhangi bir meraklı müzik dinleyicisinin bu topraklarda duyabileceği her şeyi temsil ediyor.”
◊ Şarkı sözlerinizden yola çıkarak soruyorum; anlatmak istediğiniz, bir çeşit kültürümüzle barışma hikâyesi mi?
- Darbeler, toplumsal ve politik kaoslar, ekonomik, sosyal çöküşler ve bunların yol açtığı karanlık süreçler insanların kendi kültür ve geçmişlerine küsmelerine hatta dramatik şekilde bunları reddetmelerine neden olabiliyor. Toplumun kodu değiştiriliyor. Türkiye tarihinde bunu çok açık bir şekilde okuyabiliyoruz. 80 darbesi ve ardından gelen süreç ciddi anlamda toplumun, kültürün ışınlanarak geriye gitmesine neden oldu. Kendi kültüründen beslenerek oluşturulmuş, son derece yenilikçi bir müzik olan Anadolu rock akımı, 80 darbesiyle yerle bir edildi, eski medeniyetlerin, farklı kültürlerin izleri silindi. Mimariden müziğe bir çürüme başladı. Resmen damarlar kesilip aradaki bir dönem tamamen alındı ve bu, ciddi bir hafıza kaybına neden oldu. Dünyada darbe görmüş tüm toplumlarda bunu gözlemleyebiliriz. Bu da kültürel açıdan kendine ve dünyaya yabancı ve düşman nesiller doğurabiliyor. Ben beslendiğim kültüre dair unsurları müziğime koymaktan korkmuyorum. Evrensel ve zamansız bir şeyler bırakmanın peşindeyim. Düşünsene; en basitinden, 90’larda “Türkçe müzik dinlemiyorum abi” demek resmen ‘cool’ bir durum gibi algılanıyordu.
Özenle söylenmiş sözün gücünü hatırlatmak istiyorum
(15 Temmuz 2018’de Güliz Arslan’a verdiği Hürriyet Pazar röportajından...)
◊ Son albümünüz öncekilere hiç benzemiyor. Bu kez ilhamı bu coğrafyadan almışsınız...
- ‘Maya’yı hazırlarken en büyük ilham kaynağım Anadolu’ydu; doğup büyüdüğüm topraklar, Toroslar, yıllardır turne için gittiğim Doğu şehirleri ve hatta bütün bir Ortadoğu... Oraya baktıkça kendimi gördüm. Gördükçe yazdım, yazdım...
◊ Basın bülteninde bu çalışmayı ‘yeni bir dönemin başlangıcı’ olarak nitelendirmişsiniz. Nasıl bir dönem bu başlayan?
- Bu bir kavuşma albümü. Uçların kavuşması... Eski-yeni, iyi-kötü, siz-biz diye adlandırılan bütün uçların... Kutuplaşmış her şeyin aslında birbiriyle ‘kavuşuk’ ve birbirini var eden şeyler olduğunu hatırlatmak istedim. Bence bunun dile getirilmesi çok önemli. Özellikle bu dönemde... Daha barışık, daha iyimser, daha aydınlık bir başlangıç olsun istiyorum. Müzikal taraftan baktığımızda da; anaakım için yeni bir kapı açmayı hedefleyen bir iş yaptım. Daha melez, eklektik, altı daha dolu cümleler içeren şarkıların olduğu bir pop albümü... Müziğin, özenle söylenmiş sözün gücünü tekrar hatırlatmak istiyorum insanlara.