Artık dayanamadığınız ve bir çıkış yolu bulmak için çabaladığınız ama çaresizlik içine düştüğünüz oldu mu? Peki, tüm bu çıkmazın başladığı yeri hiç merak ettiniz mi? Fiziksel ve zihinsel olarak yorulmanızın sebebi sizce olaylar mı yoksa olayların yükünü bıraktığımız depo olan beynimiz mi? Olayların başlayıp bittiği yerin beyin olduğunu ifade eden Nörolog Mehmet Yavuz, sizi çıkmazdan kurtaracak beyin detoksu hakkında önemli bilgiler veriyor.
#Beyin DetoksuŞehir ve iş hayatının karmaşasından uzaklaşma zamanı gelip de günün sonunda evimize döndüğümüzde, hem fiziksel hem de beyin yorgunluğundan yakınırız, dinlenmek isteriz. Fiziksel yorgunluğumuz genelde uzanınca çabuk geçer. Peki ya beyin yorgunluğu? İşte Nörolog Doç. Dr. Serdar Dağ beyin yorgunluğundan kurtulmak için altın tavsiyelerde bulunuyor...
#Beyin DetoksuDijitalleşen ve hızlanan dünyada dikkatimizi günden güne kaybediyoruz. Sosyal medya uygulamalarının geliştiği, sınırların ortadan kalktığı bugünlerde sadece bir konu üzerine en fazla üç dakika odaklanabiliyoruz. Teknoloji bağımlılığından kurtulamayan, dijital cihazlara mahkûm olan insanlık çok geç olmadan benliğini kurtarabilecek mi? İşte uzmanların önerileri...
#TeknolojiKarpuz kabuğu denize düştü, telefonlar plajlara üşüştü. Yani ‘no mobile phobia’dan türetilen ve ‘cep telefonundan mahrum kalma korkusu’ diye özetleyebileceğimiz nomofobiyi en net şekliyle göreceğimiz mevsimdeyiz. Bu modern çağ sendromunu nöroloji uzmanı Dr. Timur Yılmaz’la konuştuk.
#KarpuzTürkçeye canlı ya da çiğ besin diyeti olarak çevrilen “raw food”, artık dünyada takipçileri hızla artan bir beslenme trendi (rawism). Bu akımın büyükannesi, Ann Whitmore. Kendi hastalığı olan kolon kanserini, çim suyu ve çiğ besinle şifalandırması üzerine Hipokrat Sağlık Enstitüsü’nün kuruyor. İşte tam bir yıldır bu enstitüdeki eğitimini tamamlamasını beklediğim Çisem Çakır’la, beş günlük raw food detoks programı yaptık. Sonuç, tırnaklama kadar pembeye bulanmış bir güzellikte, çantamda notlar ve tariflerle eve dönüyorum…
Kent yaşamının temposundan yorulanlar, emekliliklerinde sakin bir kıyı kasabasına yerleşmenin hayalini kurar. Bir de bu hayalini ertelemeyenler var. Onlar zeytinciliği sıradan bir hobi değil, bir iş hiç değil, ikinci bir hayat tarzı olarak benimsiyorlar. Küçük bir zeytinlik ve ev alıyor, ikide bir fırsatlar yaratıp bu ikinci adrese koşuyorlar. En büyük keyifleri, kendi elleriyle yaptıkları kırma, çizme, sele zeytinleri, minik fabrikalarda elde ettikleri birkaç yüz litre zeytinyağını eş dostla paylaşmak.