Akademisyen “Biz çocukluktan itibaren kimseye karışmamayı öğreniyoruz” diye anlatıyor. Öğretmen “Burada kadın olmak özgürlük demek” diyor. Gazeteci “İşin sırrının acele etmemek” olduğunu söylüyor. Burası Trakya. Telaşsız, stressiz, hırçınlıktan azade insanlar, hayattan daha çok tat almanın yollarını arayıp buluyor. ‘Trakya kafası’ neden huzur vaat ediyor?
#TrakyaBeyaz Tv ekranlarında yayınlanan Negahan Alçı ve Latif Şimşek'in sunumuyla gerçekleştirilen Med Cezir isimli tartışma programına konuk olan Zekeriya Beyaz, porno izlemesi olayıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Program modaretörü Latif Şimşek'in ısrarla sorduğu porno sorusuna kızan Beyaz Hoca: 'Bir saatte izlerim, 2 saatte izlerim. Bunu açmak ayıptır, konuşmak ayıp. O günün konusuydu konuşuldu' sözleriyle tepki gösterdi. Beyaz ayrıca, porno izledikten sonra olayı basın mensuplarına anlattığını, basında bu olayın geniş yankı uyandırmasının ardından Mun tarikatının Türkiye'ye giremediğini söyledi.
#HtvhaberErgenekon yüzünden bir anda paranoyak olduk. Şüphe, endişe ve korkunun yol açtığı bu hastalık, salgın olarak hızla yayılıyor. "Acaba ben de dinleniyor muyum" diye düşünenler, ya telefonda konuşurken, kelimeleri özenle seçiyor, yanlış anlaşılmaya yol açacak sözlerden kaçınmaya çalışıyor; ya da dinlenip dinlenmediğini öğrenip, tedbir alınıp, alamayacağını araştırma yoluna gidiyor. Bu da dinlenme kadar dinleme paranoyasını da artırıyor.
Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, "İslam ve Giyim Kuşam" adlı kitabını 1999'da yazdı. Bu kitap, kısa bir süre önce güncel eklemeler yapılarak yeniden piyasaya sunuldu. Kitap, türban yüzünden ikiye bölünen Türkiye'nin gündemine bomba gibi düştü. Çünkü, o kitapta Beyaz Hoca, "Türban Kur'an'da yok. İncil'de var..." iddiasını ortaya atıyor ve şöyle devam ediyor: "Kur'an'ı Kerim'de türban anlamında açık hüküm ifade eden bir ayet bulunmadığı için bazı ayetlerin anlamlarını çarpıtarak ve manalarını değiştirerek iddialarına delil olarak ileri sürdüler. Kur'an'da saç saklama örtüsü yani türban da yoktur. Aşırı bir tesettür taassubu da yoktur. Ayetlerin, anlamlarını saptırarak verilen hükümler dinen ve ilmen geçersizdir. Diyanetin tesettür kararında da maalesef ileriden beri yaygın biçimde tekrarlanan ayetlerin anlamları çarpıtma ve manalarını saptırma cinayeti aynen tekrarlanmış ve böylece diledikleri gibi tesettür taassubu gerektiren sakat hükümler elde edilmiştir..."