Ülkemizin kültür ve mimarlık ikonları Doğan Kuban, Doğan Tekeli, Doğan Hasol, Ceren Çıplak Drillat’ın sorularıyla şekillenen söyleşi kitabı ‘Mimar Doğan’lar.../Üç Doğan’da İstanbul’u pek çok açıdan masaya yatırıyor. Ortak görüşleri şu: “İstanbul güzeldi, şimdi gelişigüzel.”
#Mimar Doğan'larSalt Galata’da açılan ‘İşveren Sergisi’ Türkiye’nin farklı dönemlerinden yapı örnekleriyle mimar ve işveren arasındaki ilişkiye odaklanıyor. ODTÜ Kampüsü’nden Camlı Köşk’e pek çok örneğin çizim ve fotoğraflarla yer aldığı sergiyi Ulusal Mimarlık Ödülü sahibi mimar Cem Sorguç değerlendirdi.
#SALT Galata‘En İyi 100 Türk Filmi’, ‘En İyi 100 Albüm’, ‘En İyi 100 Türk Romanı’ derken sıra geldi ‘En İyi 100 Mimari Eser’e... Hürriyet Pazar, ‘soruşturma klasikleri’nde yeni bir kapıyı daha aralıyor. 100 kişilik jürimize geniş bir hareket alanı tanıdık ve tanım aralığını, ilk yerleşmelerden biri olarak kabul edilen “Göbeklitepe’den Günümüze” parantezinde tuttuk. Daha önceki soruşturmalarımızda jüri üyelerinden ‘En iyi 10’larını istemiştik, bu kez tanım aralığının genişliğinden dolayı seçkimiz ‘En iyi 20’lik listelerden oluştu. Ve nihayetinde akademisyenlerden, mimarlardan, kültür sanat insanlarından oluşan bir seçici kurul, ‘Türkiye toprakları üzerindeki en iyi 100 mimari eser’i belirledi. İşte jüri üyelerinin madde madde en iyi 20 seçimleri...
#Mimari‘En İyi 100 Türk Filmi’, ‘En İyi 100 Albüm’, ‘En İyi 100 Türk Romanı’ derken sıra geldi ‘En İyi 100 Mimari Eser’e... Hürriyet Pazar, ‘soruşturma klasikleri’nde yeni bir kapıyı daha aralıyor. Mimarlık, tarihsel açıdan uğradığımız bütün duraklardan çok çok daha eski. İnsanın varlığıyla birlikte etrafını inşa etme çabası, dokunuşu upuzun bir sürecin ifadesi. Doğanın fiziksel koşullarından korunma çabası, başını sokacak bir mekân arayışı, sonrasında malzemelerin ve bilimin gelişimi derken basit ihtiyaçlardan ihtişama, işlevsellikten estetiğe, günü kurtarmaktan tarihe tanıklık etmeye onca yapı insanların, toplulukların, ait oldukları coğrafyaların da bir ifade biçimine dönüştü. Üzerinde yaşadığımız Anadolu da sayısız medeniyetin tanığı. Dolayısıyla mimarlık serüveninin de... Bu açıdan ‘En İyi 100 Mimari Eser’ soruşturmamızda 100 kişilik jürimize geniş bir hareket alanı tanıdık ve tanım aralığını, ilk yerleşmelerden biri olarak kabul edilen “Göbeklitepe’den Günümüze” parantezinde tuttuk. Bu parantezin içinde antik çağ, Roma, Selçuklu, Osmanlı ve tabii ki Cumhuriyet dönemi mimarisi vardı. Jüri bu çağların ifadesi olan yapıları (tek ya da çoğul) kendi mimarlık anlayışları ve beğenileri doğrultusunda seçti. Daha önceki soruşturmalarımızda jüri üyelerinden ‘En iyi 10’larını istemiştik, bu kez tanım aralığının genişliğinden dolayı seçkimiz ‘En iyi 20’lik listelerden oluştu. Ve nihayetinde akademisyenlerden, mimarlardan, kültür sanat insanlarından oluşan bir seçici kurul, ‘Türkiye toprakları üzerindeki en iyi 100 mimari eser’i belirledi. Biz de onların seçimlerini sayfalarımıza taşıyarak tarihe özel bir not daha düştük... Kültür hayatımıza ışık tutmasını dilediğimiz bu soruşturmayı da umarız öncekiler gibi beğenirsiniz diyelim... Not: Soruşturmamızda çeşitli nedenlerden dolayı hatıralarımızdan olmasa da fiziksel çevreden silinmiş, yıkılmış, hayatı sona ermiş yapılar yer almadı. 100’lük tablo, varlığını hali hazırda sürdüren yapılardan oluştu.
#Türkiye'deki En İyi 100 Mimari EserHürriyet Ankara’nın kentte büyük ses getiren “Ankademi: Şehir ve Üniversite” projesinin dördüncü adresi, 60 yılı geride bırakan ve Ankara’yla özdeşleşen Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) oldu. Hürriyet Ankara Haber Koordinatörü Deniz Gürel ve Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin, Hürriyet Ankara ekibiyle birlikte ODTÜ’de kenti ve üniversiteyi konuştu.
#ODTÜÖnce Boğaz’daki yalılardı; sonra İstanbul’un uzak sahillerine yayıldı. İnşaat hamlesi bütün ülkeyi sarınca, sahiller insanların ‘ikinci ev’leriyle doldu. Adı üstünde ikinci ev; toplumsal tarihte önemi çok ama hep üvey evlat muamelesi gördü. SALT’taki ‘Yazlık: Şehirlilerin Kolonisi’ sergisi yazlık perdeleri aralıyor.
İTÜ Mimarlık’ta okurken en başarılı öğrenciler arasında bulunan ama çok sert rekabet eden Murat Kader ile Sema Eser, Prof. Dr. Gülsün Sağlamer’in zoruyla ortak çalışmaya başladı. Şimdi, ikilinin mimarlık şirketi ‘iki design group’, İngiliz ve ABD’lilere adeta nal toplatıyor. Üç ülkenin en yüksek binalarını bu ikili tasarladı.
#Prof. Dr. Gülsün SağlamerODTÜ kampüsünün bugünkü yerinde olmasına kesin olarak karar verilişi 26 Nisan 1956 tarihinde olmuştu. Bundan sonra proje yarışması açılmış ve Behruz Çinici ile Altuğ Çinici'nin projeleri yarışmayı kazanarak uygulanmıştı. ODTÜdeki ağaçlandırma çalışmaları 1957 mayısında başlamış 22 Kasım 1962de rektör olan Kemal Kurdaş'ın ilkini 3 Aralık 1961'de 35 bin fidan dikilmesini sağlayarak gerçekleştirdiği geleneksel ağaç dikme şenlikleri sonucu kampüse 15 milyon ağaç dikilmiştir. 1961 yılında matematik, fizik, teorik fizik, kimya, eğitim, beşeri ilimler ve psikoloji bölümleri ile hazırlık sınıfı açılmış, üniversite 1963-64 öğrenim döneminde 310 Türk 56 yabancı öğretim görevlisi ile 1893 Türk 167 yabancı öğrenciye eğitim vermiştir. KURGU: Levent SERT
#OdtüHÜKÜMETİN gece yarısı önergesiyle torba teklife eklediği “imar paketinden” çok tartışılacak düzenlemeler çıktı. Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliği’nin plan yetkisini elinden alan düzenleme, aynı zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı tüm imar planlarını tek başına yapan kurum haline getiriyor.
Onların yarattıkları mekanlar ilk bakışta tanımlanabilecek karakteristik özellikler taşıyorlar. Zaman zaman sürprizler yapsalar bile, dillerinden pek ödün vermiyorlar. Güçlü ve farklı kurgularıyla uluslararası alanda da fark edilen bu 4 genç marka-isim, dekorasyonun nasıl kişisel bir imza olabileceğine dair ilham verici olabilir.
Bundan 25 yıl önce, 1987’de düzenlenen Taksim Meydanı Kentsel Tasarım Proje Yarışması’nda da trafiğin yeraltına alınması tartışılmıştı. Yarışmayı, Taksim’de trafiği tamamen yer altına alıp, 10 hektarlık alanı dev bir havuza dönüştüren Vedat Dalokay’ın projesi kazandı.
“En Zengin 100 Türk” listesine 400 milyon dolarlık servetiyle 90. sıradan giren ve uzun yıllar ABD’de yaşayan Yalçın Ayaslı, mezunu olduğu ODTÜ’de, savunma sanayinden, tıbba, radar teknolojilerinden, enerji sistemlerine kadar kritik alanlarda bilimsel araştırmaların yapılacağı “Ayaslı Araştırma Merkezi”ni kurdu.
Forbes Dergisi'nin geçtiğimiz günlerde açıkladığı “En Zengin 100 Türk” listesine 90. sıradan giren ve uzun yıllar ABD'de yaşayan Dr. Yalçın Ayaslı, mezunu olduğu ODTÜ'ye savunma sanayinden, tıbba, radar teknolojilerinden, enerji sistemlerine kadar kritik alanlarda bilimsel araştırmaların yapılacağı “Ayaslı Araştırma Merkezi”ni kurdu.
O bir röportaj üstadı. Güneydoğu’yu, Türkiye’ye tanıtan gazeteci. Emekli olup Gazipaşa’ya yerleştikten sonra da iri kadın gözleri ve keçilerle bezeli, şıkır şıkır hayat kokan resimleri öne çıkan bir ressam. Kimi zaman Kenan Evren’e kafa tutup 1 liralık telif davası açan, kimi zaman çevre ödülünü reddeden aykırı bir adam. O, Fikret Otyam.