Korkarım Ankara Gökçekara olacak
Güncelleme Tarihi:
Hande BAŞPINAR
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 01, 2008 00:00
ODTÜ Vişnelik Tesisi, ODTÜ Yerleşkesi ve Yerel Yönetim konulu panele ev sahipliği yaptı. Panele katılan mimar Behruz Çinici, "Kentler artık kentlinin değil. Kentler, alınıp satılabilen bir meta olarak görülüyor" dedi.
MİMAR Behruz Çinici Başkent’in köstebek yuvasına döndüğünü belirtirken, "Korkarım böyle giderse Ankara’nın adı Gökçekara olacak" dedi.
Mimarlar, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi Başkanı, ODTÜ öğretim üyeleri ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı, ODTÜ Yerleşkesi ve Yerel Yönetim konulu panelde buluştu. Uzun meslek hayatının en onur verici eserinin ODTÜ olduğunu ifade eden mimar Behruz Çinici, "En büyük talihsizlik, belediye başkanlarının mazbatalarını aldıkları gün şehirci ve mimar oluvermeleri. Kentler artık kentlinin değil. Kentler, alınıp satılabilen bir meta olarak görülüyor" dedi. Başkentin köstebek yuvasına döndüğünü ifade eden Çinici, "ODTÜ gitti gidiyor derken, gözümüzün önünde koskoca Ankara gidiyor. Kentlerin çivisi çıktı ama kentlere çivinin yerine TOKİ girdi. Artık bıçak kemiğe dayandı. Tarihi mekanlar, meydanlar yağmalandı. Hep birlikte haykırmalıyız" dedi ve ekledi, "Korkarım böyle giderse Ankara’nın adı Gökçekara olacak."
Cinayet üstüne cinayet
ODTÜ’nün, yapılan hatalara, engellemelere rağmen başarılı ve örnek bir kampüs olduğunu ifade eden Öğretim Üyesi Erhan Karaesmen ise şunları söyledi:
"Ankarada cinayet üstüne cinayet işleniyor. Kendi boyundaki şehirler içinde Ankara’nın büyük bir süratle en çirkin şehir olduğunu görmekten büyük üzüntü duyuyorum. Kent, diğer yerleşkelerden farklıdır. Bir uygarlık olayıdır. Hele ki başkent. Ankara’ya gözümüz gibi bakmak zorundayız. Ankara, uygar kent anlayışının sembolü olmak zorundadır. Tek tek bütün binaların çok güzel olmasını sağlayamazsınız ama yaptığınız şeyde bir güzellik unsuru olmalı. Ankara’nın yakın geleceğini çok kötü görüyorum. Gökçek’in ODTÜ’yle uğraşmaya gücü yetmez. ODTÜ’nün bu kentte ve toplumda temsil ettiği bir şey var."
Melih Gökçek demek...
Melih Gökçek’in ODTÜ’yü gündemine alarak seçim için güçlü olduğu imajını vermeye çalıştığını ifade eden Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi Başkanı Erdal Kurttaş, "Gökçek, ’Gücüm herkese yeter’ demek istiyor. Bu gücü kendi siyasi tabanına ve partisi yönetimine de kanıtlama ihtiyacı içinde" dedi. Kurttaş sözlerine şöyle devam etti:
"Melih Gökçek demek, katlı kavşak demek. İhale, hava kirliliği, tarihsel mirasın göz göre göre yok edilmesi, halkın kullanımına kirli suyu sunmak demek. ODTÜ pek çok ilkleri barındıran bir üniversitedir. ODTÜ arazi talanı mı yapmış, üniversite görüntüsü altında dev konutlar mı inşa etmiş, orman alanlarını işgal mi etmiş? Pek çok ilki gerçekleştiren ODTÜ’nün neden hazımsızlık yarattığını algılamak fazla zor olmasa gerek."
Panel Yöneticisi Prof. Dr. Tarık Şengül ise şunları söyledi:
"Başta Melih Gökçek olmak üzere bir grup insan, toplumu bir arada tutan vidaları gelişi güzel sökmekle meşguller. Güçleri buna yetmeyecek diye düşünüyoruz ama korkutucu olan, kentleri bir arada tutan en önemli kolonları yerinden sökmekle meşgul olmaları. Toplumu bir arada tutan ortak mekanları ortadan kaldırıyorlar."
Mimarlar, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi Başkanı, ODTÜ öğretim üyeleri ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı, ODTÜ Yerleşkesi ve Yerel Yönetim konulu panelde buluştu. Uzun meslek hayatının en onur verici eserinin ODTÜ olduğunu ifade eden mimar Behruz Çinici, "En büyük talihsizlik, belediye başkanlarının mazbatalarını aldıkları gün şehirci ve mimar oluvermeleri. Kentler artık kentlinin değil. Kentler, alınıp satılabilen bir meta olarak görülüyor" dedi. Başkentin köstebek yuvasına döndüğünü ifade eden Çinici, "ODTÜ gitti gidiyor derken, gözümüzün önünde koskoca Ankara gidiyor. Kentlerin çivisi çıktı ama kentlere çivinin yerine TOKİ girdi. Artık bıçak kemiğe dayandı. Tarihi mekanlar, meydanlar yağmalandı. Hep birlikte haykırmalıyız" dedi ve ekledi, "Korkarım böyle giderse Ankara’nın adı Gökçekara olacak."
Cinayet üstüne cinayet
ODTÜ’nün, yapılan hatalara, engellemelere rağmen başarılı ve örnek bir kampüs olduğunu ifade eden Öğretim Üyesi Erhan Karaesmen ise şunları söyledi:
"Ankarada cinayet üstüne cinayet işleniyor. Kendi boyundaki şehirler içinde Ankara’nın büyük bir süratle en çirkin şehir olduğunu görmekten büyük üzüntü duyuyorum. Kent, diğer yerleşkelerden farklıdır. Bir uygarlık olayıdır. Hele ki başkent. Ankara’ya gözümüz gibi bakmak zorundayız. Ankara, uygar kent anlayışının sembolü olmak zorundadır. Tek tek bütün binaların çok güzel olmasını sağlayamazsınız ama yaptığınız şeyde bir güzellik unsuru olmalı. Ankara’nın yakın geleceğini çok kötü görüyorum. Gökçek’in ODTÜ’yle uğraşmaya gücü yetmez. ODTÜ’nün bu kentte ve toplumda temsil ettiği bir şey var."
Melih Gökçek demek...
Melih Gökçek’in ODTÜ’yü gündemine alarak seçim için güçlü olduğu imajını vermeye çalıştığını ifade eden Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi Başkanı Erdal Kurttaş, "Gökçek, ’Gücüm herkese yeter’ demek istiyor. Bu gücü kendi siyasi tabanına ve partisi yönetimine de kanıtlama ihtiyacı içinde" dedi. Kurttaş sözlerine şöyle devam etti:
"Melih Gökçek demek, katlı kavşak demek. İhale, hava kirliliği, tarihsel mirasın göz göre göre yok edilmesi, halkın kullanımına kirli suyu sunmak demek. ODTÜ pek çok ilkleri barındıran bir üniversitedir. ODTÜ arazi talanı mı yapmış, üniversite görüntüsü altında dev konutlar mı inşa etmiş, orman alanlarını işgal mi etmiş? Pek çok ilki gerçekleştiren ODTÜ’nün neden hazımsızlık yarattığını algılamak fazla zor olmasa gerek."
Panel Yöneticisi Prof. Dr. Tarık Şengül ise şunları söyledi:
"Başta Melih Gökçek olmak üzere bir grup insan, toplumu bir arada tutan vidaları gelişi güzel sökmekle meşguller. Güçleri buna yetmeyecek diye düşünüyoruz ama korkutucu olan, kentleri bir arada tutan en önemli kolonları yerinden sökmekle meşgul olmaları. Toplumu bir arada tutan ortak mekanları ortadan kaldırıyorlar."