Yazın bunaltıcı havası yerini sonbaharın serinliğine bırakıyor. Bu güzel mevsimle kültür-sanat sezonu da açılıyor. 17. İstanbul Bienali’ni ve İstanbul Tiyatro Festivali’ni heyecanla bekliyoruz. Kings of Convenience ve Travis konserlerini iple çekiyoruz. Bir Orhan Pamuk kitabı ve ‘Black Panther’ filmi yolda... Bizi bekleyen filmler, oyunlar, konserler, kitaplar, albümler ve sergileri alanında uzman gazetecilere sorduk. Yeni yerler keşfetmek isteyenleri de unutmadık.
#Kültür-Sanat Sezonu‘En İyi 100 Türk Filmi’, ‘En İyi 100 Albüm’, ‘En İyi 100 Türk Romanı’ derken sıra geldi ‘En İyi 100 Mimari Eser’e... Hürriyet Pazar, ‘soruşturma klasikleri’nde yeni bir kapıyı daha aralıyor. Mimarlık, tarihsel açıdan uğradığımız bütün duraklardan çok çok daha eski. İnsanın varlığıyla birlikte etrafını inşa etme çabası, dokunuşu upuzun bir sürecin ifadesi. Doğanın fiziksel koşullarından korunma çabası, başını sokacak bir mekân arayışı, sonrasında malzemelerin ve bilimin gelişimi derken basit ihtiyaçlardan ihtişama, işlevsellikten estetiğe, günü kurtarmaktan tarihe tanıklık etmeye onca yapı insanların, toplulukların, ait oldukları coğrafyaların da bir ifade biçimine dönüştü. Üzerinde yaşadığımız Anadolu da sayısız medeniyetin tanığı. Dolayısıyla mimarlık serüveninin de... Bu açıdan ‘En İyi 100 Mimari Eser’ soruşturmamızda 100 kişilik jürimize geniş bir hareket alanı tanıdık ve tanım aralığını, ilk yerleşmelerden biri olarak kabul edilen “Göbeklitepe’den Günümüze” parantezinde tuttuk. Bu parantezin içinde antik çağ, Roma, Selçuklu, Osmanlı ve tabii ki Cumhuriyet dönemi mimarisi vardı. Jüri bu çağların ifadesi olan yapıları (tek ya da çoğul) kendi mimarlık anlayışları ve beğenileri doğrultusunda seçti. Daha önceki soruşturmalarımızda jüri üyelerinden ‘En iyi 10’larını istemiştik, bu kez tanım aralığının genişliğinden dolayı seçkimiz ‘En iyi 20’lik listelerden oluştu. Ve nihayetinde akademisyenlerden, mimarlardan, kültür sanat insanlarından oluşan bir seçici kurul, ‘Türkiye toprakları üzerindeki en iyi 100 mimari eser’i belirledi. Biz de onların seçimlerini sayfalarımıza taşıyarak tarihe özel bir not daha düştük... Kültür hayatımıza ışık tutmasını dilediğimiz bu soruşturmayı da umarız öncekiler gibi beğenirsiniz diyelim... Not: Soruşturmamızda çeşitli nedenlerden dolayı hatıralarımızdan olmasa da fiziksel çevreden silinmiş, yıkılmış, hayatı sona ermiş yapılar yer almadı. 100’lük tablo, varlığını hali hazırda sürdüren yapılardan oluştu.
#Türkiye'deki En İyi 100 Mimari EserÇizgi roman yayıncısı Studio Rodeo’nun kurucusu Murat Mıhçıoğlu ve ekibi, farklı ülkelerden sekiz usta çizerin eserlerini Çiztanbul adıyla, markanın 2012 yıllığında topladı. İstanbul’a gelen ve sokakları, müzeleri, tarihi eserleri gezen çizerlerin her biri ayrı bir İstanbul hikâyesi hazırladı. Çiztanbul’un editörlüğünü üstlenen Mıhçıoğlu’yla konuştuk.