Gezegenimizde gelişen teknolojilerin bilinçsiz ve kontrolsüz kullanımı pek çok olumsuzluk yaratıyor. Bu olumsuzlukların doğada neden olduğu çöküşü durdurmak amacıyla çevreyi ve doğal kaynakları koruma düşüncesi son yıllarda hızla güçleniyor.
Türkiye'de bu doğrultuda atılan adımların en önemlilerinden biri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde bulunan Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün belirlediği Özel Çevre Koruma Bölgeleri...
Ülkemizde Bakanlar Kurulunca ilan edilen 19 Özel Çevre Koruma Bölgesi bulunuyor. Bu bölgelerde, Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması (Barselona) sözleşmesinin taraf ülkelere getirdiği yükümlülük gereği, ekolojik öneme sahip ancak sanayi, turizm ve yapılaşma gibi baskılar nedeniyle bozulma veya yok olma riski altında olan alanlar, özel koruma altına alınıyor.
Geçtiğimiz günlerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin Ihlara Vadisi'nde başlatılan biyolojik çeşitlilik çalışmasıyla ilgili paylaşımı Özel Çevre Koruma Bölgeleri’ni gündeme getirdi.
Yürütülen çalışmalar kapsamında 1990'dan bu yana Özel Çevre Koruma Bölgesi statüsünde olan ve birçok canlıya ev sahipliği yapan Aksaray'daki vadinin değerlerini tespit etmek amacıyla biyolojik çeşitlilik projesi başlatıldı.
Biz de bu güzel gelişme sonrası gezgin ve seyahat yazarları Nurgül Büyükkalay, Didem Mutçalıoğlu, Özlem Köseoğlu, Mehmet Altay ve Erdoğan Gümüş’e ‘Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nde nereleri gezmeli, neler yapmalı?’ diye sorduk.
İşte 19 bölgeye dair gezi rehberi…
Yerli ve yabancı turistlerin gözdesi: IHLARA VADİSİ / AKSARAY
Aksaray’ın Güzelyurt ilçesi sınırları içinde bulunan ve Kapadokya’nın en özel yerlerinden biri olan Ihlara, hem doğası hem de tarihiyle her yıl on binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Özellikle vadiye girişin kontrollü olması ve sadece yürüyüş faaliyetine izin verilmesi, bu alandaki biyolojik çeşitliliğin korunmasına önemli katkıda bulunuyor.
Didem Mutçalıoğlu, “Vadinin içinde, Akdeniz iklimine yakın doğal bir mikroklima iklimi hâkim. Bu da bitki çeşitliliğine ve farklılaşmasına neden oluyor” dedi.
Kapadokya civarına geldiğinizde Ihlara Vadisi’nde yürüyüş yapmadan dönülmemesi gerektiğinin altını çizen Mutçalıoğlu, “Vadiye Müze Kart ile giriliyor ve en kolay giriş Belisırma tarafından yapılıyor. Diğer girişlerde 400 basamaklı merdivenleri inip çıkmak gerekiyor. Belisırma tarafında ise arabanızı park edip doğrudan vadiye giriş yapabiliyorsunuz” ifadelerini kullandı. Mutçalıoğlu, şu önerileri paylaştı:
Ihlara Vadisi“Bazı turlar katılımcılarını Ihlara’da bırakıp Belisırma’dan alıyor. Yürüyüş zorlu olmayan, biraz engebeli bir rota olsa da kolaylıkla yürünebiliyor.
Vadinin iki yanında zaman zaman 120 metreyi bulan kayalar arasında yürüyüş yapmak, bir yandan da tarihi kiliseleri gezmek müthiş bir deneyim. Bir tek kiliseleri gezerseniz uzun merdivenleri tırmanmak gerekiyor. Ancak hem kiliseleri ve freskleri, hem de yukarıdan vadi manzarasını görmek için kesinlikle değiyor bu tırmanışa...”
Vadinin değerlerini tespit etmek amacıyla biyolojik çeşitlilik projesi başlatıldıBaşkent’te yaşayanların gözdesi: GÖLBAŞI / ANKARAGölbaşı’nda bulunan Mogan ve Eymir gölleri, Ankara'nın gözde mekânlarından… Kuşların barınma, üreme ve konaklama amaçlı kullandığı bu iki göl, Özel Çevre Koruma Bölgeleri arasında yer alıyor. Peki bu göllerde neler yapılabilir? İşte Erdoğan Gümüş’ün önerileri…
-- Mogan Gölü ve Mogan Park olarak adlandırılan alan, Ankaralılar için tam bir rekreasyon alanı olarak dizayn edilmiş…
Gölün etrafını dolaşan ahşap kıyı yolu, koşu ve yürüyüş yolları, piknik alanları, çocuklar için oyun park alanları, engelliler için özel tasarlanmış oyun bölümleri, tenis kortları, mini futbol ve basketbol sahalarıyla burası Ankaralıların çalışma hayatının getirdiği yorgunluklarını attığı yer.
Mogan Gölü-- Eymir Gölü ise Ankara’nın akciğeri... Tertemiz havası, görsel güzelliği, sessiz ve sakin ortamı ile ilgi çekiyor. Esasen göl, bir akarsu yatağı…
Mogan, İncesu ve Eymir derelerinin aktığı vadinin alüvyonla dolması sonucu oluşmuş. Bir zamanlar ODTÜ arazisi içinde kaldığından ‘ODTÜ Gölü’ olarak da bilinen Eymir, 70’ten fazlası üreyen olmak üzere 200’ün üzerinde kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Gölün çevresi başta sarıçam, kavak, dişbudak, akçaağaç gibi orman vasıflı ağaçların yanı sıra; elma, erik, badem, kuşburnu, mahlep, alıç gibi ağaççık türleriyle de çevrili.
Eymir GölüKeşfedecek çok şey var: KARABURUN - ILDIR / İZMİR İzmir’in Karaburun Yarımadası ile Ildır Körfezi denizel alanı ve çevresindeki adaları kapsayan bu bölge; 38 tür arıcılık, 30 tür gıda, 39 tür ticari, 34 tür de peyzaj değerine sahip bitki türleriyle dikkat çekiyor. Bölgenin turizm değeri olarak en önemli yerleri ise Alaçatı ve Ildır köyü…
Erdoğan Gümüş mutlaka görülmesi gereken bu iki yerle ilgili şu önerilerin altını çizdi:
-- Ildır, sadece doğal güzelliği ile değil barındırdığı tarihi değerle de son zamanlarda popüler oldu.
Karaburun Yarımadası’nın en büyük antik kenti Erythrai, köyün kuzey yamacında bulunuyor. Denize hâkim bir konumda bulunan antik kentin en ilgi çeken kalıntıları;
Anadolu’nun en erken tiyatrolarından biri olan antik tiyatro, Arkaik Çağ mimarisinin önemli bir örneği olan Athena Tapınağı ve Matrone Kilisesi...
Ildır-- Alaçatı ise son yıllarda iç turizmde neredeyse bir tutkuya dönüştü. Alaçatı’yı görenler defalarca yeniden görmeyi arzu ediyor, görmeyenlerin de gezi planlarındaki ilkler arasında yer alıyor. Alaçatı’nın daracık sokaklarında yan yana sıralanan kafelerin rengarenk masalarında oturmak, yanı başınızdan insan seli akarken dost sohbetleri yapmak bir alışkanlık olmuş neredeyse…
Alaçatı’yla özdeşleşmiş damla sakızıyla yapılmış dondurma, muhallebi, kurabiye ya da reçelin tadında, içilen bir fincan kahvenin hatırında veya bir bardak çayın deminde günün yorgunluğunu atmak ayrı bir keyif.
Seçeneği bol: KÖYCEĞİZ-DALYAN / MUĞLA
Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi; Muğla’nın Köyceğiz ilçesi ve buna bağlı 4 belde, 13 köyden oluşuyor. Su samuru türünün üreme ve yaşama alanı olan bölgede 126 kuş türü, 282 denizel fauna ve flora tespit edildi. İztuzu kumsalını üreme alanı olarak kullanan Caretta caretta'lar da nesli yok olma tehlikesi altında olduğundan koruma altına alındı.
Erdoğan Gümüş; “Muğla’ya ve ülkemizdeki en güzel koylara sahip olan Fethiye’ye 60 kilometre mesafede bulunan bölge; tertemiz havasıyla, doğal güzelliğiyle, birbirinden güzel evleriyle, narenciye bahçeleriyle şehrin en güzel ilçelerinden birisi. Aynı zamanda 2019 yılında CittaSlow (sakin şehir) ağına dâhil oldu” dedi.
DalyanGümüş, Köyceğiz’in seyahat severler açısından en önemli avantajının lokasyonu olduğuna dikkat çekerek, gezilecekler yerlerle ilgili dört adresi önerdi:
Köyceğiz Gölü: Göl kıyısında hem kahvaltı yapabileceğiniz hem de
balık ve diğer deniz ürünlerinden hazırlanmış enfes lezzetleri tadabileceğiniz restoran ve kafeler oldukça fazla…
Kaunos Antik Kenti ve kral mezarları: Köyceğiz’e 40 kilometre uzaklıkta yer alan en önemli tarihi kalıntılardan biri Kaunos Antik Kenti ve Dalyan’da bulunan kral mezarları… Antik kente Dalyan merkezinden kral mezarlarının tam karşısına gelen yerden sandalla ya da tekneyle karşıya geçilerek gidilebileceği gibi, iskeleden Göcek Gölü’nü denize bağlayan kanaldan feribotla geçip 10-15 dakikalık bir yürüyüşün ardından da ulaşılabiliyor.
Yuvarlak Çay: Akarsuyun üzerinde kurulan restoranların çardaklarında şark usulü donatılmış minder ve sofralarda oturup, çayın üzerinde kurulu salıncaklarda sallanıp, içinizdeki çocuğu çıkarabilirsiniz.
Sultaniye Kaplıcaları: Ülkemizin en yüksek radyoaktivitesi olduğu belirtilen suyuyla şifa arayanların tercih ettiği kaplıcalardan biri. Suları kalsiyum klorür, kalsiyum sülfat, kalsiyum sülfür ve radon içeriyor. Romatizma, siyatik, cilt ve kadın hastalıklarına iyi gelen şifalı su olarak biliniyor.
Kendi kendini temizleyen nadir körfezlerden biri: SAROS KÖRFEZİ / EDİRNE- ÇANAKKALEEge Denizi’nin kuzeyinde bulunan Saros Körfezi’ni Edirne’nin Keşan ve Enez ilçeleri ile Çanakkale’nin Gelibolu ve Eceabat ilçeleri çevreliyor. Körfez, karakteristik akıntıları sayesinde dünyada kendi kendini temizleyen nadir körfezlerden biri.
Ayrıca sahip olduğu yüksek tuz oranı nedeniyle de tür bakımından zengin bir balıkçılık alanı olarak ön plana çıkıyor. Körfezde yaklaşık 150 çeşit balık ve 78 deniz bitkisi bulunuyor.
Körfezde sık sık su altı etkinliklerinin düzenlendiğine dikkat çeken Mehmet Altay,
“Örneğin İbrice Limanı, dalmayı sevenlerin geldiği bir dalış merkezi durumunda. Dalış turizmine hizmet etmesi adına liman yakınlarında dev bir Airbus A330 tipi yolcu uçağı suya batırıldı. Dalış meraklılarının doğal bir akvaryum olarak nitelendirdiği Saros’a 1970’li yıllarda Kaptan Cousteau bile gelmiş” dedi.
“Bir başka doğal güzellik ise yaklaşık 110 kuş türünün bulunduğu, flamingoları ile ünlü
Gala Gölü Milli Parkı" diyen Altay, "Enez ilçesi yakınlarında bulunan milli park, nesli azalmış kuş türlerini barındırması açısından oldukça önemli. Eğer bu bölgede konaklamak isterseniz Mecidiye çevresindeki kamp alanlarını tercih edilebilirsiniz. İsterseniz Gökçetepe Tabiat Parkı’nda kendi çadırınızla da kamp yapabilirsiniz" önerisinde bulundu.
Yaz tatili dendi mi akla gelen ilk yerlerden: DATÇA-BOZBURUN / MUĞLA
Datça ve Bozburun arası, Türkiye’nin en güzel denizine ve doğasına sahip bölgelerinden biri. Bu rota tekne turlarının vazgeçilmez duraklarının başında geliyor. Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi, Datça ve Marmaris ilçelerine bağlı iki belde ve 17 ilçeden oluşuyor.
Kuzeyde Gökova Körfezi, güneyde ise Hisarönü Körfezi’ne kadar 70 kilometrelik alanı kapsıyor. Didem Mutçalıoğlu, “Kısa zaman öncesine kadar Datça ve Bozburun’a giden karayolunun dar ve virajlı olması, burada insan yoğunluğunun fazla olmamasına ve sonuç olarak bölgenin doğallığını korunmasına neden oldu. Bu sayede bölge hem canlı çeşitliliği anlamında özel bir bölge haline geldi hem de endemik bitki türleri korunmuş oldu” dedi.
Bozburun“Bölgede; denizel fauna ve floraya ait 807 tür, 110 balık, 27 sürüngen, 123 kuş ve memeli türü tespit edildi” diyen Mutçalıoğlu, “Zaten bölgeyi gezerken Akdeniz iklimine ait zeytin, badem, Datça hurması, zakkum, keçiboynuzu, defne gibi tipik Akdeniz iklimi ağaç ve bitkilerine her yerde rastlayabiliyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Amos, Laryma ve Knidos gibi antik kentlerin mutlaka görülmesi gerektiğini söyleyen Mutçalıoğlu,
“Ege ve Akdeniz’in buluştuğu bu özel bölge, son yıllarda turistlerin tercih ettiği yerler arasında. İrili ufaklı onlarca koya sahip olması ve denizinin güzelliği yaz tatili için burayı popüler hale getiriyor” dedi.
Birbirinden güzel koylara sahip: FETHİYE-GÖCEK / MUĞLAFethiye ve Göcek’te dere içlerinde, deltalarda ve taban suyunun yüksek olduğu yerlerde yetişen günlük ağacı (Liquidambar orientalis) ormanları endemik türler arasında yer alıyor. Günlük ağacından elde edilen sığla yağı, kozmetik ve ilaç sanayisinde kullanılıyor. Göcek kara semenderi de (Lyciasalamandra fazilae) bölgede yaşayan bir endemik tür.
"Fethiye'ye geldiğinizde u
nutulmaz bir deneyim için yamaç paraşütü ile Ölüdeniz manzarasını havadan kucaklayabilirsiniz” diyen Nurgül Büyükkalay
“Eski bir Rum köyü olan Kayaköy’ü mutlaka görmelisiniz. Mistik atmosferiyle benim için en büyüleyici yerlerden biri. Bu mevsimde yapacağınız en güzel şey ise Likya Yolu’nda yürümek. Önerim Akdeniz’in tablo gibi manzarası eşliğinde yürüyeceğiniz Ovacık-Faralya-Kabak Koyu parkuru” dedi.
ÖlüdenizFethiye’den yarım saat uzaklaşarak ülkemizin en güzel mavi tur duraklarına sahip Göcek’e varılabildiğini söyleyen Büyükkalay, “Göcek koylarını mutlaka keşfedin.
Yassıca Adalar, zeytin ağaçlarıyla kaplı
Zeytinli Ada, kaya mezarları ve antik kalıntıları ile
Göbün Koyu, yemyeşil çam ağaçlarının mavi suları gölgelediği
Ayten Koyu, eski Rum yerleşiminin izlerini görebileceğiniz
Tersane Adası, adını Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun bir kaya üzerine yaptığı resimden alan
Bedri Rahmi Koyu, hâlâ bakirliğini koruyan nefes kesici güzellikteki
Sarsala Koyu Göcek’te keşfedebileceğiniz adresler” ifadelerini kullandı.
Akdeniz’in güzelleri: KAŞ-KEKOVA / ANTALYABu bölgede 51 familyaya ait 187 cins ve bu cinslere ait 272 tür bitki bulunuyor. Bu türlerden 26’sı endemik. Tüm bunların dışında 20 memeli türü, 96 kuş türü ve 16 sürüngen türü bulunuyor. Peki Kaş ve Kekova’da nereleri keşfetmeli? İşte Nurgül Büyükkalay’ın önerileri…
-- Akdeniz’in gözbebeği Kaş; masmavi koyları, dalış seçenekleri, begonvil fışkıran sokaklarıyla her mevsim çok güzel olsa da sonbaharda başka bir çehreye bürünüyor. Çünkü hem deniz suyu hem de hava hâlâ sıcak oluyor. Kaş’ın en güzel plajlarından biri akvaryum gibi deniziyle
Hidayetin Koyu. Teknelerle gidilen
Limanağzı ise berrak ve dalgasız denizi ile bir diğer harika seçenek. Limanağzı’na Kaş’ın en güzel manzaralarını göreceğiniz tarihi Likya Yolu’ndan da gidebilirsiniz. Büyüleyici turkuaz denizi ile
Kaputaş da şu sıralar en pırıltılı günlerini yaşıyor.
Kaputaş-- Akdeniz kıyısında doğallığını korumayı başarmış tarih, deniz ve doğanın iç içe olduğu Kekova ise ülkemizin cennet köşelerinden biri.
‘Üçağız’ adıyla da bilinen Kekova, Antalya’nın Demre ilçesine bağlı ve Kaş’a 45 dakika uzaklıkta bulunuyor. Adını üç farklı yerden denize çıkılabilmesinden almış. Burası aynı zamanda Likya Yolu’nun bir parçası. Üçağız’dan yürüyerek ya da tekneyle ülkemizin en güzel köylerinden Kaleköy’e gidebilirsiniz. Kaleye vardığınız zaman karşınıza muhteşem bir manzara çıkıyor. Ardından yöresel lezzetlerin ve hediyelik eşya tezgâhlarının süslediği dar sokaklardan geçerek sahile inmenizi öneririm.
Ünü ülkemiz sınırlarını aştı: PAMUKKALE / DENİZLİ
Denizli merkeze yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Pamukkale, her yıl yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktaları arasında yer alıyor.
Özlem Köseoğlu, “Pamuk görüntüsünü andıran travertenlerin meraklısı gerçekten çok. Bölgede bulunan termal otellerde konaklayıp termal sularda ve çamurlarda şifa bulabilir, stresinizi atabilirsiniz. Buradaki termal suların; kalp-damar sertliği, tansiyon, romatizma, felç, eklem ağrıları, göz ve sinir sistemi gibi önemli hastalıklara iyi geldiği biliniyor. Buraya kadar gelmişken Hierapolis Arkeoloji Müzesi ve Laodikeia Antik Kenti’ni görmeden sakın dönmeyin” dedi.
PamukkaleÇam ormanlarıyla çevrili eşsiz bir doğaya sahip: BELEK / ANTALYABelek Özel Çevre Koruma Bölgesi, kumulların biçimlendirdiği 29 kıyısal alana sahip. Geniş kumul ve orman alanları, bölgeyi biyoçeşitlilik açısından oldukça zengin kılıyor. Endemik balıklar başta olmak üzere deniz kaplumbağası türleri bölgenin değerleri arasında yer alıyor.
Belek’te gezilecek yerlerle ilgili bilgiler paylaşan Nurgül Büyükkalay, “Yaz aylarında
Boğazkent, Taşlıburun, İçkum plajları en çok ilgi gören yerler. Ülkemizin en önemli antik kentlerinden
Aspendos da Belek’e yarım saat mesafede yer alıyor.
Aspendos, tüm Akdeniz’in en iyi korunmuş Roma tiyatrosuna sahip” ifadelerini kullandı.
Harika fotoğraflar çekeceksiniz: PATARA / ANTALYA
Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi, Fethiye ve Kaş’a bağlı 5 belde ve 4 köyden oluşuyor. Ayrıca alan deniz kaplumbağalarının önemli bir yuvalama alanı olarak biliniyor.
“Göz alabildiğine uzanan altın rengi kumsalı, çöldeymiş hissi veren kum tepeleri, antik kenti ile Patara güneyin en güzel rotalarından biri” diyen Nurgül Büyükkalay, “Kaş ve Kalkan’a yakınlığı burayı daha çekici kılıyor. Bir Likya kenti olan Patara, Akdeniz’in en uzun plajına sahip.
Göz alabildiğine uzanan altın rengi plajın uzunluğu 18 kilometre… Kumu incecik, denizi sığ ve genelde dalgalı. Günbatımını Patara kum tepelerinde izlemenizi öneririm, hayran kalacaksınız.
Kumlar tamamen rüzgârın yönüne doğru şekilleniyor. Eski Türk filmlerinin çöl sahnelerinin çekildiği tepelerde harika fotoğraflar çekeceksiniz” dedi.
Patara PlajıEgzama ve romatizmaya iyi geliyor: TUZ GÖLÜ / KONYA, AKSARAY VE ANKARA
Biyolojik çeşitliliğin korunması açısından oldukça önemli bir bölge olan Tuz Gölü; 85 kuş türü, 130’a yakın böcek türü, 15 memeli türü ve 38 endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Konya, Aksaray ve Ankara sınırları içerisinde yer alan göl, dünyanın en tuzlu gölü olma özelliğini taşıyor.
Özlem Köseoğlu,
“Gölün hemen yanı başındaki Tuz Gölü tesislerinde dinlenip restoranda enfes lezzetleri tadabilirsiniz. Gölde yürümenin ayaklardaki egzama, romatizma, mantar ve koku gibi şikayetlere de iyi geldiği biliniyor. Bu yüzden, Tuz Gölü’ne gittiğinizde ayaklarınızı göl suyu ile buluşturmayı ihmal etmeyin" dedi.
Tuz GölüMarmara Denizi ve Adalar / İSTANBUL VE ÇEVRE İLLER
İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ gibi illeri kapsayan Marmara Denizi ve Adalar, 2021’de Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak seçildi.
Özlem Köseoğlu,
“Marmara Denizi ve bünyesinde bulunan Adalar'ın florası oldukça zengin. İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı, barındırdığı biyolojik çeşitlilikle de dikkatleri üzerine çekiyor. Örneğin Marmara Denizi’nde Akdeniz foklarının ve yaklaşık 52 denizsel türün varlığı biliniyor. Bu alanların korunması, ekolojik sistemin sürdürülebilirliği ve sosyokültürel kapasitesinin geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyor” dedi.
Göl ve yayla gezisi: UZUNGÖL / TRABZON
Heyelan set gölü olma özelliğini taşıyan Uzungöl, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Özlem Köseoğlu, “Bölgede yamaç paraşütü, doğa yürüyüşü, kuş gözlemciliği, olta balıkçılığı ve zipline gibi sporları doyasıya yapma şansınız bulunuyor. Ayrıca gölün dik yamaçlarında bulunan Yaylaönü Şekersu ve Demirkapı yaylalarını tur eşliğinde gezebilirsiniz” dedi.
UzungölTürkiye'nin Maldivler'i: SALDA GÖLÜ / BURDUR
Burdur’un Yeşilova ilçesinde bulunan Salda Gölü, denizden 1.190 metre yükseklikteki Toros Dağları’nın arasında yer alıyor. Türkiye’nin Maldivler’i olarak anılan Salda, ülkemizin en derin göllerinden biri olma özelliğini taşıyor.
2019’da Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak seçilen göl, 61 familyaya ait 301 sucul ve karasal bitki cinsi barındırıyor. Özlem Köseoğlu, “Gün boyu bembeyaz kumları izleyip, mavinin binbir tonunun ruhunuzu dinlendirdiğini hissetmek, insanı şehirden alıp uzaklara götürmeye yetiyor” dedi.
Salda GölüAkdeniz keşiş fokunun adresi: FOÇA / İZMİREge’de İzmir’e bağlı 28 ilçeden biri olan Foça, küçüklü büyüklü koyları barındıran bir sahile sahip. Bu koylar her mevsim mavi ve yeşilin iç içe olduğu doğal bir güzellik sergiliyor. Burayı özel kılan ise
Akdeniz keşiş foku (Monachus monachus). Dünya üzerinde yaklaşık 400 adet kalan ve nesli tehlike altındaki türler arasında bulunan Akdeniz keşiş fokunun, ülkemiz kıyılarındaki sayısının 100’e yakın olduğu biliniyor.
Orak Adası’nın batı kıyısını oluşturan Siren Kayalıkları, fokların üremek ve yavrulamak amacıyla kullandıkları mağaralar açısından hayati önem taşıyor.
Ekolojik öneme sahip: GÖKOVA / MUĞLA
Zengin flora ve faunasıyla ön plana çıkan, ekolojik yönden öneme sahip bir bölge Gökova… Boncuk Koyu, kum köpek balığı (Carcharinus plumbeus) üreme alanı olarak bilinirken, Akyaka Kadın Azmağı su samuru (Lutra lutra) üreme ve beslenme alanı özelliği taşıyor.
Bölgede denize girilecek birbirinden harika plajlar bulunuyor. Fakat yılın bu zamanı yapılacak en güzel aktivite tekne turlarına katılarak ya da kano kiralayarak Azmak Nehri’ni gezmek.
Göçmen kuşların ve deniz kaplumbağalarının evi: GÖKSU DELTASI / MERSİN
Göksu Deltası, birçok göçmen kuş için önemli bir sulak alan görevi görüyor. Kuşlar dışında deniz kaplumbağalarının da evi konumunda… Caretta caretta ve yeşil kaplumbağaların (Chelonia mydas) yumurtalarını bıraktığı, Akdeniz’deki en önemli ana yuvalama bölgelerinden birini oluşturuyor.
Dünyaca ünlü: FİNİKE DENİZALTI DAĞLARI / ANTALYA
Finike Denizaltı Dağları, 1 milyon 124 bin 173 hektarlık alana sahip. En son İskoçya’nın Glasgow kentinde 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda dünyaya tanıtıldı.
Derin deniz biyolojik çeşitliliği, ender bulunan balıklar, nesli azalan türler ve denizaltı dağları gibi özel ekosistemler açısından önem arz ediyor. Bölgenin çamur volkanları ve soğuk su çıkışları dünyada özel bir ekosistem olarak kabul ediliyor.
Fotoğraflar: iStock