Ülkemiz mağara turizmi açısından çok zengin bir potansiyeli bünyesinde barındırıyor. 20 binden fazla mağaraya sahip olan Türkiye’de turizme açık mağaraların dışında sadece profesyonel ekiplerin girebileceği mağaralar da bulunuyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da tüm dünyada turizm sektörünün yükselen trendleri arasında yer alan mağaraları 'tabiat varlığı' olarak tescillemek için çalışmalarını sürdürüyor.
Geçtiğimiz günlerde Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Hakkari'deki Sümbül Dağı Mağarası, Derecik ilçesindeki Rüzgâr Mağarası ve Geçimli köyündeki Oryentan Mağarası'nın tabiat varlığı olarak tescil edilmesi için çalışma başlattı.
'Karasal ve Denizsel Mağaraların Araştırılması Projesi' kapsamında üç mağaranın ekolojisi ve jeolojisi araştırılarak bilimsel rapor hazırlanacak. Araştırmalar sonucunda mağaralar tabiat varlığı olarak tescil edilerek koruma altına alınacak.
Biz de bu güzel gelişme sonrası gezgin ve seyahat yazarları Nurgül Büyükkalay, Didem Mutçalıoğlu, Erdoğan Gümüş, Özlem Köseoğlu ve Bahar Gündoğdu’na ‘Turizme açık keşfedilmeyi bekleyen büyüleyici mağaralar hangileri?’ diye sorduk. 9 şehirden görüntüsüyle hayran bırakan 10 mağarayı önerdiler.
Bu yıl ziyarete açıldı: Tulumtaş Mağarası / ANKARA
1992’de Ankara çevre yolunun yapımı esnasında ilginç bir olay yaşanır. Ankara’nın Gölbaşı ilçesi Tulumtaş köyü sınırları içinde taş ocağı olarak kullanılan alanda, dinamitle yapılan patlamalar sonucu ortaya çıkan bir mağara herkesi hayretler içerisinde bırakır.
Uzun yıllar yapılan araştırmalar ve kazı çalışmaları sonucunda 5 milyon yaşında olduğu tahmin edilen mağara, bu yıl 1 Ağustos’ta ziyarete açıldı. Tahminlere göre yaklaşık 5 kilometrelik bir uzunluğa, 1-1,5 kilometre genişliğe ve 30-40 metre yüksekliğe ulaştığı söylenen mağarayla ilgili detaylar, devam eden bilimsel çalışmalar neticesinde kesinlik kazanacak.
Tulumtaş Mağarası, açıldığı gün itibariyle yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası haline geldi / Fotoğraf: İHA
“Henüz insan sağlığı açısından mağaranın ne tür faydaları olduğu kesinlik kazanmamış olsa da mağaranın içine girer girmez nefesinizin açıldığını hissedebiliyorsunuz” diyen Erdoğan Gümüş, “Büyük bir kireç taşı bloğunun kimyasal tepkimelerle erimesi sonucu oluşan sarkıt ve dikitler görenleri hayran bırakacak görsellik oluşturuyor. Mağaranın içindeki nem oranının yüzde 80, sıcaklığın 12-13 derecelerde olduğu belirtiliyor. Bu da gösteriyor ki çiçeği burnunda Tulumtaş Mağarası, yaz aylarında serinlemek, kış aylarında ise sıcaklığı ile Başkentlileri adeta kucaklamak üzere ziyaretçilerini bekleyecek” ifadelerini kullandı.
Tulumtaş Mağarası / Fotoğraf: İHA175 yıllık gizemli bir not bulundu: Bulak Mencilis Mağarası / KARABÜKSafranbolu’da bulunan Bulak Mencilis Mağarası, Türkiye’nin dördüncü büyük mağarası olarak öne çıkıyor. Girişi dik kayalar üzerinde yer alan mağara, görkemli ve dikkat çeken dikitleri, travertenleri, göletleri ve sarkıtları ile her yıl binlerce yerli-yabancı turisti ağırlıyor.
Özlem Köseoğlu, “Normalde uzunluğu 6 kilometreyi bulan mağaranın, sadece ilk 400 metresi gezilebiliyor. İlk 150 basamağı aşağıya doğru indikten sonra müthiş bir manzara karşınıza çıkacak” dedi. Köseoğlu, şöyle devam etti:
Bulak Mencilis Mağarası“2021’de mağarada yaklaşık 175 yıllık bir not bulundu. 2 bin metreye aşkın derinlikte inceleme ekibi tarafından bulunan bu notta “İkiniz orada mısınız? Biz burada sizi arıyoruz, Feyzi-İzzet” cümleleri Osmanlıcadan tercüme edildi. Bu gizemli ve doğa harikası mağarayı, mutlaka ziyaret edin. Doğanın gücüne bir kez daha şahit olacaksınız.”
Mağaranın sadece ilk 400 metresi gezilebiliyor
Indiana Jones filminin içine düşmüş gibi hissettiriyor: Oylat Mağarası / BURSAİnegöl’e 25 kilometre uzaklıktaki yer alan Oylat, 665 metre uzunluğa ve 95 metre yüksekliğe sahip. Oylat Deresi'nin batı kenarında, yatay duruşlu ve oluşumunu tamamlamış fosil bir mağara olarak biliniyor.
Bahar Gündoğdu, “Ben mağara gezmeyi çok severim. Hem harika fotoğraflar verir hem de çok büyüleyicidir. Oylat ise insanı İndiana Jones filminin içine düşmüş gibi hissettiriyor. Her yeri harika ışıklandırıp, çok güzel bir yürüme yolu yapmışlar” dedi.
Oylat Mağarası
Mağaranın iki bölümden oluştuğunun altını çizen Gündoğdu, “Birinci bölüm dar, ikinci bölüm ise çok geniş. Burada çökmeler ve sarkıtlar bulunuyor.
Benim favorim girişindeki dar ve koridor gibi olan yer oldu. Burada güzel fotoğraflar çekiliyor. Oluşumu binlerce yıl süren mağara hâlâ oluşmaya devam ediyor. Mağaranın belli bir noktadan sonrasına geçiş izni yok. Özellikle kar yağdığı zaman giderseniz içeriden dışardaki karlı manzaraya bakmak çok güzel” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin en uzun yer altı gölü mağarası: Altınbeşik Mağarası / ANTALYA
Dünyanın üçüncü, Türkiye'nin ise en uzun yer altı gölü mağarası olan 2 bin 500 metre uzunluğundaki Altınbeşik Mağarası, İbradı ilçesinin ‘Ürünlü Mahallesi’ sınırlarında milyonlarca yıllık sürecin izlerini taşıyor.
Denizden 450 metre yükseklikte olan mağara, 1966’da Türkiye Speleoloji Derneği Kurucusu ve Onursal Başkanı Dr. Temuçin Aygen tarafından keşfedilip ,1994 yılında milli park olarak ilan edildi.
Altınbeşik Mağarası Yer altı gölüne sahip mağaranın suyunun kaynağının 90 kilometre kuzeydeki Beyşehir Gölü olduğunu söyleyen Didem Mutçalıoğlu, “Şişme botlarla mağaranın 150 metre kadar içine girilebiliyor. Bu mesafe bile hayran kalmaya yetiyor. İçindeki sarkıt ve dikitler, suyun muhteşem turkuaz rengiyle bir araya gelince muhteşem bir ortam oluşuyor” dedi.
Bot turu öncesi yelek ve kaskın verildiğinin altını çizen Mutçalıoğlu,
“Çıplak ayakla binilen botun içine su giriyor ve su hep 11 derece… Mağaraya giden yolun son birkaç kilometresi dağın yamacından gidiyor ve uçurum. Ortaya inanılmaz vadi manzarası çıkıyor. Bu arada mağara Aralık-Şubat arası suyun yükselmesi nedeniyle kapalı oluyor” ifadelerini kullandı.
Şişme botlarla mağaranın 150 metre kadar içine girilebiliyorTürkiye’nin turizme açılan ilk mağarası: Damlataş Mağarası / ANTALYAMağaranın oluşumunun 15 bin yıl öncesine dayandığı biliniyor. 1948 yılında liman inşaatında kullanılmak üzere taş için ocak açılması esnasında keşfedilmiş. Mağaranın, tarih ve denizin iç içe geçtiği bir konuma sahip olması ziyaretçilerine ayrı bir güzellik sunuyor.
Damlataş’ın Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarası olduğunu söyleyen Nurgül Büyükkalay,
“En kıymetli kültürel miraslarımızdan biri olan tarihi Alanya Kalesi’nin batı kıyısında yer alıyor. Kalenin kıvrımlı yollarından Damlataş Mağarası’na inilebiliyor. Ayrıca Damlataş’tan teleferikle kaleye çıkılabiliyor” dedi.
Damlataş MağarasıSarkıtlarından damlayan su damlaları nedeniyle Damlataş adını alan mağarayla ilgili detaylar paylaşan Büyükkalay, “İçerisindeki bu damlataş oluşumları mağaranın atmosferini büyülü hale getirmiş. Doğal güzelliğinin yanı sıra sağlığa iyi gelen yönüyle de dikkat çekiyor.
Havasındaki fazla karbondioksit ve yüksek oranda nem özelliklerinden dolayı astım hastalarına iyi geldiği söyleniyor. Hatta doktor kontrolünde 21 günlük tedavi kürü uygulayan hastalar var" ifadelerini kullandı.
Damlataş oluşumları mağaranın atmosferini büyülü hale getiriyorÇobanın tesadüfen bulduğu mağara: Gilindere Mağarası / MERSİNAydıncık ilçesinin 7,5 kilometre güneydoğusunda yer alan Gilindire, ‘Aynalı Göl Mağarası’ olarak da biliniyor. 1999’da hayvanlarını otlatırken bir çobanın karşısına çıkan kirpiyi takip etmesiyle ortaya çıkan ve buzul döneminden kalıntılar taşıyan mağara, sonrasında tabiat parkı ilan edildi.
Gilindere’nin Türkiye’nin en iyi mağaralarından biri olduğunu söyleyen Bahar Gündoğdu, “Mağaraya girerken gördüğünüz manzaralar enfes. Fakat Gilindere’de oldukça derinlere iniyorsunuz. Devasa damlataşlar, sarkıtlar, dikitler ve sütunlar görülmeye değer. Böyle bir zenginlik her mağarada karşınıza çıkan bir şey değil” dedi ve ekledi:
Gilindere / Aynalı Göl Mağarası“En sonunda da bir göl karşınıza çıkıyor. Zaten mağara adını da bu gölden alıyor.
Gilindire Gölü’ne dalış yapanların fotoğraflarını görmüştüm, yapabilmeyi çok isterdim. Bu arada mağarayı gezerken üstünüze kalın bir şeyler almayı sakın unutmayın.”
Cilde iyi geliyor: Kaklık Mağarası / DENİZLİKaklık Mağarası Denizli-Ankara karayolunda Denizli’nin şehir merkezine 30 kilometre mesafedeki Honaz ilçesinde yer alıyor. Mağaranın içinde Pamukkale’de bulunan travertenlerin benzeri oluşumlar dikkat çekiyor.
Didem Mutçalıoğlu, “Mağaranın içinde bembeyaz tavertenlerin arasında ve akan suların eşliğinde dolaşmak eşi benzeri olmayan bir deneyim” dedi ve ekledi:
Kaklık Mağarası“Travertenleri de besleyen termal su kükürtlü ve yürüdüğünüz basamaklara da taşabiliyor. Buna uygun ayakkabı giymenizi öneririm. Ayrıca kükürtlü suyun kokusu da size eşlik ediyor ama alışınca pek de fark edilmiyor. Bu kükürtlü su sayesinde mağaranın içindeki havanın bazı cilt hastalıklarına iyi geldiği de söyleniyor.”
Mağaranın içinde Pamukkale’de bulunan travertenlerin benzeri oluşumlar bulunuyor
Gizemli bir yolculuk: Ballıca Mağarası / TOKAT
Tokat'ın 26 kilometre güney batısında yer alan Pazar ilçesinin Ballıca köyünde bulunan mağarayı gezmek, doğal bir müzeyi keşfetmek gibi hissettiriyor. Şimdiye kadar tespit edilen tüm mağara oluşumlarına sahip olmanın yanı sıra, özgün
‘Soğan Sarkıtları’ ile uluslararası önem taşıyor.
“Ballıca’yı gezmek heyecan veren gizemli bir yolculuğa çıkmak gibi” diyen Bahar Gündoğdu, “Mağarada havuzlu salon ve büyük damlataşlar salonu gibi toplam dokuz tane ayrı bölüm var. Sanki mağara içinde mağara bulunuyor. İçerisi aydınlatılmış ve yürüyüş yolları yapılmış olmasına rağmen çok fazla merdiven inip çıkacağınızı unutmayın” dedi.
Ballıca MağarasıOluşumu devam ediyor: Karaca Mağarası / GÜMÜŞHANEJeoloji Mühendisi Şükrü Eroz’un çalışmalarıyla adını duyuran Karaca Mağarası, 1996’da turizme kazandırıldı. Tavan ve duvarlarından sızan suların yer yer gölcükler oluşturduğu mağaranın halen oluşumunun devam ettiği söyleniyor.
“Son derece profesyonel yapılmış olan ışıklandırma sayesinde, sarkıt ve dikitler, adeta birer heykele, kuşa, file, çiçeğe, güle ya da ebruya benziyor” diyen Erdoğan Gümüş, “Mağaranın girişi küçük olsa da içeriye doğru gidildikçe bir huni şeklinde genişliyor.
Uzunluğu giriş noktasından en uç noktasına kadar 150 metre… Sadece görsel güzelliği ile kalmıyor Karaca Mağarası; 12-17 derece ortalama ısısı, yüzde 70 civarındaki mutlak nem oranı, polen ve tozlardan arınmış yüksek oksijenli havasıyla çok daha kolay nefes alınmasına imkân sağlıyor” dedi.
Karaca Mağarası
Üç mağaradan oluşuyor: Dupnisa Mağarası / KIRKLARELİTrakya’nın turizme açılan ilk ve tek mağarası olan Dupnisa; Karadeniz’in serin ikliminin etkisi altında kalan, Türkiye-Bulgaristan sınırını oluşturan ve Rezve Deresi’nin Istranca Dağları’nı derin vadilerle yardığı bir bölgede yer alıyor. Yaklaşık 4 milyon yıldan beri de oluşum ve gelişimini sürdürüyor.
Özlem Köseoğlu,
“İki kat ve üç mağaradan oluşan Dupnisa’da Sulu Mağara, Kuru Mağara ve Kız Mağarası yer alıyor. Süt beyazı, kahverengi ve kırmızı renkteki sarkıtlar muhteşem bir güzellik ortaya çıkarıyor. Üst katlar ile ana mağara arasındaki 5-6 derecelik fark sayesinde, rüzgâr burada pek hissedilmiyor” dedi. Köseoğlu, şu bilgilerin altını çizdi:
Dupnisa Mağarası“Bu büyüleyici mağaraya girmek için öncelikle etrafındaki doğa harikası olan ormanı geçmeniz gerekiyor. Mağaraya adım attığınızda ise hissedeceğiniz serinliğe hazırlıklı olun. Devasa sarkıtlar, dikitler, sütunlar gibi bir mağaraya ait ne ararsanız Dupnisa Mağarası’nda bulacaksınız. Bu bölgede, tertemiz orman havası ortamında, eşsiz doğa yürüyüşleri ve piknik yapma şansınızın da olduğunu belirtmeden geçmeyeyim.”
Fotoğraflar: Alamy