9 günlük bayram tatilinde keşfedilmeyi bekleyen adresler... İster doğa gezileri yapın ister denizin keyfini çıkarın | 10 ŞEHİR 15 ÖNERİ

Yaz geldi, tatilciler için sezon başladı. Tatil planı yapmamış olanlar için ise 9 günlük Kurban Bayramı molası iyi bir seçenek.

Peki bayram tatilinde bütçeyi çok da zorlamadan nasıl bir plan yapmalı, bu arayı ne şekilde değerlendirmeli?

Bu soruyu seyahat yazarları Özlem Köseoğlu, Nurgül Büyükkalay, Bahar Gündoğdu ve turizmci, fotoğrafçı ve seyahat yazarı Mehmet Altay'a sordum.

Ortaya 10 şehirden keşfedilmeyi bekleyen birbirinden güzel 15 öneri çıktı.

Doğası ve aktiviteleriyle meşhur: Maşukiye / KOCAELİ

Kocaeli’nin doğusunda ve Kartepe'nin eteklerinde bulunan Maşukiye, konumuyla İstanbul'da yaşayanların gözdesi... Doğası, alabalık restoranları, ATV ve zipline gibi aktiviteler sunan tesisleriyle her yaşa hitap ediyor.

Özlem Köseoğlu, “Camidüzü, Değirmendüzü, Sıcakdere, Soğukdere gibi yürüyüş parkurları bulunan bölgede ailece güzel bir doğa yürüyüşü yapabilirsiniz. Ayrıca Ormanya Tabiat Parkı, çevrede bulunan irili ufaklı şelaleler ve Maden Deresi mutlaka görülmesi gereken yerlerden sadece birkaçı” dedi. Köseoğlu, şöyle devam etti:

Maşukiye

“Maşukiye'nin öylesine huzur veren bir ortamı var ki buraya geldiğinizde bütün iş ve hayat stresinden uzaklaşıp tamamen sıfırlanacaksınız. İzmir’e 4, Ankara’ya 3 ve İstanbul’a 2 saatlik mesafedeki bölgede; kiremitte alabalık, umaç çorbası, mancarlı Kandıra pidesi, kavurma ve hoşmerim mutlaka tatmanız gereken lezzetler. Maşukiye ve çevresinde harika butik oteller de bulunuyor. Fiyatları da pek fazla cep yakmıyor.”

Maşukiye'ye günübirlik giderek bayram kahvaltısını burada yapabilirsiniz.

Dünyaca ünlü zeytinlere sahip: Trilye / BURSA

Bursa'nın Mudanya ilçesinin kıyı yerleşkesi olan Trilye, Çamaşır Dere Vadisi'nin kuzey kısmında yer alıyor. Ankara’ya 500, İzmir’e 330 ve İstanbul’a 180 kilometre mesafede bulunan bu şirin adres, bayram tatilini sakin bir balıkçı kasabasında geçirmek isteyenler için oldukça ideal.

“Trilye, dünyaca ünlü zeytinleri ile tanınıyor” diyen Özlem Köseoğlu, “Zeytinlerin bol olmasından ötürü 1963 yılında ‘Zeytinbağı’ adını alan mahallenin zeytin temalı sabunları, zeytinleri, yağları, el emeği göz nuru işlemeleri harika… Bu ürünlerden mutlaka almalısınız” önerisinde bulundu.

Trilye

Gezilecek yerlerle ilgili de bilgiler paylaşayan Köseoğlu, “Çamlı Kahve, Fatih Camii, Kemerli Kilise ve Trilye Taş Mektep gezilecek yerler olarak ön plana çıkıyor. Buraya kadar gelmişken, karides güveci, sübye salatası, meze ve balık çeşitleri gibi leziz ve enerji veren yemekleri tatmadan da sakın dönmeyin” dedi.


Trilye sokakları

Karadeniz havası: Akçakoca / DÜZCE

Batı Karadeniz’de Düzce’ye bağlı, kocaman bir açık hava müzesi Akçakoca… Özellikle haziran sonundan itibaren eylül ayının başlarına kadar günübirlik ziyaretçilerin denize girmek için sıkça tercih ettiği yerlerin başında geliyor.

Fakat Akçakoca sadece günübirlik gidilecek bir yer değil. Etkileyici tarihi, turistik ve doğal değerleriyle kısa konaklamalı tatiller için de çok uygun.

“UNESCO Dünya Geçici Miras Listesi’nde yer alan ve adeta kentin simgesi haline gelen Akçakoca Ceneviz Kalesi ilk ziyaret edeceğiniz yer olmalı. Burada harika bir plaj bulunuyor. Çocuklu aileler için de çok uygun” diyen Bahar Gündoğdu, kale dışında gezilecek yerlerle ilgili şu bilgilerin altını çizdi:

“İlçeye 11 kilometre mesafedeki Aktaş ve Tahirli Şelalelerini listenize eklemelisiniz. Eğer doğada keşfe çıkmak istiyorsanız Kurugöl Kanyonu sizi çok şaşırtacak. İçindeki galeriler, sarkıt ve dikitleriyle Fakıllı Mağarası da oldukça büyüleyici…”

Akçakoca, kocaman bir açık hava müzesi

Doğa tutkunlarına özel: Kastamonu Kanyonları / KASTAMONU

Bayramda alternatif tatil programı olarak tercih edeceğiniz rotalardan biri de Kastamonu Kanyonları. Harika doğası ile Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesi, doğa severler için gün geçtikçe daha popüler bir yer olmaya başladı. Bunda en büyük pay ise tartışmasız bölgede bulunan etkileyici kanyonlara ait. Peki hangi kanyonları gezmeli? İşte Mehmet Altay’ın önerileri:

-- Özel aracınızla ya da düzenlenen turlara katılarak gezebileceğiniz Valla, Horma ve Çatak Kanyonlarının hepsi birbirinden güzel diyebilirim. Bu üç kanyon da Küre Dağları Milli Parkı içinde bulunuyor. Dünyanın en derin kanyonlarından biri sayılan Valla Kanyonu, aslında profesyonel dağcılar için bile çok riskli bir coğrafyada bulunuyor. Fakat Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen yürüyüş parkuru ve burgulu seyir terası sayesinde kanyonun en etkileyici manzaralarını görebileceğiniz noktalara Muratbaşı Köyü’nden kısa bir yürüyüş ile ulaşabiliyorsunuz.


Horma Kanyonu

-- Türkiye’nin en güzel yürüyüş parkurlarından birine sahip olan Horma Kanyonu da nefis bir yer. Ahşap yürüyüş parkuru boyunca o kadar güzel görüntüler sunuyor ki insan 3 kilometrelik parkur hiç bitmesin istiyor. Yürüyüşün sonunda Ilıca Şelalesi’ne ulaşıyorsunuz. İsterseniz Ilıca Şelalesi’nden sonra köydeki taksilerle tekrar başlangıç noktasına dönebilirsiniz ama ben geri dönüşü de parkurdan yürüyerek yapmanızı tavsiye ederim.

-- Günün sonunda harika bir gün batımı için ise doğru adres kesinlikle Çatak Kanyonu. Buradaki seyir terasında yine nefis bir manzara eşliğinde günü noktalayabilirsiniz. Konaklama için Daday’da ve çevresinde bulunan çiftlik konseptindeki otelleri tercih edebilirsiniz. At çiftlikleri olan bu otellerde özellikle çocuklar için birçok aktiviteye katılmak mümkün.

Ilıca Şelalesi

Her mevsim güzel: Gökçeada / ÇANAKKALE

Bu bayram tatilinde büyük şehirlerin yorucu hareketliliğinden biraz olsun sıyrılmak istiyorsanız gidebileceğiniz en güzel yerlerden biri Gökçeada… Yerli turistler genelde Bozcaada’yı tercih ediyor ama sakinlik arayanların rotası her zaman Gökçeada oluyor. Peki nereleri gezmeli, neler yapmalı? İşte Bahar Gündoğdu’nun önerileri…

-- Bayram haziranın sonlarına geldiği için adada deniz sezonunu açabilirsiniz diye düşünüyorum. Türkiye’deki tek sualtı milli parkı adanın kuzeyinde Yıldız Koy’da bulunuyor. Kayalık bir yapısı olan koyun plaj kısmından kolayca denize girilebiliyorsunuz. Kefalos kumluk, Gizli Liman ise minik taşlı denize sahip. Ailecek deniz keyfi için ideal.

-- Eğer spora ilginiz varsa Gökçeada'da, uçurtma sörfü yapmayı öğrenebileceğiniz okullar bulunuyor. Tatilinize güzel bir heyecan katacaktır. Tüm bunlarında dışında Türkiye’nin en güzel gün batımına sahip yeri olan Kaleköy’de günü batırmadan, Kaleköy’ün Yunanistan’ı aratmayan tavernalarında bir şeyler yemeden, Tuz Gölü’nde çamura bulanmadan, oğlak eti yemeden ve en önemlisi Zeytinköy’de dibek kahvesi içmeden adadan dönmemenizi öneririm.

Gökçeada

Türkiye’nin ilk ‘sakin şehri’: Seferihisar / İZMİR

İzmir’in kıyı şeridinde bulunan, 2009’da ‘Cittaslow’ yani ‘Sakin Şehir’ hareketine katılan Seferihisar, her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlıyor. İzmir’in en sevilen ilçelerinden biri olan Seferihisar’ın bu unvanı almasındaki en önemli etkenler ise tertemiz denizi, pırıl pırıl plajları, göz alıcı mandalina bahçeleri, huzur dolu atmosferi ve tarihi güzellikleri…

“Arnavut taşlı sokakları, begonvillerle bezenmiş taş evleri ve tarihi Teos Antik Kenti ilçeyi ziyaret etmek için gereken onlarca sebepten sadece birkaçı” diyen Özlem Köseoğlu, bu yerler dışında Seferihisar’da görülmesi gereken noktalar ve lezzetlerle ilgili şu önerilerde bulundu:

“Sığacık Köyü, organik ürünleri bulacağınız Sığacık Pazarı, Akkum Plajı, Ekmeksiz Plajı, Akarca Plajı ve Ürkmez Halk Plajı mutlaka gitmeniz gereken yerler. Karides, kalamar, ahtapot, mandalina tatlısı, Arnavut ciğeri, armola peyniri, peynirle yapılan samsades gibi meşhur Ege mezelerini denemeden de sakın geri dönmeyin.”

Sığacık

Sakinlik arayanlara: Kaynarpınar-Karaburun / İZMİR

Ege’nin en sevilen koylarından biri olan Karaburun’un öyle bir plajı var ki, adeta tablolardan fırlamışçasına güzel ve özel. İnecik köyüne bağlı Kaynarpınar Plajı’nın bulunduğu sahil, balıkçı tekneleri ve sahildeki restoranlarıyla Kurban Bayramı tatilinde, sakin bir ortamda zaman geçirmek isteyenler için en doğru adres…

Özlem Köseoğlu, “Kaynarpınar, Ardıç, Mordoğan, Balıklıova ve Gülbahçe köyleri rotasını, motosikletimle dolaşmıştım. Hep aklımda kalan yerlerin başında gelir Kaynarpınar… Öyle bir havası var ki sizi çok farklı diyarlarda ve her şeyden uzak hissettiriyor” dedi ve ekledi: 

“Kaynarpınar sahilinin iyot kokusu ve verdiği sonsuzluk hissi, motor sürmemin verdiği bütün yorgunluğu anında alıp götürmüştü. Sahilde yediğim kalamar ve balığın tadı, hâlâ damağımdadır. Buraya geldiğinizde özellikle enginar, turp otu, radika gibi Ege’ye ait otlarla yapılan salataların ve balık ürünlerinin tadına mutlaka bakmalısınız.”

Karaburun

 Daha çok gastronomi ve keyif odaklı: Urla / İZMİR

Antik çağlara kadar uzanan tarihi, masmavi koyları ve enfes Ege lezzetleri ile Urla, İzmir’in en huzurlu bölgelerinden biri. Şehir merkezine sadece 45 dakika uzaklıkta. Koşuşturma içerisinde gezeceğiniz değil, zamanı yavaştan alarak, daha çok gastronomi ve keyif odaklı tatil yapabileceğiniz bir adres. 

Nurgül Büyükkalay, gezilecek yerlerle ilgili şu önerilerde bulundu: 

“Buraya geldiğinizde dünyanın en büyük zeytinyağı müzelerinden Köstem Zeytinyağı Müzesi’nde zeytinin tarihi yolculuğuna çıkın, Necati Cumalı Anı ve Kültür Evi’ni ziyaret edin, Urla Sanat Sokağı’nda seramik atölyeleri arasında dolaşın, tarım ürünleri ve bitki üretimi yapan Uzbaş Arboretum’a mutlaka yolunuzu düşürün. Şansınıza hava güzel olursa Urla plajlarında da yüzmenizi öneririm. Demircili ve Altınköy plajları en güzelleri. Urla aynı zamanda harika bir gastronomi rotası. Gurme restoranlarında ve bağ evlerinde mutlaka Ege lezzetlerinin tadına bakmadan Urla’dan ayrılmayın…”

Şimdi tam zamanı: Işıklı Gölü / DENİZLİ

Denizli’ye yaklaşık 120 kilometre uzaklıkta bulunan Çivril ilçesi, özellikle bu aylarda nefis bir doğal güzelliğe sahne oluyor. İlçede bulunan Işıklı Gölü’nün yüzeyi, mayıs ayından itibaren yaklaşık üç ay boyunca nilüferlerle kaplanıyor. Bu üç aylık dönemde gölü ziyaret ederseniz unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz.

Mehmet Altay, “Yeşilin her tonuyla etrafınızın sarıldığı gölde tekne ile ilerlerken birbirinden güzel, çeşit çeşit kuşlar size yol arkadaşlığı yapacak. Doğanın sesi adeta terapi gibi gelecek. Ülkemizde böyle bir güzelliğin olması gerçekten bizler için büyük bir nimet” dedi ve ekledi:

“Gölde çalışan tekneler yaklaşık bir saat süren bir gezi rotası yapıyor. Gezi esnasında nilüferlerin yoğun olduğu bölgede fotoğraf molası veriliyor. Bir tekne maksimum dört yolcu alabiliyor. Gölde teknelerin kalktığı yeri harita uygulamalarında ‘Işıklı Göl Tekne Turu’ diye aratarak bulabilirsiniz. Gölün etrafındaki restoranlarda ‘dişli’ yemeden de sakın dönmeyin. Tadı kalamar kıvamında olan bir balık türü. Kılçıkları alınarak servis ediliyor.”

Türkiye'nin en güzel manzaralarından biri: Arapapıştı (İnceğiz) Kanyonu / AYDIN

Arapapıştı Kanyonu; Denizli, Muğla ve Aydın’ın kesiştiği noktada bulunsa da kanyonun büyük bir bölümü Aydın’ın Bozdoğan ilçesi sınırları içinde yer alıyor. 6 kilometre uzunluğa sahip olan kanyonun bazı noktalarında yükseklik yaklaşık 400 metrelere yaklaşıyor.

“‘Türkiye’deki en güzel manzara nerede?’ diye sorulsa hiç düşünmeden Arapapıştı Kanyonu derim” diyen Mehmet Altay, “Muazzam bir derinlik, sonsuzluk hissi alıp götürüyor sizi. Dakikalarca hayranlıkla uzakları seyrediyorsunuz” ifadelerini kullandı. Altay, kanyonla ilgili şu bilgilerin altını çizdi:

-- Kanyonun esas ismi İnceğiz Kanyonu aslında… Fakat halk arasında daha çok Arapapıştı Kanyonu olarak biliniyor. Rivayete göre Bizanslıların Araplar ile yaptığı savaşta Bizans hükümdarının düşman ordularına karşı ani zaferi Arapları şaşırtımış. Bu nedenle kanyona Arapapıştı Kanyonu adı verilmiş. Başka bir rivayete göre ise savaş sırasında Araplar, bu kanyonun güzelliği karşısında çok şaşırdığı için kanyon bu adı almış.

-- Büyüleyici bir güzelliğe sahip olan kanyonu, seyir terasından seyretmek insanın başını döndürüyor. Seyir tepesine araç ile ulaşım çok kolay. Tek yapmanız gereken harita uygulamalarında ‘Arapapıştı Kanyonu Seyir Tepesi’ diye aratmanız. Harita sizi tam olarak doğru noktaya götürüyor. Şu anda kanyonu görmenin tam zamanı. Çünkü iki ay sonra kanyondaki su seviyesi oldukça azalacak. Kanyonda tekne turları da yapılıyor. Bu turlarda kaya mezarları ve tarihî manastır görülen yerler arasında…

Arapapıştı Kanyonu / Fotoğraf: DHA

Köy tatili isteyenlere: Doğanbey / AYDIN

Aydın Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın güneyinde bulunan Doğanbey, mübadele döneminde terk edilmiş ve şimdilerde yeniden ayağa kaldırılan köylerimizden biri. Köy çok güzel bir tepede yer alıyor. Evler ise klasik Rum ve Türk mimarisinin en başarılı örneklerinden…

Bahar Gündoğdu, “Ege Denizi’nin en güzel halinin yanı başında yemyeşil bir yer burası. Ayrıca köyün hemen yakınındaki Priene ve Miletos Antik Kentleri, ziyaret edilmesi gereken adresler” dedi.

Doğanbey

Türkiye’nin en özel yerlerinden: Dalyan / MUĞLA

Dalyan, Muğla’nın Ortaca ilçesine bağlı bir mahalle... Lagün sistemi gölleri ve sazlıklarla süslü kanallarıyla tam bir doğa harikası. Güzel olduğu kadar tarihi kalıntıları ile de Türkiye’deki en özel yerlerden biri. Hatta 2008 yılında ‘The Times’ gazetesi tarafından Avrupa'nın en güzel açık alanı seçildi.

“Caretta caretta'ları, Kaunos Antik Şehri, kaya mezarları, çamur banyosu ve İztuzu Plajı ile burası tam cennet” diyen Bahar Gündoğdu, şöyle devam etti: “Dalyan’ın merkezinden teknelere atlayıp, İztuzu Plajı’na sazlıklar arasından yol alırken Dalyan Kaya Mezarları size eşlik edecek. Instagram için harika fotoğraflar çekeceğiniz garanti…”


İztuzu

Büyüleyici güzel: Narlıkuyu / MERSİN

Tarih boyunca önemli bir liman kenti olan Narlıkuyu, Mersin’in Silifke ilçesine bağlı şirin bir sahil beldesi. Şehir merkezine 65 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Özellikle korunaklı bir koyda yer aldığı için sakin ve berrak denizi çok tercih ediliyor.

 “Kız Kalesi ve Cennet Cehennem Obrukları, görmeniz gereken yerler” diyen Nurgül Büyükkalay, “Kız Kalesi sunduğu manzara ile Mersin’in en gözde ziyaret noktalarından biri. Kalenin bulunduğu ada eskiden korsanlar tarafından kullanılmış. Adada, Bizanslılar tarafından yapıldığı düşünülen kaleyle birlikte bir de saray var. Kale karaya sadece 600 metre uzaklıkta. Yüzerek ya da deniz bisikleti kiralayarak kaleye keyifli bir gezi yapabilirsiniz” dedi.

Cennet Cehennem Obrukları ilgili de bilgi veren Büyükkalay, “Milyonlarca yıl önce mağaralarının tavanlarının çökmesi sonucu oluşmuş Cennet Cehennem Obrukları… İçine merdivenle inilebilen, en dibinde de bir mağara olan kısım cennet, içine yalnız dağcılık ekipmanı ile inilebilen darlıktaki obruk ise cehennem. 452 basamaklı cennet çukuruna inerek farklı bir deneyim yaşayabilirsiniz. Yürüyüş yolunda Meryem Ana Kilisesi karşınıza çıkıyor. Merdivenlerden inmek zor gelirse son yıllarda hizmete giren asansörle de inme seçeneği var. Cehennem obruğunun ürkütücü derinliklerine inmek istemezseniz, obruğu cam terastan izlemek de yeterli olacaktır” ifadelerini kullandı.

Antalya çevresindeki en güzel koylar burada: Kekova-Demre / ANTALYA

Akdeniz'in kıyısında doğallığını korumayı başarmış tarih, deniz ve doğanın iç içe olduğu Kekova, ülkemizin cennet köşelerinden biri. Antalya’nın Demre ilçesinde yer alıyor. Antalya çevresindeki en güzel koylar da burada bulunuyor.

Kekova’da yapacağınız en keyifli şeylerden birinin tekne turu olduğunu söyleyen Nurgül Büyükkalay, “Batık şehirle beraber harika koylar keşfedeceksiniz. Tekne ile gideceğiniz koylarda nefesinizi kesecek renkler çıkacak karşınıza. Su o kadar berrak ki tekneyle gezerken antik şehirde suyun altında kalan kalıntıları çıplak gözle görebiliyorsunuz. Ayrıca tarihî merdivenler, kayıkhaneler ve kral mezarları da göreceksiniz. Likyalıların nasıl güzel yaşadıklarını düşündürüyor bu manzara...” ifadelerini kullandı.

Kekova

Akdeniz'in incileri: Kalkan-Kaş / ANTALYA

Her yıl binlerce kişiyi kendine çekecek kadar güzel bir belde Kalkan... Gerek doğal güzellikleri gerekse kültürel ve tarihi zenginliğiyle hem dinlenmek hem de eğlenmek isteyen turistler için sayısız seçenek sunuyor. Kalkan’a Dalaman Havalimanı'ndan yaklaşık iki saat süren yolculukla kolayca ulaşılıyor.

“Kalkan’da merkezden çok uzaklaşmadan gideceğiniz harika plajlar var” diyen Nurgül Büyükkalay, “Buz gibi suyu ve turkuaz rengiyle Kalkan Halk Plajı’nda denize girmelisiniz” dedi. Büyükkalay şöyle devam etti:

Kalkan

-- Dünyanın en uzun doğal plajlarından birine sahip Patara ve Patara Antik Kenti de buraya kadar gelmişken görmeniz gereken yerlerden. Günbatımını Patara kum tepelerinde izlemenizi öneririm, hayran kalacaksınız. Eski Türk filmlerinden bazılarının çöl sahneleri burada çekilmiş, harika fotoğraflar çekeceksiniz.

-- Kalkan-Kaş Yolu arasında kalan, ülkemizin en meşhur plajlarından Kaputaş’ta da yüzme molası vermelisiniz. Kaputaş Plajı'nın manzarası birçok kişiyi Kaş-Kalkan yollarına düşürmüştür. Büyüleyici turkuaz rengini artık bilmeyen kalmadı.

Kaputaş

-- Ziyaret edeceğiniz yerlerden biri de Saklıkent Kanyonu. Buz gibi suyun kayalar arasında saklandığı bir doğa harikası olan Saklıkent Kanyonu’nda altınızdan akan beyaz köpüklü sularıyla muhteşem bir yürüyüş yolu sizi bekliyor. Hem suyun içinde hem de kayalar üzerinde gezineceğiniz için yanınıza deniz ayakkabısı almanızı unutmayın. Fethiye’ye bağlı olan Saklıkent Kanyonu, Kalkan’a 45 dakika uzaklıkta bulunuyor. Kendi aracınızla ya da özel bir turla da gidebilirsiniz.

Fotoğraflar: iStock