Gecikmeler ve ertelemeler sürüyor

Bugünden itibaren Yeni Ay dönemi başlıyor. Böylece yeni girişimlerde bulunmak için harekete geçebilirsiniz.

Ancak Merkür’ün geri gitme hareketi devam ediyor. Bu nedenle bazı gecikmeler ve ertelenmeler meydana gelebilir. Fakat en azından harekete geçmek için ihtiyaç duyular istek uyanacak. Ayrıca ortaya koymak istediğiniz işleri veya kendinizi göstermek için harekete geçebilirsiniz.

Dünya göründüğü gibi değil

Ne görüyorsak onu biliyoruz. Tarif ettiğimiz, hükmettiğimiz olay ya da kişiymişçesine kendimizden son derece emin bir biçimde ‘Evet budur!’ diyoruz.

Peki gerçekten öyle mi?

İzleyen kişi, gözlerine yansıyan görüntüden başka bir şey görme gücüne sahip değil.Gözünüze yansıyanlar ise, yanıltıcı olabilir.

Ama bizler sadece gördüğüne inanan bir toplumuz. O derece gözlerimizi ciddiye alıyor ve sorumluluk yüklüyoruz ki, başka türlü olabileceği aklımızın ucuna bile gelmiyor.

Tabii bunda bizim bir suçumuz yok. Çünkü böyle öğrendik. Öyle bir öğrendik ki, ‘Gözümle görmesem inanmazdım’ gibilerinden göz ve görmeyle bağlantılı bir sürü vecize türettik.

Sadece gördüğünü kabul gösteren bir toplum yaratabilmek için daha ilk çocukluk çağından itibaren beyinlerini yıkadık çocuklarımızın.

Sonunda yanılgılar içinde kıvranan bir toplum yarattık.

‘Şimdi gözümüzle gördüğümüz şu dünyaya yanılgı mı, diyorsun’ diyerek karşı çıkabilirsiniz. Ama ‘hepimizin gördüğü aynı dünya mı’ diye derhal bir karşı soru sorabilirim size.

Düşünün bakalım. Hepimiz aynı yere bakıyoruz ama aynı mı, görüyoruz? Peki aynı yere bakıp aynı şeyleri görüyorsak, neden anlaşamıyoruz? Hatta aynı kelimeleri konuştuğumuz halde, niye birbirimizi anlayamıyoruz?

Çünkü hepimizin gördüğü, algıladığı ve anladığı dünya başka başka. Ve başka bir dünyadan başkasının dünyasına bakıyoruz. Kendi dünyamızın gerçekleriyle değerlendiriyoruz, yargılıyoruz, hükme varıyoruz ve ‘Budur’ diyoruz.

Şimdi, hala ve ısrarla ‘Budur’ demeye devam edecek misiniz?

Sadece gözünüzün gördüğüyle mi, yetineceksiniz?

O zaman işiniz zor. Daha doğrusu hayatınız zor olacak demektir. Çünkü anlaşamamaktan ve anlaşılmamaktan yakınmaya devam edeceksiniz. Gözlerinize yansıyan ışık oyunlarının zihninizin içinde harekete geçirdiği bilgilerle yetinecek ve hayatınızın yolunda bir arpa boyu bile yol ilerleyemeyeceksiniz.

Halbuki açık bir zihinle, yargılamadan, değerlendirmeden, öfkelenmeden, sevinmeden ve nefret etmeden bakmayı öğrenmelisiniz. ‘Acaba göründüğü gibi mi’ sorusunu kendinize sormayı öğrenmelisiniz. Başka dünyalar, başka hayatlar ve başka bilgiler olabileceğini düşünerek özgür bir zihinle izlemeyi öğrenmelisiniz.

İşte, ancak özgür bir zihinle izlemeyi başardığınız zaman gördüğünüz hiçbir şeyin göründüğü kadar olmadığını anlayacaksınız. Gerçeğin sadece küçük bir kısmına bakıyor olduğunuzu göreceksiniz. Sonra daha başka şeyler de anlayacaksınız. Çünkü kendi dünyanızın dışındaki dünyaları keşfetmeye başlayacaksınız. Tabii bu sırada kendi dünyanızı da keşfedeceksiniz, ki sırların sırrına açılan kapıyı göreceksiniz. İşte görmek diye ben buna derim. Yoksa hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Yazarın Tüm Yazıları