Fatima’nın siyasi misyonu bitti mi

SAN Pietro meydanını dolduran binlerce kişiye bakıp, onların Papa’nın cenaze merasiminde bulunmak için katlandıkları fedakarlığın boyutunu düşününce merak ettim.

Acaba içlerinden kaçta kaçı Papa’nın çağrısına uyarak sevişirken kondom kullanmıyordu? Acaba kaç kişi kilisenin kürtaj yasağını hayatında bir kez bile olsun delmemişti?

Acaba kaç kadın, Vatikan’ın kadın erkek eşitliğine karşı tutumun içine sindirip kariyer hayallerinden vazgeçip evine dönmüştü?

Papa için ağlayanlar arasında her pazar kiliseye giden kaç kişi vardı acaba?

Papa halk tarafından sevilen ama hayatın gerçeklerine uymayacak kadar muhafazakar bir din adamıydı ve önerileri de o muhafazakarlık çizgisi içindeydi.

Fidel Castro, ‘Papa komünizme karşı değildi’ dese de II.Jean Paul’ün misyonunu belirleyen anti komünizmdi.

20’inci yüzyılın ikinci yarısında Karol Wojtyla, Katolik Kilisesi’nin ilk Slav Papa’sı olarak göreve gelmeseydi Polonya’da Dayanışma Hareketi diye bir şey olabilir miydi?

Papa’nın misyonunu dünyanın gözü önünde görülebilir hale getiren olay Ağca’nın suikast girişimiydi.

Bu suikastın, hiçbir zaman ortaya çıkarılamayan gerçeğinin peşindeki savcılar ve araştırmacıların buldukları ipuçlarında bile bir gerçek gizlenemeyecek biçimde açığa çıkmıştı. Güç odakları, mafya-devlet ve istihbarat örgütleri arasındaki ilişkiler. İnanç ve sembolizm, siyasetin kitlelere en kolay ulaşma yolu olarak benimsenmişti yine.

* * *

AĞCA
suikastı savcılarından Carlo Palermo, 1997’de yayınlanan ‘Hedefteki Papa’ kitabında, suikast girişimlerinin ‘Fatima Meryemi’ adına yapıldığını ileri sürüyordu.

Papa’nın Nisan ayının ilk cumartesi günü hayata veda etmesi bile bu sembolik çerçeveye uygun oldu. İnanışa göre Fatimalı Meryem, ocak ile mayıs aylarının ilk cumartesi günü ölenleri doğrudan cennete götürme vaadinde bulunuyordu.

Sadece Palermo değil, Slovakyalı rahip Sebastiano Labo da, suikastın Fatima ile ilişkisi üzerinde durduğu ‘Fatima’nın ışığında Papa suikastı’ adlı kitabında Fatima kültünün Jean Paul II.’nin dönemindeki ağırlığını savunuyordu rahip Labo. Ağca suikastı 13 Mayıs 1981’de Fatima gününde gerçekleşiyor, bir yıl sonra yine 13 Mayıs’ta bu kez Papa Fatima’dayken İspanyol rahip Fernandez Krohn, ‘Kahrolsun Papa ve İkinci Vatikan’ diye bağırarak saldırıya geçiyordu. Peru’da Maocu gerillalardan, Bosna’da 1997’de yine ülkücü ve İranlı Müslüman militanların ortak girişimine kadar yedi kez daha suikast girişimi ile karşı karşıya kaldı Papa. Tesadüfler mi yoksa senaryolar mı hálá kesin değil ama, olaylar Fatima’nın kehanetlerini ve sembolik anlamını yayıyordu dünyaya.

Fatima, Portekiz’de Cova da Iria’da bulunuyor. Sadece Hıristiyanlar değil, Fatima’nın Hazreti Muhammed’in kızı Hazreti Fatma olduğuna inanan Şii Müslümanlar için de önemli bir ziyaret yeri. Burada Hazreti Meryem’in 1917 yılında üç küçük çoban çocuğa göründüğü söyleniyor. O yıl, mayıstan ekime kadar her ayın 13’ünde görünen Meryem Ana üç kehanette bulunuyor. İlk iki kehanet 1942’de İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen önce açıklanıyor Vatikan tarafından. Bunlar, Rusya’nın dinden uzaklaşmasının insanlığa getireceği acıları, ikinci dünya savaşını ve ancak Rusya’nın dine dönüşü ile barış döneminin başlayacağını söylüyor. Üçüncüsü ise uzun yıllar Vatikan tarafından sır olarak saklandıktan sonra suikast girişimlerinden çok sonra, yakın bir zamanda Papa II. Jean Paul tarafından açıklandı. Beyaz elbiseli bir din adamı açılan ateş neticesinde yere yıkılacaktı. Bu son kehanet gizliydi ama suikastlerin arkasındaki büyük aktörlerin bunu bildikleri iddia edildi hep. Kehanetlerdeki komünizm karşıtı ve ‘Kilise’ye terörist saldırı’ mesajları ile siyasi telkinler, kitlelere ulaştı.

* * *

PAPA JEAN PAUL
, dünyayı gezen Papa sıfatıyla sempati topladı ama hayatın gerçeğine uymayan aşırı muhafazakar yorumları etkili olmadı.

Şimdi kardinaller yeni Papa’yı seçmek için toplanıyor. İnsanlığın karşısındaki büyük sorunlara çözüm getirecek bir Papa aranıyor.

Avrupalı ve Amerikalı kardinallere göre büyük sorunların başında ise ne geliyor biliyor musunuz? ‘Agresif laiklik!’

Bilmem ki yeni Papa’nın misyonu hakkında ipucu sayılır mı bu?
Yazarın Tüm Yazıları