Faşizan demokrasi

DİKKATİNİZİ çekmediyse bilin ki önemli bir haberi atlamışsınız. Ama üzülmeyin, çünkü hem onu özetlemeye hem de o vesileyle düşündüklerimizi sizinle paylaşmaya niyetliyiz: Dünkü Hürriyet’te vardı. Hollanda’da 9 Haziran günü yapılacak erken genel seçimde aday olmak isteyen Türk kökenli siyasilere birer mektup gönderilmiş.

Haberin Devamı

Hollanda İşçi Partisi’ne (PvdA) üye olan ve bu partiden milletvekili seçilmek için kendisine düşen her şeyi yapan aday adaylarına özetle ne deniyormuş biliyor musunuz:

“Türkiye ile Avrupa Birliği arasında müzakere sürecinin başlamasına karar verildiği 2004 yılında partimiz, Ermeni soykırımının tanınması gerektiği konusunun da
bu süreç içinde gündeme getirilmesinden yana tavır koymuştu. O nedenle buna aykırı düşünceler şimdi aday olmanıza engel teşkil eder.”

Bu mektup aday olmak isteyen Türk kökenli 8 aday adayına gönderilmiş ama başka kökenden gelen aday adaylarının hiçbirine bu uyarıda bulunma gereği duyulmamış.

Örneğin Fas yahut Alman kökenli bir Hollanda vatandaşısınız... Bu seçimde İşçi Partisi’nden milletvekili seçilmek istediniz.

Sizi uyarmak ve önünüze “Ya partimizin benimsediği gibi düşünürsünüz yahut başka kapıya gidersiniz” demek gereğini duymuyorlar.

Peki ama ya:

“O karara -hatta eğilime- karşıyım. Çünkü, bunun yanlış olduğunu düşünüyorum ve değiştirilip yanlıştan kurtulmamız gerektiğini savunuyorum.
Mecbur muyum sizin doğru dediklerinizi doğru olarak algılamaya?

Parti disiplinine uyarım ama, görüşlerimi yine partinin kurum ve organlarında saygılı şekilde savunurum” derseniz?

Bize her fırsatta ahkâm kesip demokrasi dersi veren Joost Lagendijk adındaki Hollandalı eniştemiz bu duruma ne diyor acaba?

Dünkü haberde “aday listesinin kesinleştiği” bildirildiğine ve Türk kökenli isimlerden bazılarının aday gösterildiğine bakınca “Demek sessiz sedasız baş eğmişler” diyorsunuz. Ama bunun “demokratik zihniyetle” zerre kadar ilgisi olmayan, faşizan ve ırk ayrımcılığı içeren bir baskı örneği olduğunu ister istemez görüyorsunuz.
Aslında bu iğrenç baskı Hollanda’da 2006 yılındaki genel seçimde de -şimdi tekrar aday olan- Nebahat Albayrak’a yapılmış. Sonunda -yanlış anımsamıyorsak- Albayrak boyun eğmişti.

Benzeri bir olay da Belçika’da yaşandı. Ama Türkiye’de birinin ayağına iğne batsa kıyameti koparan demokrasi âşığı Avrupa’da hiç kimse tepki göstermedi.

Çünkü bu tür demokrasi ihlalleri ancak onların çıkarları yönünden bir sorun yaratabilecekse önemlidir. Aksi halde kıllarını bile kımıldatmazlar.

Yazıyoruz... Çünkü “Batı” uygarlığının iyi ve doğru tarafları yanında, öteki yüzünü de görmezsek sonunda onların yanlışlarının ortağı oluruz.

Yazarın Tüm Yazıları