Evdeki düşman

TERÖR saldırılarına karşı, ortak bir anlayış ortaya çıkmaya başladı. Görmeyelim, duymayalım, fazla derinleşmeyelim.

Bunun nedenini anlamak mümkün.

Teröristlerin reklamını yapacak değiliz.

Hiçbir mesaj, insan hayatına kast edilerek verilecek kadar kutsal değildir.

Bunu da biliyoruz.

Ama terör, üzeri kapatılırsa gerileyecek, yok olacak diye bir anlayış olamaz. Önceki gün İngiltere Başbakanı Blair’in teşhisi çok doğruydu. Terör kötülük ideolojisidir dedi Blair.

Doğru. Öyleyse bu kötülük ideolojisine karşı verilen mücadelenin ne olduğunu öğrenmek, teröristlere karşı hangi güvenlik önlemlerinin alındığını sormak da bir haktır.

Ne yaptınız? Nasıl mücadele ediyorsunuz?

Bu soru bugün Londra’da da soruluyor, Türkiye’de de sorulmalı.

Londra’da metroya bombalı saldırıları gerçekleştirenlerden Pakistan kökenliMuhammed Sıddık Han’ın geçen yıl ele geçirildikten sonra, terör olayları ile doğrudan ilişkisi bulunmadığı için serbest bırakılmış olması olay yarattı.

Gözler MI5’a çevrildi. Örgüt, iki günden beri kendisini savunuyor en sonunda dün İngiliz gazetelerinde bir yetkili, olanaklarının kısıtlı olduğundan teşkilata 1000 kişinin alımı için daha yeni karar çıktığından bundan sonra durumun farklılaşacağından söz ediyordu.

İngiliz halkı, terör felaketinde olduğu gibi, şimdi güvenlik boşluklarını da soğukkanlı bir biçimde sorguluyor ama sorguluyor.

Ben de, 30 Nisan’da meydana gelen ve Kuşadası’nda bir polisin yaşamını kaybetmesiyle sonuçlanan bombalı saldırıdan sonra neler yapıldığını soğukkanlı bir biçimde sorgulamak ihtiyacı duyuyorum.

* * *

TERÖRLE
mücadele hiç kolay değil, ne de yüzde yüz kesin sonuç mümkün.

Ama önceki günkü olaydan sonra Tayyip Erdoğan’ın, Başbakan olarak ağzından duymak istediğimiz en son şeydi, yüzde yüz mücadele diye bir şeyin söz konusu olamayacağı.

Çünkü, teröre karşı önlemleri, yüzde yüz mücadele ve yüzde yüz sonuç almak üzere örgütlenmek zorunda. Mücadele zincirinin her noktasındakilerin sorumluluk bilinci bu olmalı.

Mazereti kabul edilir hale getirdiğinizde, caydırıcılığı nasıl sağlayacaksınız?

Terör eylemlerini yansıtırken ölçüyü tutturmak çok önemli. Tamam kabul ediyorum. Teröristlerin ekmeğine yağ sürmeyelim. Pekiyi ya sorumluluklar? Turizm mevsiminde paniğe yol açmamak için haberi büyütmemeye özen göstersek de kötülük ideolojisiyle beslenenler aramızda.

* * *

EVET,
düşman evimizde. Terörle mücadelede bunu kavramak çok önemli. Oysa 11 Eylül’den sonra hep kökü dışarıda terör anlayışı hakim oldu. Terörle mücadele için Afganistan ve Irak’a gidildi.

Biz de, terörizme karşı etkili sonucu almanın tek yolunun Kuzey Irak’taki PKK varlığına karşı askeri müdahale olduğu inancına kapıldık.

Ama teröre darbe indirmek için uzağa gitmeye gerek yok.

Çünkü, düşman evde. Terörizme karşı mücadele de evden başlamak zorunda.

Londra’daki bombalı saldırılardan sonra bu noktaya gelindiği anlaşılıyor.

Hakları tırpanlamadan terörizme karşı önlem almak mümkün mü? Tartışmanın özü bu noktada.

Herkesin kendi değerlerini yaşadığı paralel kültürlü toplumla değil ama, ortak değerlerde birleşen uzlaşma toplumları yaratabildiğimizde neden olmasın?
Yazarın Tüm Yazıları