Elli milyon seçmene 69 milyon 163 bin 710 oy pusulası

“- OY pusulaları çoktan dağıtılmış, elden ele dolaşıyor.

Haberin Devamı

- Seçmen sayısında anormal artış var”.
Bu ve buna benzer dedikodular ayyuka çıkmış bulunuyor. Seçimin güvenliğine ilişkin tedirginlik, rahatsızlık almış başını gidiyor.
Bunlar o kadar çok konuşuluyor ki, dün Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ali Em’e soruyorum.
Oy pusulaları dışında, uzun süredir gündemde bulunan diğer konu, seçmen sayısındaki anormal artış.
Seçmen sayısı 2007 seçiminden 2011’e, önümüzdeki pazar gününe sekiz milyon artmış görünüyor. Dört yılda sekiz milyon. Seçmen sayısında rekor artış. Çok garip.
Bunu da Ali Em’e soruyorum.

BEYAN ESASI VE ADNKS

YSK Başkanı Ali Em önce seçmen sayısındaki artışın nedenini açıklıyor:
“2007’de seçmen sayısı 42 milyon. 2009’da 48 milyona çıkmış. 2011’de ise, seçmen sayısı 50 milyon. Dört yılda seçmen sayısı toplam sekiz milyon artmış. Bu artış nereden kaynaklanıyor?”
Ben de, bunu soruyorum. Ali Em:
“Seçmen sayısını biz Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nden (ADNKS)alıyoruz. 31 Aralık 2010 tarihi itibariyle Türkiye’nin nüfusu 73 milyon 722 bin 988.
Seçimin yapılacağı 12 Haziran 2011 günü itibariyle oy kullanma yetkisine sahip olmayan 18 yaş ve altındaki nüfus 23 milyon 312 bin 112.
73 milyondan 23 milyon çıkarılınca, geriye 50 milyon kalıyor. Bu da bugünkü seçmen sayısı”.
Bu hesap iyi güzel ama, belli ki, seçmen sayısına 2007’de tam ulaşılamamış, ortaya çıkan bugünkü ciddi artış bunun sonucu. Bu soruma Ali Em:
“Eskiden nüfus kayıtları beyan esasına göre tutuluyor. Oysa, 2008’de Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne geçiliyor. Nüfus sayısı ve nüfusun yapısı çok daha gerçekçi hale geliyor”.
Yani, eskiden uygulanan beyan esası yanlış. Seçmen sayısındaki sekiz milyonluk artış, beyan esası ile ADNKS arasındaki farktan ileri geliyor.

Haberin Devamı

2002 VE 2007 BÖYLE

Oy pusulalarının ortalıkta dolaştığı iddialarını, YSK Başkanı Ali Em rakamlarla yanıtlıyor.
“Türkiye’de 199 bin 207 sandıkta oy kullanılacak. Sandıklardaki seçmen sayısına göre, biz her sandığa üç yüz paket göndermek zorundayız. Bir de, o sandıkta kayıtlı olmayan ama, görevli olanları da dikkate alırsak, üç yüz paketi yüzde on artırıyoruz ve her sandığa üç yüz otuz paket gönderiyoruz”.
Böylece YSK’dan tüm Türkiye’ye gönderilmesi gereken oy pusulası sayısı 65 milyon 738 bin 310. Ayrıca kaybolma, hasar görme gibi nedenlerle oy pusulalarını yedekleme açısından il ve ilçelere onar paket daha gönderiliyor. Bunun toplamı 3 milyon 425 bin 400.
“Sonuçta, tüm Türkiye’ye gönderilen oy pusulası sayısı 69 milyon 163 bin 710”.
Bunlar Ali Em’in verdiği rakamlar. Elli milyon seçmen, buna karşılık 69 milyon oy pusulası. Kuşku uyandırmaz mı, bu dedikodular bundan dolayı çıkmıyor mu? Ali Em:
“2002 ve 2007 seçimlerinde de uygulama aynen böyle olmuş. Tedirginliğe gerek yok”.

Haberin Devamı

YARGIÇ GÜVENCESİ

İl ve ilçe seçim kurullarının başında yargıçlar var. Seçimin güvenliği yargıçlara teslim.
Ayrıca, özellikle muhalefet partileri sandık güvenliği için kendi önlemlerini alıyor. CHP ve MHP sandık başlarında çok sayıda elemanını görevlendiriyor.
Sandıktan çıkan sonuç ne olursa olsun, Türkiye genellikle huzurlu seçim yapıyor.

Bakanlıkları önceden açıklamak

BAŞBAKAN Erdoğan dün Bakanlar Kurulu ile ilgili değişiklikleri anlatıyor. Yeni hangi bakanlıklar kuruluyor, hangi bakanlık hangisiyle birleşiyor gibi, yapısal bir değişim.
Aslında bu erken bir açıklama. Erdoğan yeniden tek başına iktidara geleceğinden o kadar emin ki, seçim sonrasında oluşacak Bakanlar Kurulu yapısını seçimden dört gün önce açıklıyor.
İktidara AKP gelmez de, bir başka parti gelirse, Bakanlar Kurulu’nu dün açıklanan biçimiyle oluşturmak isteyeceği ne malum?
Bunun başka örnekleri var. Ecevit 1978’de Bakanlar Kurulu yapısını değiştiriyor, ama bunu iktidara geldikten sonra yapıyor. Demirel Devlet Bakanı sayısını artırıyor, bunu yine hükümet kurma aşamasında yapıyor.
Erdoğan’ın yapısal değişikliği önceden açıklaması, seçim yasaklarına girer mi, girmez mi, tartışmaya değer.

Yazarın Tüm Yazıları