Elde ahali kalmadı

EN doğru sözü önceki gün, PKK tarafından alçakça -çünkü pusu kurarak can almak erkekçe değil alçakçadır- şehit edilen 4 polis memurunun Adana’daki dünkü cenaze töreninde, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın “Amanoslar’ı temizleyin” talimatı üzerine CHP İl Yönetim Kurulu üyesi Abeydullah Kolcu söylemiş. Merak mı ettiniz?

“Dağda mücadele eden komutanları içeri atıyorsunuz. Kim temizleyecek?” diye bağırmış.

En hazini, Sayın Bakan, yanındaki güvenlik güçleri yetkililerine bu talimatı verirken, Balyoz davasında hakkında yakalama emri bulunan 6’ncı Kolordu Komutanı Korgeneral Nejat Bek de törende hazır bulunuyormuş.

Gerçekten bir yandan terörle mücadele ediyorsunuz, öte yandan da kamu vicdanında yankı bulmayan, bir başka deyişle inandırıcılık derecesi çok düşük suçlamalarla, 28’i general ve amiral olmak üzere tam 102 komutan hakkında tutuklama kararı çıkarılmasının ardında duruyorsunuz.

Dünkü yandaş medyada çarşaf çarşaf şikâyetler vardı:

“Gelin sizi hapse tıkacağız” diye ellerine tebligat tutuşturulan komutanlardan 60 yahut 80 küsuru adına avukatları, yasal haklarını kullanmışlar. “Tutuklama kararı veren yargıçları” reddetmişler.

Sanki yasal hak kullanmak suçmuş gibi, “Öyleyse görüldükleri yerde gözaltına alınmalılar” diye feryat ediyorlardı.

Gözünüzü kin ve hırs bürüyünce herhalde böyle oluyor. Ortada insaf, iz’an, idrak, sağduyu filan kalmıyor. Nitekim bakıyoruz, en masum hak arayışlarını bile okuyucularına ve izleyicilerine “Şimdi de şunu kurtarmak için bu yola gittiler” türü başlıklarla sunuyorlar.

Bunlara anımsatalım:

Geceleri yastıklarına başlarını ölüm korkusu olmadan koyabilmelerini -kısaca huzurlarını- borçlu oldukları insanlara karşı güttükleri bu hınç ve intikam siyasetini başkaları hakkında pek gütmediler.

Örnek mi istiyorsunuz?

Geçen yıl aralık ayında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “Terör örgütü PKK/Kongra-Gel’in propagandasını yapmakla” suçlandıkları için “Görüldükleri yerde yakalanmalarına” karar verilen Barış ve Demokrasi Partisi milletvekilleri hakkında bu kadar acımasız değillerdi.

Nitekim o kararda adı geçen Emine Ayna ve Selahattin Demirtaş’a yollarda karşılaştıkları hiçbir polis bugüne kadar, “Hadi savcılığa gidelim” demedi.

Aynı şekilde çağrılan Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk da defalarca ifade verdiler. Kaçan maçan da olmadı.

Dönelim yine hükümetin asayişten sorumlu bakanına:

“Dağda mücadele edenleri içeri atıyorsunuz. Kim temizleyecek?” diyen CHP’linin sözlerine...

Şair Eşref’in Sultan Abdülhamit’e hitaben yazdığı bir dörtlük vardır, bilir misiniz? İsterseniz gerçeği orada arayalım:

“Padişahım, bir dirahta (ağaca) döndü kim guya vatan,

Daima bir baltadan bir şahıhâlî (kesilmedik dalı) kalmıyor:

Gam değil amma bu mülkün böyle elden gitmesi,

Gitgide zulmetmeğe elde ahali kalmıyor.”
Yazarın Tüm Yazıları