Duygular değişiyor S abahın ilk



Duygular değişiyor


Sabahın ilk saatlerinde bilinçaltının derinlerinden yükselen korkular gerilim hissine neden olacak. Son derece etkileyici rüyalar görmüş olarak uyanabilirsiniz. Şayet sizi derinden etkileyen ve korkutan bir rüyadan uyandıysanız, kötü olaylara yormayın. Çünkü gerçek hayatta karşılaşacağınız duygusal deneyimi rüya aracılığı ile yaşamış oluyorsunuz ve gerçekten yaşamanıza gerek kalmıyor. Öğle saatlerinde Ay, Oğlak burcuna geçiyor ve duygular değişiyor.


Gerçekçi olanlar peşin hüküm vermez


Yeni bir başlangıcın arifesinde bulunduğumuz şu saatlerde geçmiş ve geleceğin hesaplarını yaparken düşünce biçiminiz ve düşüncelerinizin yönü çok önemli.

Genel olarak bir olayla karşılaştığımız zaman hemen yorum yaparız. Olayın ne olduğunu pek düşünmeyiz.

Meydana gelen olay gerçektir. Mesela düştünüz ve kolunuzu kırdınız. Kolunuzun kırılmış olması gerçeğin kendisidir. Fakat bu gerçek üzerine hemen yorum yapar ve bir hükme varırız.

Genellikle hemen yapılan yorum şöyledir: ‘Çok kötü, şimdi çalışamayacaksın!’ Veya bu durumun çok kötü olduğunu ifade eden başka tarifler yapacaksınız. Fakat ne söylerseniz söyleyin, bütün söyleyecekleriniz aceleci hükümlerden öteye gitmeyecek ve gerçeği tarif etmeyecektir.

Halbuki gerçek son derece yalın ve basit bir biçimde kolun kırılmış olmasıdır. O kadar. Bu olayın iyi ya da kötü olduğunu belirleyecek olan ise daha sonra buna bağlı olarak meydana gelecek olaylardır. Ve genellikle aceleyle alınan kararlar, olayları anlamanıza ve gerçeği yaşamanıza engel olur.

Kötü gibi görünen bir olay çok iyi olabileceği gibi, çok iyi görünen bir durum ise şanssızlığa dönüşebilir. Ancak hem şans, hem de şanssızlık kişinin yorumundan öte bir durum olmadığı gibi aceleci yorumlar ise kişinin gerçekleri anlamasını ve yaşamasını zorlaştırır.

Mesela kolu kırılan kişi, kırık kolunu kullanamadığı için kendisinin de mutlaka bulunması gereken bir organizasyonun içinde yer alamaz ve birlikte yapılan işin dışında kalarak çok daha talihsiz bir kazadan kurtulmuş olabilir.

Böyle bir kişiyi hatırlıyorum. İşe giderken bacağını kırmıştı. Hem de düz yolda giderken bacağını kırmış olduğu için kendisine kızıyordu. Kendisini ziyarete gittiğimde kızgınlığı devam ediyor ve kendisini aptallıkla suçluyordu. Ben de kendisine boşuna kızdığını söyleyip işe giderken ne düşündüğünü sormuştum. O da aslında bu işte çok mutsuz olduğunu fakat yakın akrabasının aracı olduğu bu işi bırakmak istediği halde bırakamadığını anlatmıştı. Ben de bunun üzerine talihsizlik olarak yorumladığı olayın aslında bir şans olduğunu, böylece sağlık sorunundan dolayı işe gitmeyeceğini, iyileştikten sonra da gitmeyebileceğini söylemiştim. Üstelik mutsuzluk içinde çalışmaya devam etseydi, depresyona girebileceğini veya daha kötü hastalanabileceğini de sözlerime ilave ettiğim zaman gözleri ışıldadı ve ‘Hiç böyle düşünmemiştim, haklısın’ demişti.

Aslında sadece bir gerçek var. O da bacağının kırılmış olması ve işe gidemiyor olması. Bunun iyi ya da kötü olduğunu ise daha sonra meydana gelecek olaylar gösterecek. Fakat önemli olan, kişinin gerçeği kabul edip bu gerçeği yaşamayı bilmesidir. Çünkü meydana gelen olaylar aslında bizim gerçek ihtiyaçlarımızla ortaya çıkan durumlardan başka bir şey değil. Ve irfan sahibi olanlar bunu çok iyi bilir, ne iyilikler ne de kötülüklerle karşılaştıkları zaman aceleci hükümler vermezler.

Gerçekleri yaşamayı bilenler ise hayatın akışı içinde irfan sahibi olurlar. Çünkü bilgi hayatın içindedir. 2006 yılında bilginin bilincinize ulaşmasını diliyorum, iyi seneler.
Yazarın Tüm Yazıları