Güncelleme Tarihi:
Rusya ile Ukrayna arasında devam eden ve üçüncü haftasına giren savaş olanca şiddetiyle sürerken, Ukrayna ordusu tüm dünyayı şaşkına çeviren bir direniş sergiliyor. Dünyanın en büyük kara kuvvetlerinden birini elinde bulunduran Rusya, Kiev güçleri karşısında yıkıcı ama bir o kadar da ağır bir ilerleme kaydediyor.
NATO üyesi ülkelerin ekonomik ve jeopolitik güç dengeleri nedeniyle karşı karşıya gelmekten kaçındığı Rus ordusuna karşı tek başına direnen Ukrayna, bugüne kadar tüm tahminleri boşa çıkartmayı bildi.
Peki ama bu direniş nasıl bu kadar uzun süre dayanabildi? Ukraynalı yetkililerin dahi sekiz yıl önce bitik bir halde olduğunu söylediği ordu, aradan geçen sürede nasıl oldu da dünyanın en güçlü ordularından birine karşı güçlü bir direniş hattı kurabildi?
2014 YILINDA ORDUNUN BİTİK HALDE OLDUĞU SÖYLENDİ
2014 yılında Ukrayna ordusunu teftiş eden güvenlik uzmanları, ordunun yıpranmış ve bitik bir halde olduğunu raporlarına eklemişti. Bu görüşün bir benzeri, Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı’nda görev yapmış emekli General Victor Muzhenko’dan gelmiş, ordunun içinde bulunduğu kötü durumu her fırsatta gündeme getirmişti.
Ancak sekiz yılın ardından 24 Şubat tarihinde başlayan işgalde bir şeyler değişti ve “bitik” denilen Ukrayna ordusu küllerinden doğdu. Tatbikatlarda göz dolduran Rus ordusu beklemedikleri bu güç karşısında şaşkına uğradı.
Ukrayna’nın sert direnişinin arka planında sekiz yılı bulan bir hazırlık dönemi var. 2014 yılında Ukrayna ordusunda başlatılan reformlar ise dört temel faktöre dayanıyor.
ASKERİ TEÇHİZAT YENİLENDİ VE YENİ BİR KÜLTÜR OLUŞURULDU
İlki, 2016 yılında Ukrayna’nın jeopolitik gelişmeler ve ordunun durumu nedeniyle aldığı reform kararıydı. İkinci olarak, eski Sovyetler Birliği’nden kalan silah ve mühimmatın değiştirilmesi gündeme gelmişti.
Bu kararla birlikte, ABD başta olmak üzere batılı devletlerden milyonlarca dolarlık yardım ve son teknoloji askeri teçhizat satın alındı.
Fakat en önemli değişikliklerin başında ordunun gençleştirilmesi geliyordu. Askeri düşünce sistemini olduğu gibi değiştiren bu karara göre, genç liderlerin savaş alanında doğrudan karar vermelerinin yolu açıldı.
Sahada bulunan komutanlar, değişen koşullar altında Genelkurmayın iznini beklemeden emirleri değiştirme yetkisine sahipti.
Son olarak, Ukrayna Ordusunun işgale karşı bir halk ordusu biçimini almasıydı. Savaş başlamadan önce olgunlaşan bu gönüllülük kültürünün sonucu olarak, Ukrayna Müşterek Kuvvetler Karargâhı Sivil-Asker İş Birliği Ortak Merkezi kuruldu ve bu kurum savunma hatlarının organize edilmesinde önemli görevler üstlenmeye devam ediyor.
RUS ORDUSU HER SAVAŞTA MERCEK ALTINDAYDI
Ayrıca unutulmamalı ki, Rus ordusunun son yıllardaki askerî harekâtları ve manevraları NATO başta olmak üzere pek çok ülke tarafından yakından inceleniyordu.
Özellikle, 2008 yılında Rusya ile Gürcistan arasındaki gerilimde Rus ordusunun manevraları mercek altına alınmıştı.
Dolayısıyla, Rusya’nın askeri manevraları Ukrayna güçleri için şaşırtıcı olmamıştı. Bu savaşta en beklenmeyen, Ukrayna ordusunun göstermiş olduğu direnç oldu.
ACİLEN DÜZELTİLMESİ GEREKEN BEŞ BAŞLIK BELİRLENDİ
2014 yılında Ukrayna hükümetinin ordunun durumu ile ilgili başlattığı kapsamlı incelemelerde tespit edilen eksiklikler, siber saldırılara karşı savunma oluşturamamaktan, ordu sağlıkçılarının noksanlıklara kadar çözülmesi gereken bir dizi sorun tespit edildi.
Bununla birlikte, ordu içinde yolsuzluk had safhadaydı. Birliklerin maaşları yatırılamıyor ve temel erzaklar giderek azalıyordu. İkmal düzeni tamamen dağınık bir haldeydi.
2016 yılında bu sorunların giderilmesi için çalışmalara başlandı. Ordunun düzene sokulabilmesi için beş başlıkta reformlar yapılmaya başlandı.
RUS TEHDİDİ EKSİKLİKLERİN GİDERİLMESİNİ HIZLANDIRDI
Bu reformlar, komuta ve denetleme heyetlerinde, temel planlama ve operasyonları yerine getiren birimlerde, tıp, ikmal ve askeri personelin eğitiminde yaşandı.
Sadece dört yıl gibi kısa bir sürede hayata geçirilmesi planlanan iddialı bir takvim çıkartıldı.
En iyi koşullarda dahi zorlu bir çaba isteyen bu değişim hareketi sırasında Ukrayna ordusu bir taraftan da Donbas’taki Rus ayrılıkçı güçleriyle savaş yürütüyordu.
Bu gibi zorlu hazırlık dönemlerinde tetikleyici ve güçlü bir motivasyona ihtiyaç duyuluyor. O motivasyon, Rusya’nın her an başlatabileceği işgal fikriydi. Tehlike karşısında duyulan büyük korku, ordunun eksikliklerinin giderilmesi için önemli bir kaldıraç görevi gördü.
ABD YARDIMLARI 2.7 MİLYAR DOLARA ULAŞTI
ABD, Ukrayna ordusunun başlattığı askeri reformları destekleme kararını, 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ve Donbas bölgesinde başlayan ayrılıkçı hareketin güçlenmesinden hemen ardından aldı. Ukrayna’ya verilen mali yardımlar hızla arttırıldı.
2014’te Obama yönetimi, Ukrayna’ya 291 milyon dolarlık mali yardımda bulundu. Bu rakam 2021 yılına gelindiğinde, 2.7 milyar doları bulmuştu. Ayrıca, bu zaman içerisinde Ukrayna ordusunun askeri mühimmatları hızla yenilendi.
ABD'Lİ UZMANLAR YAVORİV'İ EĞİTİM ÜSSÜ HALİNE GETİRDİ
Bu yardımların önemli bir parçası da ABD’li uzmanlar tarafından verilen eğitimlerdi. ABD ordusu, Yavoriv askeri üssünde Ukrayna ordusunu eğitmeye başladı. Kısa bir süre sonra, üs birinci sınıf bir eğitim merkezi haline geldi. 2015'ten bu yana, Yavoriv askeri üssünde her yıl en az beş askeri tabur eğitim gördü.
2016 yılında Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko; ABD, Kanada, Britanya, Litvanya ve Almanya’dan üst düzey savunma danışmanlarına çağrıda bulunarak, Ukrayna ordusunun 2020 yılına kadar NATO standartlarına ulaşabilesi ve silahlı kuvvetlerinin modernizasyonu konusunda yardım istedi.
Bu talep, Ukrayna’nın NATO üyeliği için önemli bir ilk adımdı. Ukrayna yönetimi, NATO’ya girildiği takdirde hızlı bir şekilde NATO birimleriyle entegrasyonu sağlamayı planlıyordu.
Ayrıca, askeri desteğin içinde Humvee arazi araçları, insansız hava araçları, keskin nişancı tüfekleri, kara gözetleme radarları, termal kameralarla donatılan çeşitli silah ve teçhizatı içeriyordu.
RUS TANKLARINI DURDURMAK İÇİN YARDIMLAR HIZLANDI
Savaş başlamadan önce en çok merak edilen Rus tanklarının nasıl durdurulacağıydı. Bu nedenle, Ukraynalıları en çok ilgilendiren konu son sistem tanksavar füzelerini elde etmekti.
Çünkü 2014 yılında Rusya, Donbas bölgesindeki ayrılıkçılara T-90 tankları gönderdiğinde Ukrayna’nın mevcut tanksavar cihazları T-90 tanklarının zırhına etki etmemişti.
2017 yılında ABD, Rus tanklarına karşı etkisiz kalan Ukrayna ordusuna yardım etmek için Javelin tanksavar füzelerini gönderdi. İşgal yaklaştığında ise Litvanya, Letonya, Estonya ve Britanya, Stinger füzeleri ve Javelin tanksavar füzelerini Ukrayna ordusuna göndermeye başlamıştı.
YENİ BİR SUBAY NESLİ ORTAYA ÇIKTI
Savaşın nasıl şekilleneceği, Rus ordusunun yapabilecekleri 2014 yılında Donbas'ta yaşanan çatışmalarda ortaya çıkmıştı. Rus ordusunun kara kuvvetleri sayesinde hızlı hareket etmesinin önüne geçilmeliydi.
Modern savaşın hızı ve yok ediciliği göz önüne alındığında, emir komuta zincirinin bu duruma göre yeniden düzene sokulması gerekiyordu.
Rus kuvvetleriyle savaşırken, müfreze liderleri ve bölük komutanları gibi alt düzey liderlerin Genelkurmay karargahından onay bekleyecek zamanının olmadığı anlaşılmıştı. Bu savaşın çok hızlı olacağı daha başlamadan biliniyordu.
Bu yeni kültür, Rus ordusunun hızını önemli ölçüde kesti. Ukrayna ordusunun yarattığı askeri kültür her şeyden önce yeni bir subay neslinin ortaya çıkmasına yardımcı oldu.
ASKERE YAZILDILAR, VAKİT KAYBETMEDEN CEPHEYE HAREKET ETTİLER
Bütün savunma savaşlarında olduğu gibi siyasi görüşü, sosyal statüsü ve ekonomik durumu farklı olan milyonlarca insan ülkesini savunmak için gönüllü olarak askere katıldı. Ama eğitim için çok az zamanları vardı. Öyle ki, farklı üniformalar ve hızla oluşturulan birlikler hızla silahlandırıldı.
Fakat bu hazırlıksız halde dahi olsa hızla cepheye hareket ettiler ve Rusya’nın ilerleyişinin yavaşlatılmasında önemli görevler üstlendiler.
120 BİN KİŞİLİK YEDEK BİR ORDU KURULDU
Fakat, ortada ciddi bir dağınıklık söz konusu olduğundan, bu yılın Ocak ayında yürürlüğe giren yasa ile Ukrayna Müşterek Kuvvetler Karargâhı Sivil-Asker İş Birliği Ortak Merkezi, bölgesel savunma gücü olarak kuruldu ve koordinasyonu sağlama görevini üstlendi.
Bugün Sivil-Asker İş Birliği Ortak Merkezi’ne bağlı 10 bin askerin bulunduğu 20 tugayda sivil halktan oluşturulmuş 120 bin kişilik yedek bir güç bulunuyor. Hazırlıkları tam olmayan bu yedek ordu yine de savaşın içerisinde önemli katkılar sağlamayı sürdürüyor.
Elbette şurası gerçek ki, reformlara ve yöntemlere rağmen, Ukrayna ordusu Rus savaş makinesi karşısında hâlâ gölgede kalıyor.
Bu gerçeğe rağmen ülkelerini savunan insanların, Rusya’ya karşı direnişi sürmeye devam ediyor…