Güncelleme Tarihi:
“Rusya üstümüzde, sivillerin üstünde, şehirlerimizin, altyapımızın üstünde füzeler, uçaklar, helikopterler kullanıyor. Dünyanın yanıt vermesi insani bir görevdir!”
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, birkaç gün önce uluslararası topluma bu sözlerle seslendi. Uçuşa yasak bölge ilan edilmediği sürece, yaşanacaklardan Batılı devletlerin sorumlu olacağını hatırlatan Velenski, “Bugünden sonra hayatını kaybedecek olan tüm insanlar sizin yüzünüzden ölecek. Zayıflığınız ve bölünmüşlüğünüz yüzünden…” demekten de geri durmadı.
Ukrayna lideri Zelenski'nin eşi Olena Zelenska ise dün dünya kamuoyuyla paylaştığı "Küresel Medyaya Açık Mektup"ta, Ukrayna halkının asla pes etmeyeceğinin altını çizdi. Zelenska mektubunda ayrıca şunları söyledi:
"Gücü olanların göklerimizi kapatmasına ihtiyacımız var. Gökyüzünü kapatın, karadaki savaşı biz kendimiz hallederiz. Ukrayna yarın sivilleri kurtarma bahanesiyle saldırgan bir biçimde sizin şehirlerinize girebilecek olan gücü durduruyor."
RUSYA İLE KARŞI KARŞIYA KALMAKTAN ÇEKİNİYORLAR
Ukrayna yönetimi uzun zamandır Rusya’nın hava üstünlüğünü sınırlamak, şehirlere yönelik hava harekâtlarını engellemek için NATO üyesi ülkelere, Ukrayna hava sahasında “Uçuşa yasak bölge” (No Fly Zone) ilan etmeleri için çağrıda bulunuyor.
Ukrayna’nın talebi doğrultusunda ilan edilecek “Uçuşa yasak bölge” ile Rus uçakları ve balistik füzeleri Ukrayna topraklarında kullanılamayacağı gibi Rusya’nın harekâtını da önemli ölçüde engelleyecek.
Fakat, bu kararı almak Batılı ülkeler tarafından hiç de kolay değil. Uzun zamandır gündemde olan “Uçuşa Yasak Bölge” kararı, ABD Başkanı Biden ve NATO üyesi ülkelerin liderleri tarafından lojistik zorluklar ve Rus ordusuyla karşı karşıya gelme riski nedeniyle ilan edilemiyor.
Rusya’ya dair askeri yaptırımda bulunamayan Batılı ülkeler, işgalin başladığı 24 Şubat’tan bu yana ekonomik yaptırımlarla Rusya’yı köşeye sıkıştırmaya, Rusya’nın içindeki ve dışındaki baskı unsurlarını devreye sokmaya çalıştı. Rusya’nın SWIFT sisteminden çıkarılması, petrol ithalatını yasaklanması ve Oligarkların yurt dışında bulunan mallarına tedbir konulması bu yaptırımlardan bazıları…
İNSANİ KRİZ DERİNLEŞİYOR
NATO üyesi ülkeler tarafından başlatılan yaptırımlara rağmen Rusya, Ukrayna’ya yönelik operasyonuna hız kesmeden devam ediyor. Rus ordusu, Başkent Kiev ve diğer büyük şehirlerde operasyonlarını yoğunlaştırırken, yerleşim yerlerine yönelik füze saldırılarını da arttırdı.
Yerleşim bölgelerine yönelik saldırıların artması insani krizin daha da derinleşmesine yol açıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) hazırladığı raporda, savaşın başlangıcından bu yana 2 milyondan fazla Ukraynalının ülkeyi terk ettiği, 1 milyon kişinin ise evlerini terk ederek ülke içinde dolaşım halinde olduğu belirtiyor.
Bu nedenle, Ukrayna yönetimi sivil yerleşim yerlerine yönelik hava saldırılarını sonlandırmak için acil olarak “Uçuşa Yasak Bölge” ilan edilmesi için uluslararası topluma çağrıda bulunuyor.
Peki, uluslararası toplum bu talebi ne oranda destekleyecek? Dört soruda “Uçuşa Yasak Bölge”nin ne anlama geldiğine bakalım…
1-UÇUŞA YASAK BÖLGE NEDİR?
Uçuşa yasak bölge, en temel haliyle bir ülkenin hava sahasını belirlenen ülke veya ülkelerin hava güçlerine kapatmak anlamına geliyor.
Çatışma dönemlerinde, iç güvenliğin tehdit altında olduğu bazı durumlarda ve sivil halkın korunmasını gerektiren şartlarda, geçici güvenlik amacıyla hava sahası uçuşlara kapatılıyor.
Peki, hava sahası uçuşlara kapatıldığında bu yasağı kim nasıl denetliyor? “Uçuşa Yasak Bölge” ilan edilmesiyle birlikte, bölgeyi denetleyecek ülkeler hava saldırılarını veya istihbarat faaliyetlerini engelleyecek.
Bununla birlikte, ekipman, malzeme ve personel noksanlıkları nedeniyle “Uçuşa Yasak Bölge”nin devamlılığını sağlayabilmek lojistik açıdan bir hayli zor.
KARAR, BÜTÜN NATO ÜLKELERİNİ RUSYA İLE KARŞI KARŞIYA GETİREBİLİR
NATO yetkilileri, yasak kararının alınmasıyla yüzlerce uçağa gereksinim duyacaklarını ve hepsinden önemlisi 30 ülkeden oluşan ittifakın koordinasyonunun doğru şekilde sevk ve idare etmeleri gerekitğini söylüyor.
İşler bu noktadan sonra karmaşıklaşıyor. Öyle ki, NATO tarafından Ukrayna hava sahası uçuşa kapatılırsa, koalisyon güçlerinin hava kuvvetleri devriye uçuşları yapmak zorunda kalacak. Eğer, Rus hava kuvvetleri yasağı umursamadan Ukrayna hava sahasına girerse, NATO uçakları tarafından ateşle karşılık verilecek.
Ayrıca, kararın ardından füze savunma sistemi “MIM-104 Patriot” ülkeye kurulacak. Bu da, NATO üyesi bütün ülkelerin Rusya ile karşı karşıya gelmesine yol açabilir.
2- NATO, NEDEN 'UÇUŞA YASAK BÖLGE' FİKRİNE KARŞI DİRENİYOR?
NATO yetkilileri, Rus güçleri ile karşı karşıya gelme ve ateş açma durumunda çatışmaların yönünün değişeceğinden endişe duyuyor.
İşgalden önceki aylarda Rusya, göz göre göre Ukrayna çevresine birliklerini konuşlandırdığında dahi ABD Başkanı Biden ve NATO yetkilileri, Ukrayna’yı savunmak için Rusya’yla karşı karşıya gelmeyeceklerini söylemişti.
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jen Psaki, Rusya’nın başlattığı askeri operasyon sonrasında yaptığı açıklamada, “Bu kararı almamız, Rus uçaklarına yönelik saldırılarda bulunabileceğimiz anlamına gelecektir. Bu da kesinlikle krizi tırmandırıcı bir karar olacaktır. Ayrıca bizi Rusya ile askeri bir çatışmanın içine sokacaktır” ifadesini kullanmıştı.
ABD Senatörü Marco Rubio ise “Bu, Üçüncü Dünya Savaşı anlamına gelir” açıklamasını yapmıştı.
'BİZE DÖNÜK YAPILAN HER MÜDAHALEYE YANITIMIZ ÇOK SERT OLUR!'
Uluslararası kamuoyunun Ukrayna’nın yanında durması ve Rusya’ya yönelik art arda gelen yaptırımlar sonrasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, tüm batılı güçleri hedef alarak, kendilerine müdahale eden her kim olursa savaşın içinde yerini alacağını söylemişti.
Putin, tüm dünyayı endişeye sokan açılamasında “Bize dönük yapılan herhangi bir müdahaleye yanıtımız çok sert olacaktır. Sizi temin ederim ki, tarihte hiç karşılaşmadığınız sonuçlarla karşı karşıya kalacağınızı bilmeniz gerekir” uyarısında bulunmuştu.
Rusya tarafından verilen gözdağına rağmen ABD aylardır Ukrayna’nın savunma hatlarını güçlendirmek için ciddi miktarda silah yardımında bulunuyor. Öyle ki, karadan havaya ateşlenen Stinger füzeleri, Javelin tanksavar füzeleri ve gelişmiş radar sistemleri de dâhil olmak üzere birçok askeri teçhizat sayesinde Ukrayna ordusunun ateş gücü üst seviyeye taşınmış oldu.
Bununla birlikte ABD ordusu Ukrayna’nın savunma savaşına destek olmak için yoğun bir askeri istihbarat akışı da sağlıyor.
UÇUŞA YASAK BÖLGE ÇÖZÜM OLMAYA BİLİR, ASIL SORUN KARA TOPLARI
Diğer taraftan, NATO yetkilileri “Uçuşa Yasak Bölge” ilanının bir çözüm olmayacağı görüşünde. Bu karar alınsa dahi Rusya’nın yoğun kara toplarının durdurulamayacağı görüşü de yetkilileri düşündürüyor.
İngiltere Genelkurmay Başkanı Amiral Sir Tony Radakin mart ayı başında BBC’ye verdiği demeçte, “Tehlike sadece Rus uçaklarından gelmiyor. Bu nedenle uçuşa yasak bölgenin bir yardımı olmayacak. Bombardımanın çoğu kara topçularından geliyor. Yıkıma da bunlar yol açıyor” ifadesini kullanmıştı.
3- GEÇMİŞ YILLARDA 'UÇUŞA YASAK BÖLGE' İLANI NERELERDE KULLANILDI?
“Uçuşa Yasak Bölge” kavramı ilk olarak 1990’ların başında ortaya çıkmıştı. ABD, Ortadoğu ve Balkanlarda başlayan çatışmalarda sivil halkı korumak için “Uçuşa Yasak Bölge” ilan ediyordu.
1991 yılında Birinci Körfez Savaşı sonrasında, ABD, Irak'ta Saddam Hüseyin'in itaatsiz bulduğu Şii nüfusa yönelik saldırılarını önlemek için uçuşa yasak bölge ilan etmişti.
ABD, İngiltere ve Fransa hükümetleri, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 688 sayılı kararını öne sürerek, uçuşa yasak bölge ilan ettiklerini duyurmuştu. Fakat, BM’nin ilgili kararında uçuşa yasak bölgelere dair hiçbir ibare yer almıyordu. Dolayısıyla, ilk uçuşa yasaklı bölge ilanı BM kararı olmadan verilmiş oldu.
1996-2001 ARASINDA UÇUŞA YASAK BÖLGE İÇİN 1 MİLYAR DOLAR HARCANDI
Fakat, o yıllarda uçuşa yasak bölge ilan etmenin ne kadar maliyetli bir şey olduğu ortaya çıktı.
Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü tarafından hazırlanan 2002 tarihli raporda, ABD öncülüğünde alınan uçuşa yasak bölge kararında, Koalisyon güçleri tarafından en az 300 bin uçuş yapıldığı açıklandı.
Stratejik ve Bütçe Değerlendirmeleri Merkezi ise 2011 yılında yayımladığı raporda 1996 ile 2001 yılları arasında yürürlükte kalan uçuşa yasak bölge kararının 1 milyar dolardan fazla maliyeti olduğunu duyurdu.
1992'DE ABD DÖRT SIRP JETİ DÜŞÜRMÜŞTÜ
1992 yılına gelindiğinde Balkanlarda eski Yugoslavya topraklarında yaşanan iç savaş döneminde, BM Güvenlik Konseyi, büyük ölçüde Bosnalı-Sırp kuvvetlerinin hava saldırılarını önlemek için Bosna-Hersek hava sahası üzerinde "onay almamış" askeri uçuşları yasakladığını duyurmuştu.
Yugoslavya'nın dağılmasıyla birlikte bu sefer de Birleşmiş Milletler barış güçlerinin korunması için iki yıllık bir uçuşa yasak bölge ilan edilmişti.
ABD savaş uçakları, 1994 yılına kadar uçuşa yasak bölgeyi denetlerken, dört Sırp jetini de düşürmüştü.
PUTİN, LİBYA'DA ALINAN KARARI YASADIŞI OLARAK DEĞERLENDİRMİŞTİ
2011 yılında ise BM Güvenlik Konseyi, Libya'ya yönelik askeri müdahalenin bir parçası olarak da uçuşa yasak bölge ilan ettiğini duyurmuştu. Uçuşa yasak bölge NATO hava kuvvetleri tarafından korunmuştu.
Fakat Libya’da farklı bir düzlem ortaya çıkmıştı. Karar isyancılara karşı Libya devletinin elini kolunu bağlamıştı. O dönemde, Rusya Kaddafi’den yana tavır alarak uçuşa yasak bölge kararına karşı çıkmıştı.
Öyle ki, Putin Ukrayna’ya yönelik askeri operasyonu başlattığında ilk olarak Libya’da yaşananları hatırlatmıştı. “Libya’ya karşı askeri güç yasadışı kullanıldı” diyen Rus lider, Soğuk Savaş sonrasında Batılı devletlerin ellerindeki askeri gücü kötüye kullandığının altını çizmişti.
4- UKRAYNA'DA 'UÇUŞA YASAK BÖLGE' HARİCİNDEKİ SEÇENEKLER NELER?
Avrupa'nın en büyük ikinci ülkesi olan Ukrayna'da uçuşa yasak bölge uygulamak yerine, “sınırlı bir hava sahası” oluşturma seçenekleri üzerinde duruluyor.
Eski dönemlerde Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerde görev yapmış eski diplomat ve ulusal güvenlik yetkilisinden oluşan bir grup, önceki günlerde yayımladıkları açık mektupta, insanların şehirleri terk etmeleri esnasında güvenli bir geçiş için sınırlı bölge ve sürede “sınırlı uçuşa yasak bölge” ilan edilmesi önerisinde bulundu.
SINIRLI BÖLGE, MASADA KABUL EDİLDİ AMA UYGULANMIYOR
Mektupta güvenli geçişi korumak için “sınırlı uçuşa yasak bölge” ilanının Ukrayna ve Rusya arasındaki müzakerelerde masaya yatırıldığını, üzerinde anlaşmaya varıldığını ama uygulamaya bir türlü geçilmediği söylendi.
Ayrıca mektupta, “Büyük zayiatları engellemek ve daha fazla kişinin hayatını kaybetmemesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır” ifadelerine yer verilmişti.
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jen Psaki, önerileri değerlendirdiklerini fakat Ukrayna üzerinde daha geniş bir uçuşa yasak bölge ilan etmenin aynı riskleri barındırdığını söyledi.
Basın Sözcüsü Psaki gazetecilere verdiği demeçte, “Uçuşa yasak bölge kararının uygulanması Rus uçaklarını düşürmeyi gerektirir. Bu da bizi Rusya ile savaşa sürükleyebilecek bir eylem olacaktır. Fakat bütün seçenekleri tek tek değerlendiriyoruz” ifadesini kullandı.