Dışarıdan bakınca görünen

BRÜKSEL’de NATO zirvesi öncesi tartışmalarını izlerken, konuşmadığımız birçok şey gibi Ege Denizi’ndeki önemli bir olayın da hiç dikkat çekmediğini fark ettim.

Biz konuşmuyoruz ama Yunanistan’da çok konuşuluyor.

Türkiye’nin daveti ile 29-30 Mart günlerinde Ege ve Akdeniz açıklarında bir tatbikat yapılacak. Egemen 09 Birleşik Müşterek Fiili Tatbikatı, ABD, İngiltere, Hollanda ve Belçika’nın katılımıyla gerçekleşecek.

Ege Denizi’nde meydana gelebilecek bir sıcak çatışma sırasında NATO güçlerinin müdahale etmelerini ve çatışma nedenini araştırmalarını amaçlayan tatbikat, Yunanistan’ın tepkisiyle karşılaştı. Yunan Savunma Bakanı tatbikata katılacak ülkelere, vazgeçmeleri için başvuruda bulundu. Ama çağrısı karşılıksız kaldı. Yunanistan’ın endişesi Akdeniz ve Ege’de Yunanistan’ın karasularıyla ilgili iddialarının ciddiye alınmaması.

Tartışmalı sulardaki tatbikat tek başına çok önemli olmayabilirdi. Ama ABD Başkanı Obama’nın, Türkiye’yi ziyaret ederken Yunanistan’a uğramayacak olması, Ege’nin karşı yakasında iki olayın birlikte değerlendirilmesine ve bundan siyasi sonuçlar çıkartılmasına yol açtı.

Washington, tasarruf önlemleri nedeniyle toplantıların kısıtlanmasına rağmen Yunanistan ulusal gününün 25 Mart’ta Beyaz Saray’da verilecek bir resepsiyonla kutlanacak olduğunu söyleyerek Atina’dan gelen eleştirileri yatıştırmaya çalıştı. Nafile.

Yunanlı meslektaşlarım bunun her yıl tekrarlanan bir gelenek olduğunu söylüyorlar ve şu sorunun yanıtını arıyorlar.

Türkiye’ye artmakta olan desteğin sebebi ne? Aslında bu soru son günlerde uluslararası kulislerde en sık rastlanan soru.

* * *

NATO
’nun altmışıncı yıldönümünde neleri tartıştığını ve kendisini nasıl biçimlendirdiğini görünce bu sorunun yanıtı daha iyi ortaya çıkıyor.

Fransa Devlet Başkanı Sarkozy, Perşembe günü ülkesinin NATO’nun askeri kanada geri dönüş talebini içeren bir mektubu NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer’e iletti.

Bu bir formalite. Şimdi NATO Fransa’nın askeri kanada geri dönüşünün modalitelerini konuşacak. Hangi komutanlıkları devralacağı, komuta yapısı, kadro paylaşımı, ortak bütçe ve savunma planlama sürecine katkısı konularının tartışılması gerekecek.

Fransa’nın geri dönüşü, 11 Eylül’den sonra Avrupa ile ABD arasındaki uzaklaşmanın sona ermesi anlamına geliyor. Ama daha da önemlisi, Washington’un Avrupa ile güvenlik meselelerini ABD’nin etkin olduğu NATO çerçevesinde ele alacak olmaları. Transatlantik ittifak güçleniyor. Bu NATO’nun Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Transatlantik kanadını rahatlatacak bir gelişme.

Bu nedenle ABD için sadece askeri değil, siyaseten de bu sürecin aksamaması hayati önemde. Türkiye’ye her aşamada Fransa ile müzakere olanağı verecek olan bu dönemde, Türkiye’nin köstek değil destek olması isteniyor. Türkiye daha fazla dinleniyor, daha fazla ikna edilmeye çalışılıyor.

* * *

BÜTÜN
bu çabanın nedeni Afganistan. Her şey Afganistan’a göre planlanıyor, biçimleniyor. Amerikan seçimleri öncesi, süper gücün sona erdiği, Amerikan sonrası dönemden söz ediliyordu. Şimdi ABD, Obama döneminin rüzgarıyla bu imajı değiştirmeye çalışıyor. General Petraeus ve Holbrooke ile birlikte, halkı kazanmaya dayalı yeni bir strateji ile Afganistan’a öncelik veriyor.

Bunu tek başına değil, NATO ile yapacak. NATO, Afganistan’a kilitlenmiş görünüyor. Yeni strateji belgesi de bu iklim içinde hazırlanacak.

Bu prizmadan bakıldığında İran’ın kontrolü, Irak’ın istikrarı açısından Türkiye çok önemli. NATO’da İran ile Afganistan konusunda işbirliği seçeneği çok ciddiye alınıyor. Irak’ta istikrarın bir yolu da Türkiye’nin Kürt sorununu çözmesinden geçiyor.

ABD için bu kritik dönemi Türkiye ile sorunsuz atlatmak önemli. Amerikan Yönetimi’nin AKP ihtimamı bundan kaynaklanıyor.
Yazarın Tüm Yazıları