Çocuğunuz sık hastalanıyorsa...

Bazı çocukların sık sık ateşi yükselir. Tonsilit, sinüzit, bronşit ataklarının daha biri bitmeden yenisi başlar. Kulakları, akciğerleri çok sık iltihaplanır.

Haberin Devamı

Eğer çocuğunuzun sık tekrarlayan ateş yükselmeleri ve akciğer-boğaz enfeksiyonlarından endişe ediyorsanız ve sık nükseden bakteriyel enfeksiyonlar nedeniyle doktor ofislerini her ay ziyaret etmek zorunda kalıyorsanız bu durumun bağışıklık sistemindeki yapısal-genetik bir güçsüzlükten kaynaklanabileceği aklınızda olsun.

SİSTEM ANTİKOR ÜRETEMİYOR...

“Hipogammaglobulinemi” yani “antikor” adı verilen bağışıklık cevabını oluşturan maddelerin yapımında bozukluk ile karakterize genetik kaynaklı bir bağışıklık yetersizliği” ile ilgili bu hastalıkta bağışıklık hücreleri (lenfositler) bağışıklık yanıtı maddeleri (antikorları) üretmede zorlanıyor.
Bu da çocuk ve gençlerde tekrarlayan bronşit ataklarına, bronşektazi gibi kronik akciğer enfeksiyonlarına, tedavisi bir türlü başarılamayan sinüzit ataklarına, daha biri geçmeden diğeri başlayan grip, nezle ve benzeri enfeksiyonlara sebep oluyor.

Haberin Devamı

NE YAPMALI?

Yaygın deyişle “İmmun yetmezlik” adıyla da bilinen bu hastalığın teşhisi kan analizleriyle konulabiliyor. Anlaşılan o ki hastalığın tek bir tipi de yok, farklı yoğunlukta birbirinden değişik kombinasyonları var. Esas sorun da bu. Çünkü yetersiz antikor üretimi enfeksiyonlara yatkınlığın artmasına, hatta bazı hastalarda çok daha ciddi sorunlara yol açabiliyor.
Beyin zarı, kemik ve eklem iltihapları, kan zehirlenmesi gibi ciddi komplikasyonları ortaya çıkabiliyor. Uzmanlar “bir yıl içinde iki veya daha fala sinüzit, sekiz veya daha fazla kulak enfeksiyonu, iki veya daha fazla pnömöni-zatürree-, tekrarlayan deri ve organ yağ apseleri geçiren çocuklarda bu sorun akla gelmeli” diyor...

BİR ÖNERİ

Portakal ve mandalinanın bilinenden daha çok sağlığa faydalı bazı özellikleri var. Bizim aklımıza öncelikle C vitamini zengini olmaları gelse de araştırmalar bu meyvelerin çok daha farklı ve önemli maddeler içerdiğini gösteriyor.
Mesela her ikisi de pektin adı verilen posadan zengin meyveler. Her ikisinde de bol miktarda sağlığa yararlı limonen isimli bir madde var.
Pektin kolesterolü düşürmede ve şekeri dengelemede limonen kilo kontrolünü kolaylaştırmada çok faydalı maddeler. Ayrıca her iki besin folik asitten de zengindir. Portakaldaki hesperidin ve mandalinadaki naringin isimli flovenoidlerin de güçlü birer tümör engelleyici ve damar güçlendirici oldukları biliniyor. Ayrıca her iki besin de adeta birer potasyum deposu. Bu nedenle portakal ve mandalina tüketiminizi özellikle kış bitmeden biraz daha arttırmanızı tavsiye ederim. Ayrıca her ikisinin de kabuğunu rendeleyerek keklerinize, kurabiyelerinize, yoğurdunuza, meyve salatalarınıza ilave edebilirsiniz.

Haberin Devamı

Bel ağrınızı nasıl azaltabilirsiniz?

BİR BİLGİ

Karın kaslarınızı güçlendirmek için yapacağınız egzersizler bel ağrınızı azaltmaya da yarayacaktır. Kas güçlendiren egzersizler sırtınızdaki kasların güçlenmesini, daha esnek ve uzun olmasını sağlayarak bel ağrısını azaltıyor.
Karın kaslarınızı bedeninizin çekirdek kasları gibi de düşünebilirseniz. Bu kasları fark etmek istiyorsanız üst üste birkaç kez öksürün. Karnınızın alt kısmında kasıldığını hissettiğiz kaslar çapraz karın kaslarınızdır. Egzersizle bu kasları çalıştırdığınızda çekirdek kaslarınızı da güçlendirmiş olursunuz. Bel ağrılarınızı azaltmak için fazla kilolarınızı vermenizin, alçak topuklu ayakkabılar kullanmanızın, uzun süre oturmak yerine sık sık yürümenizin, ağrı bir eşyayı kaldırırken dizlerinizi bükmenizin ve yatakta uyurken dizlerinizin arasına bir yastık alarak yan yatarak uyumanızın da faydalı olabileceğini hatırlatalım.

Haberin Devamı

Gaz azaltan destekler

BİR BİLGİ

-Zencefil (ginger)
- Aktif kömür (karbon animal)
- Frukto-oligosakkaridler (FOS)
- Acidophilus ve bifidus bakterileri (probiyotik bakteriler)
- Sindirim enzimleri (amilaz, laktaz, proteaz destekleri, laktait, pankreas enzimi destekleri, Wobenzym, Combysim, Nutrizym ve benzerleri)

Kırmızı et kanser yapar mı?

BİR NOT

Bu soruyu uzmanlar “Hem evet, hem hayır” diye yanıtlıyor. Çünkü doğru tüketildiğinde kırmızı et sağlığın garantisi besinlerden biriyken, yanlış tüketildiğinde bazı kanserlere yakalanmayı kolaylaştırabiliyor.
Çok aşırı ve çok yağlı yemezseniz, ateşte yakarak yani ateş ve kömürle temas ettirerek pişirmezseniz, füme etlerden uzak durursanız, içinde nitrat ve nitritlerin fazlaca olduğu sucuk, sosis, salam gibi işlenmiş et ürünlerinden uzak kalmayı becerebilirseniz kırmızı etin kanser yapma ihtimali yoktur.
Et, yağsız ve kararında yenirse demir, B12 vitamini ve de proteinin en güçlü kaynağıdır.

Yazarın Tüm Yazıları