Çeklerin ‘sözde Alman sorunu’

‘TARİH, sizin için de problem bizim için de’ diyor Vaclav Klaus.İstanbul Forumu’na katılmak üzere Türkiye’ye gelen ve DEİK’in düzenlediği bir toplantıda sohbet fırsatı bulduğumuz Çek Cumhurbaşkanı, Türkiye’de Ermeni iddialarıyla ilgili sorularla da karşılaştı. ‘İlk kez böyle bir soru ile karşılaşıyorum, beklemiyordum’ dedi. Kısa bir süre önce Polonya Parlamentosu’nda Ermeni soykırımı iddiasıyla ilgili bir karar kabul edildiği için, AB’nin bir başka yeni üyesine bu sorunun sorulması doğaldı. Çek Cumhurbaşkanı şaşırdı, çünkü bu soru onun da ‘bam teline’ dokunuyordu. Vaclav Klaus’un, ‘Tarih sizin için de, bizim için de problem’ demesi bu yüzdendi. Çek ve Slovak Cumhuriyetleri de benzer bir sorun nedeniyle sıkıntı yaşıyorlar. Hatta, bu sorun birkaç yıl önce iki ülkenin Avrupa Birliği üyeliklerini tehlikeye bile soktu. Bu bizim de ayrıntılarını iyi bilmemiz gereken, bir siyasi deneyim. * * *KONU, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Çekoslovakya’nın üç milyon Almanı vatandaşlıktan çıkartarak sınır dışı etmesi ve bankalardaki hesapları ile gayri menkulleri de dahil tüm varlıklarına el koymasıyla ilgiliydi. Sadece Almanlar değil, Macar azınlık da aynı kaderi paylaşmıştı. The Economist Dergisi’nin 15 Ağustos 2002 sayısında yer alan rakamlara göre, 1938 yılından önce Çekoslovakya’nın 13.6 milyon olan nüfusunun 6.8 milyonunu Çekler, 3.2 milyonunu Almanlar meydana getiriyordu. Cumhuriyetin ortağı Slovakların nüfusu ise 2 milyondu. Yani Almanlar ikinci etnik gruptu ülkede. Çek ve Slovak kaynaklara göre, 1938 seçimlerinde Almanların yüzde 91’i Nazi yanlısı partiye oy vermişti ve işgal sırasında Hitler ile işbirliği yapmışlardı. Nazi işgali sırasında ülkede konsantrasyon kampları kurulmuş, 200 bin Çek Yahudisi kamplarda ölüme gönderilmişti. İşgal sırasında İngiltere’de sürgünde olan Çekoslovak Cumhurbaşkanı Edvard Beneş’in kararları bu acı deneyimin sonucuydu. Beneş, 20 Ağustos 1940 ile 28 Ekim 1945 arasında 143 karar çıkartmıştı. 15’i Alman ve Macar kökenlilerle ilgiliydi. Örneğin 33 numaralı karar, Nazi işbirlikçisi Macar ve Almanların şahsi suçları nedeniyle yargılanmasını, ancak kolektif suçun parçası oldukları için vatandaşlık haklarının ellerinden alınmasını öngören karardı. Bu karara dayanarak yüz binlerce insan ülkeyi terk etmek zorunda bırakılmış, şiddetle karşı karşıya kalmıştı. Almanya ve Amerika’daki aşırı milliyetçi lobiler etnik temizlik, hatta soykırım ifadelerini bile kullandılar ve kullanmaya da devam ediyorlar bu olaylar için. İşin ilginç tarafı, işgalden sonra Çekoslovakya anayasasında Beneş kararları kaldı. Doğu bloku yıkıldı, Çekoslovakya bölündü, fakat Beneş kararları bu kez her iki ülkenin de anayasasında kararlar çıkartılmadı. AB müzakereleri sırasında konu gündeme geldi. Almanya’da Hıristiyan Demokrat Parti, Çek ve Slovak Cumhuriyetleri’nin üyeliğine karşı çıktı. Çek vatandaşı Almanların kaçıp yerleştiği Bavyera bölgesi Başbakanı Stoiber, ‘Eşim de bir Sudeten Almanıdır. Onların neler çektiğini biliyorum. Beneş kararları anayasalarında kaldığı sürece iki ülkenin adaylığına karşıyım’ diye açıklamalarda bulunmuştu. Ama ne Çek ne de Slovak cumhuriyetleri buna yanaştı. Çünkü bunun arkasından Almanlara ve Macarlara yüksek miktarlarda tazminat ödeme zorunluluğu ve toprak iadesi yükümlülüğü ortaya çıkacaktı. Yine de her iki ülkenin üyelikleri gerçekleşti. Çünkü AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Verheugen’in önerisi Brüksel’i ikna etti. ‘Bunlar geçmişin olaylarıdır. O zaman Avrupa Birliği yoktu. Tarihi geçmişi bırakalım ve yeni bir sayfa açalım’ dedi. * * *ASLINDA AB üyeliği sorunu çözmedi. Daha bir ay önce, Slovakya, Macaristan başbakanlarının buluşması ertelendi. Slovak haber ajansı nedenini, ‘Macaristan Dışişleri’nden bir yetkilinin, sözde Beneş kararları dosyasının henüz kapanmadığı yolundaki açıklamaları’ olduğunu duyurdu. Lobiler, dava açmak için çabalarını sürdürüyor, her kıvılcım olay yaratıyor. Çarşamba günü Çek Cumhurbaşkanı, İstanbul’dan dünyaya şöyle sesleniyordu: ‘Tarihle oynamayın. Tarihi yeniden yazmaya, değiştirmeye kalkmayın. Evet hatırlamalı ve tarihten ders çıkartmalıyız. Ama tarihi güncel siyasi çıkarlarımız için suiistimal etmemeliyiz.’Bize tavsiyesi de şuydu: ‘Vazgeçmeyin, mücadele edin. Bazı Avrupa ülkelerinde dostlarınızın olduğunu bilin.’
Yazarın Tüm Yazıları