Bu gidiş iyi değil

BAŞTAN söyleyelim de, yazının bütünü içinde iki şey gürültüye gitmesin: Birincisi...

Haberin Devamı

Dün tutuklanarak Erzurum Cezaevi’ne konulan, İlhan Cihaner isimli Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı değil, doğrudan doğruya “hukuk”tur. Kavganın hedefi de -kaç defa yazdık- doğruca 1923 tarihli Atatürk Cumhuriyeti’ni Cemaat Cumhuriyeti yapmaktır.


İkincisi... Sanılmasın ki bu kavganın sonu yoktur.

Vardır ve o son, hukuku ayaklar altına alanların hezimeti ve hukuka sığınmalarıyla gelecektir.


Siz bunları bir kenara yazın. Biz de bugünkü konumuza dönelim:


Biliyorsunuz Türkiye’de kimsenin havsalasının almayacağı olaylar yaşanıyor.


Hukuka inananlar elbet “Suç varsa, suç işlediğinden şüphe duyulan varsa, adalet bunun hesabını sormalıdır” diyor.


Bireyler ve kurumlar bu temel inancın gerektirdiği sabrı gösteriyor.

Haberin Devamı


Ama bilinsin ki artık kimse, karşılaştığımız özellikle siyasi kökenli ve amaçlı soruşturmaların “hukukun gereği” olarak yapıldığını düşünmüyor. Tam tersine herkes, çeşitli suçlamalar, düzmece ihbar mektupları, mahkûmiyet yerine geçen tutuklamalar, beraatla sonuçlanacağı bilindiği halde “mahkemede süründürme” amaçlı yargılamalar, “yasalar önünde herkes eşittir” gerekçesiyle sürdürülen “yıkım” kampanyaları ile Türkiye’nin nereye götürüldüğünü artık görüyor.


Van
’daki Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’ın, “eski eser kaçakçılığı yaptığı, çeşitli yolsuzluklara bulaştığı” suçlamalarıyla başlayan süreç, gören gözlere daha o tarihte amacın ne olduğunu göstermişti.


Aynen dün Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’e yapıldığı gibi o zaman da Yücel Aşkın -yasal usuller yok sayılarak- tutuklandı. Sonunda Aşkın tüm suçlamalardan aklandı ama, yapılan zulüm Yücel Aşkın’ın dünyasını mahvetti.


Aşkın
’a iftira atanlar da, adaletin bu sonuca varacağını biliyordu ama amaç onun şahsında herkese “Atatürkçülüğün artık bir suç olduğu” mesajını vermekti.

Dikkat edin hâlâ aynı kampanya sürdürülüyor.


Eğer inanmazsanız, herhangi bir gün herhangi bir gazeteyi alın, “Bugün hangi Atatürkçü tutuklanmış?” sorusunun yanıtını orada arayın.

Haberin Devamı

İlhan Cihaner eğer 2 Kasım 2007 tarihinde görevini yapıp İsmailağa cemaatinin Erzincan ve çevresindeki yasadışı eylemleri ve örgütlenmeleri konulu soruşturma başlatmasaydı; daha sonra ikinci bir soruşturmayı Fethullah Gülen cemaati hakkında açmasaydı, çok muhtemelen hakkında ne kimse düzmece ihbar mektupları yazacak ne de başına bunlar gelecekti.


Yerimiz dolmadan son sözlerimizi söyleyelim:


Bu gidiş gidiş değil.


Yukarıda söylediklerimizi yapanlar amaçlarına ulaşacaklarını sanıyorlarsa -isterlerse bir kenara yazsınlar- o hiçbir zaman mümkün olmayacak.


Ama bu gidişte ısrar, aynen dün Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu gibi, ülkenin öteki hukuk kurumlarını da harekete geçirecek ve faturayı önlerine koyacaktır.

Haberin Devamı


Yeri gelince bu konuyu daha da ayrıntısıyla yazarız. 

Yazarın Tüm Yazıları