Biz yeni başkandan ne bekliyoruz

AMERİKAN seçimleri yaklaştıkça sorular artıyor. Kim başkan olacak?

Obama ya da McCain, bizim açımızdan ne fark ettirecek? Yeni Başkan’ın Türkiye politikası ne olacak? Türkiye’den ne bekleyecek?

Bizim beklentilerimizi soran yok doğal olarak.

Biz, yeni başkanın, hangisi seçilirse seçilsin, Türkiye’deki kamuoyu algılamasını değiştirmek isteyeceğini biliyoruz. O kadar kötü ki.

Son yıllarda yapılan bütün araştırmalarda Türkiye, Amerikan karşıtlığının en yüksek olduğu ülkelerin başında geliyor.

Irak’ın işgali, tezkere tartışmaları, PKK’nın Amerikan işgali altındaki bir coğrafyadan Türkiye’yi hedef alması bu sonucun ortaya çıkmasındaki en büyük etkenler.

Bush Yönetimi’nin ve onun neoconlarının, aşırı muhafazakar, kendini beğenmiş, dünyanın hakimi havaları da bu sonuçta etkili oldu tabii ki, üstelik sadece Türkiye’de değil tüm dünyada.

***

İKİNCİ kez seçildikten sonra Bush, Avrupa ile ilişkileri düzeltmek için gayret gösterirken Türkiye’ye de olumlu sinyaller verdi. Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmaya başladı, PKK’ya karşı mücadelede işbirliği yapmaya yanaştı.

Bunlar olumlu gelişmeler olsa da Türkiye’deki havayı değiştirmeye yetmedi.

Amerika’nın gücünü ve etkisini yitirmekte olduğu iddiaları, Post Amerika döneminin başladığı tezleri, hatta son küresel ekonomik krizin bir numaralı mağduru olması bile Amerika’nın durumunu Türk kamuoyu gözünde değiştirmeye yetmedi.

Amerika sıradanlaşamadı.

Son zamanlarda ise ilginç bir biçimde Obama’nın seçilmesi halinde Türk kamuoyundaki Amerikan karşıtlığının sona ereceği beklentisi pompalanıyor.

Irak savaşı öncesi Bush ve silah arkadaşlarının mikrofonu olanlar, şimdi Obama’ya hazırlanıyor.

***

OBAMA
’nın, pek tanımadığı babasının Afrikalı olması, ailesinde Müslümanların bulunması, gençliğinde refahın eşit dağılımı üzerinde kafa yorması, biraz siyah, biraz solcu, biraz Müslüman izlenimi yaratması eski Vietnam gazisi McCain’e karşı, ona benim gözümde de bir "hoş"luk veriyor ama yeter mi?

Yetmez çünkü Türkiye’nin ve Türkiye kamuoyunun da yeni başkandan beklentileri var.

Irak savaşı ile altüst edilen uluslararası hukuk ve ilkelerin yeniden güçlenmesi için Birleşmiş Milletler dahil bütün örgütlerde diplomatik çabalara saygılı olmak, ittifaklara önem vermek, savaş dilini terk etmek, demokratikleşme süreçlerini, işleri büsbütün karıştıracak biçimde iç dinamiklere müdahale etmeden desteklemek gibi.

Buna Türkiye de dahil tabii.

Şimdilerde rafa kaldırılmış görünen Büyük Ortadoğu Projesi ile Türkiye’ye "ılımlı İslam" rolü biçerek, sorunlarımızın çözümünü daha da zorlaştıran, gözdeler ile gözden çıkartılanlar bölücülüğüne fırsat vermiş olan bu fikir, bize hiç de iyi gelmedi. Böyle, tek taraflı rol biçmelerden uzak durmasını beklerim ben yeni başkandan.

Ülkelerin içinden müttefik seçimleri yapmamalı. Başkanın adamları, yandaşları, yardakçıları orada olabilir ama burada olmamalı.

İttifaklar, demokrasilerin evrensel değerleri temelinde sağlanmalı. İttifaklar, birbirinin yaptığı "ihlaller"e göz yumma temelinde olmamalı.

Irak’ta terörist gruplara karı mücadele ediyorum diye Suriye bombalanmamalı. Türkiye buna sessiz kalmaya zorlanmamalı mesela.

Beklentileri belirlerken, beklenenler de hesaba katılmalı.
Yazarın Tüm Yazıları