Bilim Kurulu’ndan Bilim Kurulu’na hançer

AKADEMİK personel sayısı 29’dan 4’e düşürülüyor. Bütçesi kısıtlanıyor, kadroları verilmiyor, projeleri geri çevriliyor.

Haberin Devamı

Burası Feza Gürsey Enstitüsü (FGE).
Bu engellemelerin arkasında, ne hikmetse, yine bir bilimsel kurum, TÜBİTAK var. Engellemelere rağmen, FGE’de kişi başına yayın sayısı yine de artıyor. Araştırmaları yine de sürüyor.
FGE yaz okulları, kış konferansları, benzeri etkinlikler ve araştırmalarla bilim adamı yetiştiren bir kurum. Şimdi bağlı bulunduğu TÜBİTAK tarafından yeri değiştiriliyor, Gebze’de yine TÜBİTAK’a bağlı bir başka kuruma katılıyor. Fiilen kapatma anlamında.

DÜNYA ÇAPINDA FİZİKÇİ

Feza Gürsey dünya çapında bir fizikçimiz. Türkiye’de ve yurt dışında önemli üniversitelerde görev yapmış, pek çok araştırmaya imza atmış, yüzlerce öğrenci ve bilim adamı yetiştirmeye katkıda bulunmuş bir
bilim adamı.
Feza Gürsey 1992’de vefat ediyor. Yine bir fizik profesörü olan Erdal İnönü ile diğer bilim adamları Gürsey’in anısını yaşatmak üzere, FGE’nü kuruyor.
FGE, Gürsey’in hayatını adadığı gibi, bilim adamı yetiştiren bir kurum olarak faaliyete başlıyor. TÜBİTAK bünyesinde.
Ancak, şimdi TÜBİTAK kararıyla Gebze’de sanayi araştırmalarını belirleyen bir gurubun içine alınıyor.

Haberin Devamı

TEORİDEN PRATİĞE

Bilim demek teori demek. Teorinin pratikle kanıtlanması için, araştırma yapmak demek.
FGE bu kararla teoriden uzaklaştırılıyor. Doğrudan piyasa mekanizması içine alınıyor.
FGE’nü Gebze’ye taşımak bilimsel araştırmaya veda eden, bilimi hançerleyen bir karar.
Yurt içinden ve dışından bilim adamları kararı protesto ediyor. TÜBİTAK’ın bağlı olduğu, aynı zamanda bilim ve teknolojiden sorumlu Sanayi Bakanı Nihat Ergün’e mektup yazan bilim adamları FGE neden kapatıldı, anlamıyoruz diyerek, Ergün’e seslerini duyurmaya çalışıyor.
Örneğin, Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Meral Serdaroğlu Bakan Ergün’e gönderdiği mektupta “temel bilimlerin araştırması yapılan ve genç bilim adamlarının biraz rahat nefes alıp dünyevi dertlerden uzak çalışmasını amaçlayan bir kurumun, çalışmıyor, diye kapatılmasına çok şaşırdım” diyor.
Aslında bütün bilim dünyası şaşırıyor. Dünyanın her yerinde, her ülke yetiştirdiği değerli bilim adamlarına kurulan enstitülerle sahip çıkıyor. Bizde sahip çıkmak bir yana, dışlamak söz konusu.
TÜBİTAK kararını neye dayandırıyor, belli değil. Para ise, değil. TÜBİTAK’ın bütçesi 1.5 milyar lira. FGE’nün payı 1.5 milyar lira içinde sadece iki milyon lira.
TÜBİTAK’ın kapatma kararı karşısında, bilim adamları ayağa kalktığına göre, her şeyi incelemek gerek.
Bu da, iyi niyetinden kuşku duyulmayan Sanayi Bakanı Nihat Ergün’ün görevi.

Haberin Devamı

Blair ile Gonzales’i dinlemek

TONY Blair İngiltere Başbakanı olduğu zaman İrlanda Kurtuluş Ordusu’nun (IRA) silah bırakmasına giden süreci başlatıyor. Bizim için
Kürt Sorunu ve PKK ne ise, İngilizler için Kuzey İrlanda ve IRA aynı.
Anılarını anlattığı kitabında Blair’in o soruna ilişkin cümlesi evrensel değer taşıyor:
“Konu, Kuzey İrlanda sorunu olduğu zaman, hiç kimse normal davranış sergilemiyordu. Bense, kendimi bir Başbakan olarak her türlü muameleyi göğüsleme durumunda hissettiğim için soğukkanlılığımı daima korumaya gayret ediyordum”.
İngiltere’de Blair, İspanya’da ayrılıkçı terör örgütü ETA ile benzer süreci yaşayan
Başbakan Gonzales. Başımızda benzer bir sorun var. Başbakan Erdoğan’ın yerinde olsam, Blair ve Gonzales’le barışa giden yolu konuşmak için, bütün işimi gücümü bırakır, onların deneylerini dinlerdim.

Haberin Devamı

Erdoğan Toprak’tan can alıcı soru

FENERBAHÇE Başkanı Aziz Yıldırım Metris Cezaevi’nde rastladığı, tutuklu üç Beşiktaşlı Serdar Adalı, Tayfur Havutçu ve Ahmet Ateş’e sesleniyor:
“Allah kurtarsın”.
Hapishane alışkanlığı, hapishanelerin klasik söylemi.
Üç Beşiktaşlı’yı önceki gün Beşiktaşlılar ziyaret ediyor. Edenlerden biri de, Beşiktaş Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak. Dün Toprak’a görüşmedeki izlenimlerini soruyorum. Spordan sorumlu eski bakan olarak Toprak:
“Bu iş ihtisas mahkemesi işi, ama bizde yok. Asıl kaygım iddianamenin uzaması, mahkeme sürecinin uzun zamana yayılması”.
Benzer kaygı tutuklularda da var. Adalı, Havutçu ve Ateş Metris’te diğer mahkumlardan ve Aziz Yıldırım’dan ayrı koğuşta kalıyor. Hapishane yönetimi onlara iyi davranıyor. Onlarda panik yok, sadece mahkemenin uzama ihtimali.
Erdoğan Toprak dün bir sorunun altını çiziyor:
“Kulüpler Avrupa gelirlerini teminat gösterip, bankalardan kredi almış olabilirler. Şimdi Avrupa’ya katılmazlarsa, o kredinin altından nasıl kalkacaklar?”
Bütün kulüpler için çok zor bir dönem.

Yazarın Tüm Yazıları