Beyin göçüne efsane örnek

SABAH 02.30, Washington’da Dünya Bankası yöneticilerinden Attila Karaosmanoğlu’nun telefonu çalıyor.

Haberin Devamı

Ankara’dan arayan Başbakan Nihat Erim, 12 Mart 1971 darbesi ardından kurulacak yeni hükümetin başbakanı.
Erim, Karaosmanoğlu’na ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığı öneriyor. Dünya Bankası’nda anılan adıyla “Bay K” düşünmek için zaman istiyor. Kabul yok, görüşmek için geldiği Ankara’da “ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Karaosmanoğlu Türkiye’ye geldi” haberleriyle karşılanıyor.
Yıllar sonra Washington’daki sohbetimizde “O saatten sonra kabulden başka yol kalmamıştı” diye anlatıyor.

‘IMF AZ BULDU’

1978’de Ecevit hükümeti IMF ile anlaşmak zorunda kalıyor.
Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu, Maliye yöneticileri Vural Güçsavaş, Aysel Öymen, Çetin Hacaloğlu Washington’a gidiyor, izlemek üzere ben de oradayım. Ecevit devalüasyon yapmış, dolar 25 lira. Odasına girdiğimde, Karaosmanoğlu
“sancılı bir devalüasyon”
diyor, “IMF az buldu”. IMF ile görüşmeler çok çetin geçiyor.

Haberin Devamı

PLAN KOMÜNİST İŞİ

Karaosmanoğlu efsanevi iktisatçılarından biri. Efsane olması sadece iyi iktisatçılığından değil, “planlı kalkınma modelini” Türkiye’de ilk uygulayan ekibin başını çekenlerden biri. Plan 1960-1980 arasında en çok tartışılan konuların başında. Birilerine göre, “plan komünist işi”.
1961’de İsmet Paşa Başbakan. Birinci Beş Yıllık Plan hazırlanıyor. Ancak, plan hükümetle DPT arasında anlaşmazlık yaratıyor. İlkeler ve iktisadi tercihler var, Karaosmanoğlu ve arkadaşları İsmet Paşa’nın ısrarına rağmen, istifa ediyor. Bürokrasi tarihinde örnek olaylardan biri.
Karaosmanoğlu için Dünya Bankası yılları başlıyor. DPT’de oluşan efsanevi kimlik, Dünya Bankası’nda yerine oturuyor. Amerikalı olmadığı halde başkan yardımcılığına kadar yükseliyor.

12 MART

12 Mart darbesinde sonra Nihat Erim kuracağı hükümete “beyin takımı” adını veriyor. Akla gelen isimlerden biri Karaosmanoğlu.
Ama, sorun var. Plancı ya, komünist ya, komünistlerin hükümette işi ne. Komünist mi, değil mi, Dünya Bankası’na soruluyor, Başkan McNamara, ki azılı komünist düşmanı, gülüyor, “Aptalları hiç çekemez” diyor.
Beyin takımına “toprak reformu” sözü veriliyor. Ne toprağı, hangi reform, yok öyle bir şey, Karaosmanoğlu dahil, beyin takımı hükümetten istifa ediyor.
İstifanın altındaki asıl gerçeği sohbetimizde anlatıyor:
“Hükümet generallerin yönetimine girdi, 12 Mart’ın insan hakları ihlallerini ve çeşitli uygulamalarını kabul etmek mümkün değildi, demokrasiye dönüş sözü verilmişti, ama dönüşe daha çok vardı”.
Dünya Bankası’na dönüyor, tam beyin göçü. Şimdi sonsuzluğa göçüyor. Işıklar içinde yatsın.

Haberin Devamı

Uludere benzer rekora doğru

CİNAYET aynı. Akla ister istemez Uludere geliyor.
1994’te hava operasyonunda Şırnak’ın iki köyünde otuz üç kişi öldürülüyor. AİHM Türkiye’yi en yüksek tazminata, 2 milyon 305 bin Euro’ya mahkûm ediyor.
2011’de Uludere’de 38 kişinin öldürülmesi gibi. İki yıl dolmak üzere. CHP milletvekili Levent Gök Uludere’yi özetliyor:
1- Meclis İnsan Hakları Komisyonu Uludere raporu hazırlıyor. CHP’nin itirazına rağmen, rapor cinayeti örtbas etme çabasında.
2- İçişleri Bakanlığı müfettişi Nisan 2012’de ön inceleme raporu hazırlıyor. Bir buçuk yıl geçmiş, ön inceleme hâlâ soruşturmaya dönüşmüş değil.
3- Diyarbakır Savcılığı dosyayı uzun süre beklettikten sonra görevsizlik kararı vererek, dosyayı Genelkurmay Başkanlığı Savcılığı’na gönderiyor. Dosya şimdi orada bekliyor.
Levent Gök devam ediyor:
“Böyle gidişle, AİHM Uludere için de benzer mahkûmiyet kararı verebilir. AKP Uludere’yi unutturmak istiyor ama, biz peşini bırakmayacağız”.
1994 cinayetinde hak yerini yirmi yıl sonra buluyor. Durun bakalım, Uludere cinayetinden bu yana iki yıl henüz geçmek üzere. Daha çooook var, ne hukuk devleti ama.

Yazarın Tüm Yazıları